Gecekondu tartışması
Güncelleme Tarihi:
Rüya YELSALI
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2009 00:00
Altındağ’daki imar düzenlemesi, Doğantepe’de takılıp kaldı. Bölgedeki gecekonducular, sahibi oldukları evler için sadece enkaz bedeli teklif edilmesine karşı çıkarken Başkan Veysel Tiryaki enkaz bedeli konusundaki ısrarından vazgeçmiyor.
Yıkılacak evlerine mavi boya ile çarpı atılan gecekonducular, sadece enkaz bedeli ödenmesi teklifi ile karşı karşıya kaldı. Belediyenin kendilerine yeni bir yer göstermesini ya da en azından evlerinin gerçek bedelini isteyen tapu sahibi gecekonducular, belediye yetkilileriyle görüşseler de bir sonuç alamadılar.
1989 yılında çıkarılan İmar Affı ile tapu sahibi olan gecekonducular, belediyenin kendilerine hiçbir bildirimde bulunmadığını, yalnızca dolaşan belediye araçlarının "Okullar kapanınca evler yıkılacak" duyurusu yaptığını söyledi. Görüşmeye gittikleri Belediye İmar Müdürü Ziya Kalaycıoğlu’ndan aldıkları "Biz yıkacağız, siz sonra dava açacaksınız. Başınızın çaresine bakın" yanıtı aldıklarını iddia eden gecekondu sahipleri mahalle sakinleri, bölgedeki değişim ve yenilenmeye karşı olmadıklarını özellikle vurguluyor. Mahalleliler, "Evlere biçtikleri fiyat çok düşük. 35 bin TL’lik üç katlı eve 16 bin TL dediler" şikayetinde bulunuyor.
Gücümüz yok
Hiçbir geliri olmadığını söyleyen Aynur Ergün ise Altındağ Belediyesi’nden bir süredir gıda yardımı aldığının altını çiziyor:
"En başta ’Evleriniz yıkılmayacak’ dediler. Şimdi ise yıkacağız diyorlar. Kocam üç yıldır felçli. Ne bir gelirim var, ne de sağlık güvencem. Ayakta durmaya çabalıyorum. Altındağ Belediyesi’nden aldığım yardımla geçiniyorum. Yani belediye hem yardım ediyor, hem sokakta bırakıyor."
Derme çatma gecekondulara bile güçleri olmadığını söyleyen Fadime Tuncer ise "Askerdeki çocuğa mı para gönderelim, kira mı ödeyelim? Mesele yıkmak değil ki, keşke evlerin gerçek bedelini ödese de mağdur olmasak" diyerek tepkisini ortaya koyuyor.
Avukat Olcay: Hukuk dışı
ÖZEL mülklerin, ihtiyaç olunduğu takdirde kamulaştırılması ve bedellerinin ödenmesi ile alıkonulması gerektiğini söyleyen avukat Hatice Olcay ise, Belediye’nin hukuk dışı bir çalışma yürüttüğünü öne sürerek şunları söyledi:
"Özel mülkiyet, Anayasa’nın koruması altındadır. Devlet veya başka bir kamu kurumu, kamulaştırma yapıp bedelini peşin ödemeden özel mülkiyet üzerinde hiçbir tasarrufta bulunamaz. Ayrıca tapulu mülkiyette enkaz bedeli olmaz, bina bedeli olur."
Arsalar babamın malı değil
KONUYLA ilgili olarak Ankara Hürriyet’e konuşan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ise, çoğunluk isterse yıkımı durduracağını, bu tip sorunların da ’değişimin bedeli’ olduğunu söyledi. Tiryaki, sözlerine şöyle devam etti:
"Vatandaşın evini kamulaştırmıyoruz, çünkü aksi halde çok para veririz. Evlerin karşılığı olarak da sadece enkaz bedeli veriyoruz. Evet, düşük bir bedel. Çünkü arsalar babamın malı değil. Tüyü bitmemiş yetimin, halkın parasıdır bu paralar. Tapusundaki metre karşılığı alacağı arsasını müteahhite versin. Enkaz bedeli ile kiralarını veriyorum. Bina yapılana kadar da kiraya çıksın."
