Gelecek için çocuk yetiştirmek yetmez
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2008 00:00
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Senemoğlu, Atatürk’ün öngördüğü Cumhuriyet eğitiminin, yaygın, demokratik, halkçı bir eğitim olduğunu belirtti. Senemoğlu, "Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşılamaz. Çocuklar, geleceğindir. Geleceği yetiştirecek anne ve babalar aydınlatılmalıdır" dedi.
Prof. Dr. Senemoğlu, Dumlupınar Üniversitesi Eğitim Fakültesince düzenlenen "Okul Öncesi Eğitimden Yükseköğretime Öğrenci Dostu Eğitim Ortamları" konulu konferansta, Büyük Önder Atatürk’ün, bir ulusun yaşamında eğitimin önemini en iyi anlayıp, anlatan devlet adamı olduğunu söyledi.
Atatürk’ün söylev, devrim ve ilkelerine, onunla doğrudan etkileşimde bulunanların anılarına bakıldığında, O’nun çok başarılı bir asker, tam bir devlet adamı, nitelikli bir ekonomist, mükemmel bir yönetici ve eşsiz bir eğitimci, hatta eğitim bilimci olduğunun görüldüğünü belirten Senemoğlu, şöyle konuştu:
"Atatürk’ün eğitime ne denli önem verdiğinin bir kanıtı olarak, Kurtuluş Savaşı sırasında, Sakarya Savaşı’nın kokularının geldiği, en zor koşulların yaşandığı 1921 yılında, bir ara cepheden Ankara’ya dönerek 16-21 Temmuzda 1. Maarif Kongresi’ni toplaması örnek gösterilebilir. Atatürk, Türk öğretmen temsilcilerini bir araya getirerek, o güne kadar izlenen geleneksel eğitim yöntemlerinin ülkenin geri kalmasında önemli etken olduğunu, bundan böyle ulusun gelişimini sağlayacak milli eğitim politikalarını geliştirmek gereğini vurgulamıştır."
Çocuklar, geleceğindir
ATATÜRK’ün öngördüğü Cumhuriyet eğitiminin yaygın, demokratik, halkçı bir eğitim olduğunu vurgulayan Senemoğlu, şunları kaydetti:
"Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşılamaz. Çocuklar, geleceğindir. Geleceği yetiştirecek anne ve babalar aydınlatılmalıdır. Okul dışında kalmış genç ve yaşlıların eğitimini kapsayan yaygın eğitim ve halk eğitimi kavramlarını ülkemize ilk olarak Atatürk getirmiş, halk evleri özellikle bu amaç için kurulmuştur. Yeni alfabenin kabulünden sonra Millet Mektepleri de bu planın bir parçasıdır. Ülkede var olan her imkan, halkın eğitimine yönlendirilmiştir. Başta da Türk Ordusu vardır. O’na göre Silahlı Kuvvetlerin en önemli görevi eğitimdir. Bu, askeri eğitimden önce temel ve genel eğitimdir."
Atatürk’ün söylev, devrim ve ilkelerine, onunla doğrudan etkileşimde bulunanların anılarına bakıldığında, O’nun çok başarılı bir asker, tam bir devlet adamı, nitelikli bir ekonomist, mükemmel bir yönetici ve eşsiz bir eğitimci, hatta eğitim bilimci olduğunun görüldüğünü belirten Senemoğlu, şöyle konuştu:
"Atatürk’ün eğitime ne denli önem verdiğinin bir kanıtı olarak, Kurtuluş Savaşı sırasında, Sakarya Savaşı’nın kokularının geldiği, en zor koşulların yaşandığı 1921 yılında, bir ara cepheden Ankara’ya dönerek 16-21 Temmuzda 1. Maarif Kongresi’ni toplaması örnek gösterilebilir. Atatürk, Türk öğretmen temsilcilerini bir araya getirerek, o güne kadar izlenen geleneksel eğitim yöntemlerinin ülkenin geri kalmasında önemli etken olduğunu, bundan böyle ulusun gelişimini sağlayacak milli eğitim politikalarını geliştirmek gereğini vurgulamıştır."
Çocuklar, geleceğindir
ATATÜRK’ün öngördüğü Cumhuriyet eğitiminin yaygın, demokratik, halkçı bir eğitim olduğunu vurgulayan Senemoğlu, şunları kaydetti:
"Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşılamaz. Çocuklar, geleceğindir. Geleceği yetiştirecek anne ve babalar aydınlatılmalıdır. Okul dışında kalmış genç ve yaşlıların eğitimini kapsayan yaygın eğitim ve halk eğitimi kavramlarını ülkemize ilk olarak Atatürk getirmiş, halk evleri özellikle bu amaç için kurulmuştur. Yeni alfabenin kabulünden sonra Millet Mektepleri de bu planın bir parçasıdır. Ülkede var olan her imkan, halkın eğitimine yönlendirilmiştir. Başta da Türk Ordusu vardır. O’na göre Silahlı Kuvvetlerin en önemli görevi eğitimdir. Bu, askeri eğitimden önce temel ve genel eğitimdir."