Deniz GÜREL
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2007 00:00
’Gemide’ filmindeki rolüyle sinamaseverlerin gönlünde ayrı bir yeri olan, Takva’daki performansıyla bir çok festivalde ödül alan Erkan Can, If Performance Hall’daki programı sonrası Ankara Hürriyet’in sorularını yanıtladı.
Ankara için yakın zamanda bir projeniz var mı?n Arkadaşlar bu konuda çalışıyor yakında bir proje çıkacak. Ama henüz ismi bile belli değil. Ben de merakla bekliyorum. Bakalım piyangodan ne çıkacak.
n Kültür Başkenti olma konusunda Ankara ve İstanbul hep kıyaslanır. Sürekli bir çekişme vardır iki şehir arasında.Bu çekişme eskiden beri vardı. Ben 1975 sezonunda başladım tiyatroya. O dönem de vardı bu çekişme. Sonra konservatuara gittim orada da Ankaralılar, İstanbullular ve Mimar Sinan’lılar olarak kutuplaşma vardı. Ben bu tür olaylara hep hayretler içerisinde bakmışımdır. Ne gerek var. Oyuncu olan adam çıkar seyircinin karşısına oyununu oynar. Böyle birşey ilerleyen zamanlarda da olacak ama ben olmamasını diliyorum.
GEMİDE FİLMİNİN YERİ AYRI
n ’Gemide’ filminden sonra büyük bir hayran kitleniz oluştu. Bunu neye bağlıyorsunuz. Gençleri kötü yönlendirdiğinizi düşündünüz mü hiç?
n Gençler ne söylediğimi okuyabiliyorlar aslında. Zaman zaman böyle bir düşünce geliyor aklıma. Gemide filmi Türk sinemasında önemli bir yerde, bir anlamda dönüm noktasıdır. Benim ve yeni sinemacıların ilk filmidir. Ondan sonra da önemli filmler yaptık. Bu konuda tevazuya gerek görmüyorum. ’Dar Alanda Kısa Paslaşmalar’, ’Laleli’de Bir Azize’ önemli filmlerdi. ’Gemide’ filminin yeri ayrıdır aslında ama yaptığımız diğer beş filmde de bu başarıyı yakaladık. Bundan sonra da güzel şeyler yapacağız inşallah.
TAKVA İÇİN 5 YILÇALIŞTIM
n ’Gemide’ filmindeki karakterle ’Takva’ filminde canlandırdığınız karakter birbirinden çok farklı ama ikisi de çok başarılıydı.n Değişiklik şart. Beş senedir Takva’ya çalıştım ve beş sene her yere götürdüm filmdeki ’Muharrem’ karakterini. Senaryosunu okudum ve her an kafamda oluşturmaya başladım.
n İnsanlar sizi kendilerine çok yakın buluyorlar. Bunun nedeni nedir sizce?Yaptığım iş sinema. Mahallenin Muhtarları adlı dizede ’Temel’ karakterini oynamıştım. Oradan da bir sempati var. Böyle bir denge yakaladım herhalde ya da hayatta böyle bir denge var. Ben böyle bir şeyi hiç hesaplamadım. Bu durum kendiliğinden oluştu aslında.
n Mahallenin Muhtarları dizisinde oynadığınız ’Temel’ rolünü şu zamanlarda yaptığınız işlerden çok uzak buluyorum. O zamanlar bu rolü maddi kaygılar nedeniyle mi oynamıştınız?
n O zamanlar ben tiyatro yapıyordum. Ufak bir rolüm olsun biraz da çorbam kaynasın istedim. Sonra bazı nedenlerden dolayı tiyatrodan istifa ettim. Şimdi tiyatro yok zaten, üstelik bu kadar ucuza da olmamalı. Belediye, şehir tiyatrolarını 1 YTL yaptı. Bizim de sorumluluklarımız var. Geçinmek zorundayız. Böyle olunca da dizilerde oynuyorum. Sette olmak beni dinlendiriyor, mutluyum.
n Engin Günaydın’la bir projeniz olduğunuzu duydukn Bu proje ’Hücreler’ isminde vücudun içinde geçen bir tiyatro oyunu. Engin yazdı bu oyunu, kalemi iyidir onun. Oyun için herşey hazır ama herkesin işi gücü var. Çekimler ve diziler var bu yüzden tam bir tarihi yok.
BİZDE HERKES BİRBİRİNİ BEĞENİR
n Peki Erkan Can hangi oyuncuları beğeniyor? Hepsi benim arkadaşım hepsini severim. Settar Tanrıöven’i beğenirim, Olgun’u beğenirim (Olgun Şimşek), Ali Sürmeli’yi de çok beğenirim. Beğendiğim çok kişi var, bizde herkes birbirini beğenir. Şener Abi’yi (Şener Şen) zaten saymaya gerek yok. Oyuncu olarak Yılmaz Güney’i de beğeniyorum. Başka türlü bakıyor. Yılmaz Güney dört dörtlük bir sinemacıdır.
n Yılmaz Güney’in yönetmen yönü de var. Sizi de görebilecek miyiz yönetmen koltuğunda. Hayır. Ben sadece oyunculuktan anlarım. O kadarına kafam çalışmaz. Yönetmenlik, yazarlık başka bir yetenek.
n Oyunculuk konusunda bir hedefiniz var mı?Öyle bir planım yok. Herşey kendiliğinden oluyor. Hırsım yok, tek istediğim iyi filmler yapmak.
İyi film kulaktan kulağa yayılırn Bir sürü yerli ve yabancı film gişe yapamazken ’Gemide’ filmi büyük bir başarı yakaladı. Bu birazda ’Fısıltı Gazetesi’ aracılığıyla oldu sanırım.
n Sinema böyle birşeydir zaten. Bir sürü film çekiliyor ve bunların haftalar öncesinden reklamı yapılıyor. Bu reklamlar izleyicide artık farklı düşünceler uyandırıyor. İzleyicinin "Bu kadar çok reklamı yapılıyorsa kötü bir filmdir" düşüncesine kapıldığını, gezdiğimiz şehirlerde duyuyoruz. Bizim böyle bir lüksümüz yoktu. Yeni Sinemacılar’ın reklam yapacak parası yoktu o zamanlar. İyi film böyledir. Kulaktan kulağa yayılır. İnsanlar birbirine "Gittin mi bu filme" diye sorarlar. İyi film böyle oluyor herhalde. Ben de yeni öğreniyorum bunları. Çok film çekme taraftarı da değilim. Yeni Sinemacılar’la kağıt üzerinde olmayan bazı anlaşmalarımız ve sözlerimiz var. Bu anlaşmalar doğrultusunda devam edeceğiz.