"İstemiyorlarsa toplanıp gelsinler, yıkımı hemen durdururuz" diyen Tiryaki tepkisini şu sözlerle ifade etti:
"Zaten belediye olarak kapasitemizin çok üstünde yıkım yapıyoruz. İşime gelir durdurmak. Fakat bu sefer de mahalleye hizmet gelmediğinden şikayet etmesinler. Burası, siyasilerin uzak durduğu, kimsenin el atmadığı bir yer. Ben sokaktan politikacı olmadım. Çalışan insanın azmini kırmayın."
1989 yılında çıkarılan İmar Affı ile tapu sahibi olan gecekonducular, belediyenin kendilerine hiçbir bildirimde bulunmadığını, yalnızca dolaşan belediye araçlarının "Okullar kapanınca evler yıkılacak" duyurusu yaptığını söyledi. Görüşmeye gittikleri Belediye İmar Müdürü Ziya Kalaycıoğlu’ndan aldıkları "Biz yıkacağız, siz sonra dava açacaksınız. Başınızın çaresine bakın" yanıtı aldıklarını iddia eden gecekondu sahipleri mahalle sakinleri, bölgedeki değişim ve yenilenmeye karşı olmadıklarını özellikle vurguluyor. Mahalleliler, "Evlere biçtikleri fiyat çok düşük. 35 bin TL’lik üç katlı eve 16 bin TL dediler" şikayetinde bulunuyor.
Gücümüz yok
Hiçbir geliri olmadığını söyleyen Aynur Ergün ise Altındağ Belediyesi’nden bir süredir gıda yardımı aldığının altını çiziyor:
"En başta ’Evleriniz yıkılmayacak’ dediler. Şimdi ise yıkacağız diyorlar. Kocam üç yıldır felçli. Ne bir gelirim var, ne de sağlık güvencem. Ayakta durmaya çabalıyorum. Altındağ Belediyesi’nden aldığım yardımla geçiniyorum. Yani belediye hem yardım ediyor, hem sokakta bırakıyor."
Derme çatma gecekondulara bile güçleri olmadığını söyleyen Fadime Tuncer ise "Askerdeki çocuğa mı para gönderelim, kira mı ödeyelim? Mesele yıkmak değil ki, keşke evlerin gerçek bedelini ödese de mağdur olmasak" diyerek tepkisini ortaya koyuyor.
Avukat Olcay: Hukuk dışı
ÖZEL mülklerin, ihtiyaç olunduğu takdirde kamulaştırılması ve bedellerinin ödenmesi ile alıkonulması gerektiğini söyleyen avukat Hatice Olcay ise, Belediye’nin hukuk dışı bir çalışma yürüttüğünü öne sürerek şunları söyledi:
"Özel mülkiyet, Anayasa’nın koruması altındadır. Devlet veya başka bir kamu kurumu, kamulaştırma yapıp bedelini peşin ödemeden özel mülkiyet üzerinde hiçbir tasarrufta bulunamaz. Ayrıca tapulu mülkiyette enkaz bedeli olmaz, bina bedeli olur."
Arsalar babamın malı değil
KONUYLA ilgili olarak Ankara Hürriyet’e konuşan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ise, çoğunluk isterse yıkımı durduracağını, bu tip sorunların da ’değişimin bedeli’ olduğunu söyledi. Tiryaki, sözlerine şöyle devam etti:
"Vatandaşın evini kamulaştırmıyoruz, çünkü aksi halde çok para veririz. Evlerin karşılığı olarak da sadece enkaz bedeli veriyoruz. Evet, düşük bir bedel. Çünkü arsalar babamın malı değil. Tüyü bitmemiş yetimin, halkın parasıdır bu paralar. Tapusundaki metre karşılığı alacağı arsasını müteahhite versin. Enkaz bedeli ile kiralarını veriyorum. Bina yapılana kadar da kiraya çıksın."
"İstemiyorlarsa toplanıp gelsinler, yıkımı hemen durdururuz" diyen Tiryaki tepkisini şu sözlerle ifade etti:
"Zaten belediye olarak kapasitemizin çok üstünde yıkım yapıyoruz. İşime gelir durdurmak. Fakat bu sefer de mahalleye hizmet gelmediğinden şikayet etmesinler. Burası, siyasilerin uzak durduğu, kimsenin el atmadığı bir yer. Ben sokaktan politikacı olmadım. Çalışan insanın azmini kırmayın."