Güncelleme Tarihi:
Özkan ARSLAN/ANKARA,(DHA)- KARA Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler'in, itirafçı olan eski koruma subayı Yüzbaşı Burak Akın, 'Terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla yargılandığı davada, ilk kez hakim karşısına çıktı. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı önünde bacağından vurulma anını anlatan Akın, 'FETÖ üyesi olduğu için bacağından vuruldu' yönündeki haberlere tepki göstererek, "Bunları kabul etmiyorum. Görüntülerde mevcut, Adnan Arıkan başıma doğru ateş ediyor. Kurşun sekerek bacağıma isabet ediyor" dedi.
Burak Akın, darbe girişiminden 17 ay sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek itiraflarda bulunmuş ve verdiği bilgiler doğrultusunda TSK içerisinde bazı subay ve sivil imamlar gözaltına alınmıştı. Akın'ın itirafları doğrultusunda gözaltına alınanlardan itirafçı olan 5 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması, Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklar Burak Akın, Fuat Söylemez, Ayşe Söylemez, Hüseyin Çetinkaya ve Mustafa Çopuroğlu ve avukatları katıldı. Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin özetinin okunmasının ardından sanık savunmalarının alınmasına geçildi.
‘FETÖ İLE 1996 YILINDA TANIŞTIM’
Burak Akın, daha önce savcılıkta verdiği ifadelerini kabul ettiğini belirterek, 1996 tarihinde orta okul üçüncü sınıftayken FETÖ ile tanıştığını söyledi. Bedava ders çalıştırma bahanesiyle ismini Ali olarak bildiği bir kişi sayesinde yapı içerisine girdiğini, askeri okuldan mezun olup görev yaptığı dönemlerde FETÖ ile irtibatının kopmadığını anlattı. Her dönemde farklı kişilerin kendisiyle ilgilendiğini belirten Akın, bu kişilerin kod adlarıyla açık isimlerini mahkemeye verdi.
‘İLİŞKİMİ KOPARMAK İSTEDİM AMA TEHDİT EDİLDİM’
Akın, mezun olduktan sonra isteyerek özel kuvvetlere girdiğini ve görev yaptığı farklı yerlerde örgütün kendisiyle irtibata geçtiğini söyledi. Bu dönemde FETÖ ile irtibatını koparmak istediğini, zaman zaman kendisiyle ilgilenen sivil imamlarla tartıştığını belirten Akın, "Ancak beni mesleğimle tehdit etiler. Mesleğimi kaybetme korkusu ile devam ettim. Bu yapıda kaldığım sürece öğrendim ki, ne yaparsan yap bu yapıdan kurtulamıyorsun. Telefonunuzu da değiştirseniz size ulaşıyorlar. Özel kuvvetlerde çalıştığım dönemde çok sevdiğim bu görevden alınma korkusu ile devam ettim" dedi.
‘EŞİMDEN, NİŞANLIYKEN AYRILMAMI İSTEDİLER’
Eşiyle nişanlı olduğu dönemde, FETÖ içerisinde biri olmadığı için ayrılması konusunda da baskı yapıldığı belirten Akın, "Nişanlım bu yapıdan değildi ve onunla görüşmemen gerektiğini, örgüt içinden biri ile evlenmemi söylediler. Ben bunu kabul etmedim ve örgütten uzaklaşmaya başladım. Beni bu dönemde de üstü kapalı mesleğimi kaybetme ile tehdit ettiler" diye konuştu.
