Güncelleme Tarihi:
ANKARA (AA) – SONER AKSAKAL - Gölbaşı Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfınca (ZİÇEV) kurulan Ergo Sum Fotoğraf Atölyesinde 28 öğrenci, gönüllü uzman eğitimcilerden fotoğraf çekmeyi öğreniyor.
Atölyede, gönüllülerin katkısıyla kahkaha yogosu, drama ve kukla gösterileriyle ilgili eğitim veriliyor. Bunun yanı sıra halk eğitim öğretmenlerinden kişisel bakım, el sanatları ve müzik eğitimi de alan öğrenciler, üniversitelerden gelen öğrencilerle de farklı faaliyetler gerçekleştiriyor.
Ergo Sum Fotoğraf Atölyesi kurucusu Faika Berat Taşkıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birkaç ilde daha vakfın fotoğraf atölyesinin zihinsel engelli çocuklara hizmet verdiğini söyledi.
Çocuklarla nasıl tanıştığını anlatan Taşkıran, "Onlarla ilk tanışmam 2007 yılında bir AVM'de gerçekleşti. Ben onların fotoğraflarını çekmek için gitmiştim. Baktım onlar fotoğraf çekmek için hevesleniyor. Boyunlarına fotoğraf makinesini astığım ve o günden beri fotoğraf çekiyorlar. Atölyemizde ilk başladığımızda 2 makinemiz vardı. Onu da bir kampanya sonucu elde etmiştik. 18 çocuğumuz vardı ve 2 makineyi paylaşıyorduk. Şimdi 28 çocuğumuz var ve hepsinde de fotoğraf makinesi var" diye konuştu.
Fotoğraf çekmenin çocuklara farklı bir bakış açısı kazandırdığını ifade eden Taşkıran, şunları kaydetti:
"Fotoğrafın onların yaşamına farklı bir bakış açısı ve kolaylık getirdiğini düşünüyorum. Aslında hedefim de bu. Bu çocuklara fotoğraf okulu açtırırken hedefim, fotoğraf kanalı eğitimlerine yardımcı olabilmek. En büyük arzum da benzeri okullarda eğitim alan bu tarz çocukların fotoğrafı bir araç olarak eğitimlerinde kullanmalarıdır. Dilerim gerçekleşir."
ZİÇEV gönüllü velisi Lale Bostancı ise kızı Damla ile özel eğitim dünyasını tanımaya başladığını, onların dünyasının kapılarını da Damla ile aralamayı öğrendiklerini söyledi.
Bostancı, "Bu alan zor bir alan. Ama bu alanı yakından tanıdığımız zaman, hayatı ister istemez yeniden tanımlama yoluna gidiyorsunuz. Çünkü bunların başardığı işleri, dünyaya bakış açılarını, hayat görüşlerini tanıdıkça onların dünyalarının gerçekten bir okyanus olduğunu keşfediyorsunuz" ifadesini kullandı.
Çocukların eğitiminde kullanılan temel felsefeyi özetleyen anne Lale Bostancı, "Çocuklar portakalı biliyor ama portakalı alıp çocuğa yedirmezseniz çocuk bunun tadını bilmez. Biz bunu tüm eğitim alanımızın içerisine yedirerek bu felsefeyi benimsedik. Yani bu felsefede çocuğa bir şey yapmayı gösterirseniz, eline fotoğraf makinesini verip çocuğu sokağa çıkartırsanız ya da spor yaparken çocuğun eline topu verirseniz çocuk bunu hayata geçirmeye başlıyor" değerlendirmesinde bulundu.