Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığı'ndaki 27 asker hakim karşısında

Güncelleme Tarihi:

Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığındaki 27 asker hakim karşısında
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2017 16:07

Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığı'ndaki 27 asker hakim karşısında

Haberin Devamı

Özkan ARSLAN/ANKARA,(DHA) - ANKARA'da 15 Temmuz darbe girişimine yönelik, darbeci askerlerin yargılanacağı davalar Sincan Cezaevi yerleşkesinde bulunan duruşma salonunda görülmeye başlandı. Bugün, darbe girişimi kapsamında Özel Kuvvetler Komutanlığı Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığında meydana gelen olaylara ilişkin 21'i tutuklu 6'sı tutuksuz sanık hakim karşısına çıktı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya 27 sanık, sanık avukatları ve müşteki avukatları katıldı. Albay Ümit Tatan'ın müşteki olarak yer aldığı davada kimlik tespitinin ardından mahkeme başkanı Zikrullah Özbağ iddianamenin özetini okudu. İddianamenin okunmasının ardından mahkeme başkanı sanıkların ifadesine geçileceğini ve sanık ifadeleri tamamlandıktan sonra avukatlardan savunmalarını alacağını hatırlattı.

EMRİ ALBAY ÜMİT BAK VERDİ

Duruşmada ilk olarak, olay tarihinde Özel Hava Alay Komutan Yardımcısı olan Albay Ahmet Balaban'ın ifadesine geçildi. Balaban, olay günü evinde bulunduğunu nöbetçi amirin araması sonucu alaya gittiğini söyledi. Balaban birliğine giderken alarmın terör endişesi nedeniyle verilmiş olabileceğini düşündüğünü belirterek, "Alay Komutanı Albay Ümit Tatan'ın kritik personel olarak Akıncılar Üssü'ne götürülmesi emrinin verildiğini öğrendim. Emri Özel Kuvvetler Harekat Şube Müdürü Albay Ümit Bak'ın verdiği söylendi. Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı'nın şehir dışında olduğunu öğrendim. Bunun üzenine Albay Ümit Bak'a ulaşmaya çalıştım. Bu emrin teğit edilmesi gerektiğini düşündüm" dedi.

KIDEMLİ PERSONEL OLDUĞUM İÇİN SEMİH TERZİ'Yİ KARŞILADIM

Darbe girişiminde bulunmadığını sadece verilen emirleri icra ettiğini belirten Ahmet Balaban, ilerleyen saatlerde Semih Terzi'nin Diyarbakır'dan geleceğini öğrendiğini, Zekai Aksakallı'nın şehir dışında bulunması nedeniyle bunu normal karşıladığını söyledi. Balaban şöyle devam etti:

"Yaptığım telefon görüşmesiyle Albay Ümit Bak'ın bunu bildiğini öğrendim. Uçuş planına baktığımda bunun daha önce planlandığını gördüm. Alayın en kıdemli personeli olduğum için Tuğgeneral Semih Terzi'yi ben karşıladım. 'Hoş geldiniz' dedim. Ümit Tatan'ın Genelkurmay Birinci Başkanının emriyle Akıncılar Üssü'ne götürüldüğünü söyledim. Terzi, 'Emir komuta bende. Alay nizamiyesinden giriş çıkış olmayacak' şeklinde emir verdi."

HELİKOPTERLERİN KALDIRILMASI

Balaban, alana özel kuvvetlere ait uçak indiğinde personelin taşınması için helikopterlerin kullanıldığını, bu uçuşların genelde planlı olduğunu ancak o gece olağanüstü bir durum olduğu için helikopterlerin acil uçuş yaptığını belirterek, "O uçak Diyarbakır'dan kalkmasa bizim helikopterlerimiz de havalanmazdı. Hepsi bir emir ve plan dahilindedir. Ankara içindeki uçuşların izin makamı Alay Komutanlığıdır. Personeli Diyarbakır'dan Ankara'ya getiren pilotlar nasıl suçlanmıyorsa, helikopter pilotları da suçlanamaz. O sırada elimde Semih Terzi hakkında olumsuz hiçbir bilgi yoktu. Tam tersine, Semih Terzi hakkında olumlu bir inanç ve güven duygusu vardı" diye konuştu.