‘BAŞÇAVUŞ HÜSEYİN G. İLE TANIŞTIKTAN SONRA İTİRAFÇI OLMAYA KARAR VERDİM’
Darbe girişiminden sonra FETÖ ile ilişkisinin kalmadığını ancak sürekli kendisiyle irtibat kurmaya çalıştıklarını anlatan Akın, itirafçı olmaya Başçavuş Hüseyin G. ile tanıştıktan sonra karar verdiğini söyledi. Hüseyin G.'nin de itirafçı olduğunu belirten Akın, "Tanıştıktan sonra konuştuk. Ben de cesaret bularak, 'neden yapmayım' dedim. Bilerek ve isteyerek terör örgütü içinde bulunmadım. Tamamen dini duygularla ve bize yardım ettikleri için bulundum. Ancak 15 Temmuz'da gerçek yüzlerini gördüm. 17 ay neden beklediğimi bilmiyorum ama haklısınız bu konuda hata yaptım. Hüseyin G. ile tanıştıktan sonra cesaret edebildim" dedi.
‘SAMİMİ İTİRAFÇILIK ÖZENDİRİLMELİ’
Mahkeme Başkanı, Akın'a, "Peki TSK içinde halen FETÖ ile irtibatlı kişiler var mı? Sen bildiğin isimler var mı?" diye sordu. Akın, cevabında bildiği kişileri zaten söylediğini belirterek, "TSK içinde bu yapıdan kişiler çıkmaya devam edecektir. Ama benim şu an bildiğim bir kişi yok. Bu örgütün kullandığı ve hala ortaya çıkmayan iletişim yöntemleri vardır. Benim söyleyeceğim tek şey; samimi itirafçılığın teşvik edilmesidir. Bu sayede çok daha etkili bir şekilde bu yapının çözüleceğine inanıyorum" dedi. Mahkeme başkanı da, "Bu konuda yasalar açık. Etkin pişmanlık hükümlerinden isteyen yararlanıyor" dedi.
GÖRÜNTELERİ MAHKEME HEYETİNE İZLETTİRDİ
Akın 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı'nda vurulmasıyla ilgili birçok polemik yapıldığını belirterek, "15 Temmuzda komutanımı korumak isterken bu hainler tarafından vuruldum. 'FETÖ üyesi olduğu için ayağından vuruldu' şeklinde yorumlar yapıldı. Bunları kabul etmiyorum, görüntülerde mevcut, başıma doğru ateş ediyor. Ben yerde yatarken Halit Kazancı belimdeki tabancayı alarak, Adnan Arıkan'a veriyor. Arıkan da öldürülmek kastıyla başına doğru ateş ediliyor. Ancak kurşun sekerek bacağıma isabet ediyor" dedi. Akın görüntüleri mahkeme heyetine de izlettirdi.
‘MİT'E GİDER BİLGİ VERİRDİM’
O gece darbe girişiminden haberi olmadığını ve bu konuda örgütün kendisiyle kesinlikle irtibata geçmediğini ileri süren Akın, "Eğer daha önceden darbe girişiminden haberim olsaydı Binbaşı O.K.'nin yaptığı gibi MİT'e gider ifade verir ihbar ederdim" ifadelerini kullandı.
‘MADALYA ALMAK YERİNE YARGILANMAYI TERCİH ETTİM’
Akın, samimi itirafçılık özendirilmediği sürece bu yapıyla yeterince başaralı bir şekilde mücadele edilmeyeceğini düşündüğünü de belirterek, vurulduktan sonra kendisine madalya verildiği yönündeki haberleri de yalanladı. Akın, "Yaralanmamdan dolayı madalya almadım. Ancak 2018'de tarafıma Devlet Övünç madalyası tevdi edilecekti. Ben bu madalyanın verilmesini beklemeden adli makamlara gittim. Madalya yerine bildiklerimi anlatarak yargılanmayı tercih ettim" diyerek savunmasını tamamladı.
Diğer sanıklar Fuat Söylemez, Ayşe Söylemez, Hüseyin Çetinkaya ve Mustafa Çopuroğlu'nun da savunmalarında savcılıkta verdikleri ifadeleri kabul ederek, mahkemenin kararında 'etkin pişmanlık hükümleri' ile ilgili maddelerin uygulanmasını talep etti.
Mahkeme, savunmalarının ardından, duruşmayı 11 Temmuz 2018'e erteledi.