Güncelleme Tarihi:
MHP Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya dün düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında gazetecilerle biraraya gelip Başkent’in gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Barcelo Otel’de düzenlenen toplantıya MHP İl Başkan Yardımcısı Umut Ertürk ve diğer başkan yardımcılarının yanı sıra Büyükşehir Belediye Meclisi MHP Grup Başkanvekili Ramazan Şimşek de katıldı. Çetinkaya, Ankaralının gündemini en çok işgal eden hususun asfalt katılım payı olduğunu söyleyerek, “Devletin asli görev ve sorumluluğu olan hizmetler için vatandaştan hususi hizmet bedelleri tahsil etmesi devlet kurumunun esası ile bağdaşır mı? Hukuk devleti ve sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmayan, adalet ve hakkaniyete aykırı bu uygulamayı açık bir dille reddediyoruz” dedi.
FAHİŞ RAKAM İDDİASI
Çetinkaya, Büyükşehir Belediyesi’nin Ankaralıya kirli ve kullanıma elverişliliği tartışılan suyu fahiş rakamlarla sattığını öne sürerek, şöyle konuştu:
“Ankara’da 100 TL’lik su faturasının 48 TL’si su bedeli, 24 TL’si atık su bedeli, 15 TL’si şube yolu bakım bedeli, 8 TL’si KDV ve 4.11 TL’si çevre ve temizlik vergisi olarak tahsil edilmektedir. 1 m3 su bedeline karşılık 4.17 TL ile Türkiye’nin en pahalı suyunu satın alırken, eklenen fahiş kalemlerle faturalarımız şişirilmektedir. 100 TL karşılığında yalnızca 48 TL’lik ürün ve hizmet almayı, 52 TL’mizin çeşitli kalemler altında tüketilmesini nasıl kabullenebiliriz?”
KENT İÇİ ULAŞIM İŞKENCE
Başkent’teki ulaşım sorunlarına da değinen Çetinkaya, metro işletmesinin yolcu kapasitesi düşük az sayıda vagonu ile ulaşımı işkence haline getirdiğini belirterek, “Çağdışı uygulamalar, geri kalmış fikir ve teçhizatla her geçen gün sorunlara gömülüyor, adeta batıyoruz. İşletilemeyen metro sistemine güvenilerek getirilen ring uygulaması nedeniyle Ankara’nın merkezinde ikamet eden vatandaşlar, işlerine, evlerine gidemez durumda iken Büyükşehir Belediye Yasası ile mahalle haline getirilen köylerde yaşayan vatandaşlarımızın şehirle, merkezle irtibatları neredeyse imkansız hale getirilmiştir.”
MOGAN PROTOKOLÜ YETERLİ DEĞİL
Mogan Gölü’nde plansız yapılaşma, sanayileşme ve besleyen damarlarının betonlaşması nedeniyle yok olmakla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Çetinkaya, şöyle devam etti:
“2014 yılı içerisinde Büyükşehir Belediyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili kurumlar arasında düzenlenen protokol dahi sorunun çözümünde endişeleri teskin etmeye yeterli değildir. Mevcutları tahrip etmenin ve milyonlarca liralık kamu kaynağını Ankapark, şehir kapıları gibi atıl yatırımlara sarf etmenin karşılığı maalesef en açık ifadesi ile kocaman bir hiçtir.”