AKSAKALLI, 'HAİN GEBERDİ' DEDİ

Balaban, Semih Terzi ile Ankara'ya gelen personelden bazılarının helikopterlere binmeyi reddederek alayda kaldığını, bu durumun kendisini kuşkulandırdığını belirtti. Bir süre sonra Ümit Bak'ın kendisini arayarak, Semih Terzi'nin yaralandığını söylediğini ve yaralının taşınmasına öncelik vererek bir helikopteri gönderdiğini anlattı.

Bu sırada Zekai Aksakallı ile telefon görüşmesi yaptığını ve Aksakallı'nın kendisine, " Semih Terzi için 'Hain geberdi' dediğini belirten Balaban, "Bu görüşmeden sonra büyük şok yaşadım. Bir süre sonra Özel Kuvvet Tim Komutanı Ahmet Kemal Yılmaz odama gelerek, gözlem altında bulunduğumu ve odadan çıkmamam gerektiğini söyledi. Bu süreçte Sezai Aksakallı ile telefonda görüştüm. Bana güvendiğini ve Genelkurmay Başkanının, Akıncı Üssünden alınması için güvendiğim personelden bir tim kurmamı söyledi. Ancak bir süre sonra bu time gerek kalmadığı söylendi" diye konuştu.

TELEVİZYONLAR ASKERİ ALANDA NE YAPMANIZ GEREKTİĞİNİ SÖYLEMEZ

Balaban, sabah saatlerinde odasında ters kelepçe takılarak gözaltına alındığını, iki gün boyunca kendisine yemek verilmediğini, çok az su verildiğini, ailesi ve kendisine yönelik hakaretler edildiğini ve ifadesinin işkence altında alındığını savundu. Mahkeme Başkanı, Balaban'ı, suçlamalara yönelik savunma yapması gerektiğini, anlattığı olayların başka bir dava konusu olduğu yönünde uyardı. Bunun üzerine Balaban şunları söyledi: "Bugüne kadar TSK dışındaki kimseden emir ve talimat almadım. Emir ve komuta zinciri doğrultusunda hareket ettim. Hiçbir terör örgütüne üye olmadım, bir bağlantım olmadı. Ogün terör alarmı olduğunu düşündüğüm için alaya geldim. Televizyonlarda bazı şeyleri görebilirsiniz ama o ortamda televizyon izleme imkanımız fazla olmadı. Belki televizyonlar olayı haber verebilir ama askeri alanda ne yapacağınızı söylemez. Gece yarısı Diyarbakır'dan havalanan uçağa kim kalkış izni vermişse, helikopterlere de aynı kişi izin vermiştir. Beraatıma karar verilmesini istiyorum."

DARBECİ OLSAYDIM KAÇARDIM

Balaban'ın ardından, Alay Komutanı Albay Ümit Tatan'ı derdest ederek helikoptere bindirmekle suçlanan, darbe girişimi sırasında Pilot Tabur Komutanı olan Yarbay Halit Kabil savunma yaptı. Savunmasında Ahmet Balaban'ın anlattığı birçok şeye katıldığını belirten Kabil, alarm verildiği için birliğe gittiğini ve emir komuta içinde hareket ettiğini savundu. Kabil, alarm emri verildiği sıralarda darbe lafının geçmediğini belirterek, "Semih Terzi'nin vurulması bazı soru işaretleri oluşturdu. Emir ve komuta dışına çıkmadım ancak ortada normal olmayan bir durum olduğunu hissettim. Bekleme kararı aldım. Zaten emirlere uymak dışında bir icraatımız yoktu. Darbenin bir parçası olsaydım, başarısız olduğunu anladığım an kaçardım, neden alayda kalayım" dedi.

EMİRLERİ SORGULAMA DURUMUM YOK

Kabil, Ümit Tatan'ı helikoptere bindirirken, koluna girerek, "Şu an darbe gerçekleşiyor, zorluk çıkarmayın" dediği yönündeki suçlamaları kabul etmeyerek, "Bir arbede yaşanmadı. Zorla değil ama koluna girdim. Darbe oldu şeklinde bir söz kullanmadım" dedi. Kabil, mahkeme başkanının, 'Tatan'ı ne için akıncı üstüne götürdüklerini' sorması üzerine, "Ömer Halisdemir, Semih Terzi'yi neden öldürdüğünü sorgulamadığına göre, ben de sorgulamadım. Emri yerine getirdim" diye konuştu. Kabil, Ümit Tatan'ı götürme emrini de Albay Ümit Bak'tan aldığını söyledi. Duruşma diğer sanıkların ifade işlemleriyle devam ediyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!