Güncelleme Tarihi:
Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Türkiye turizmindeki gelişmelere teşkilatlanma, yasal düzenlemeler, eğitim, tanıtım, teşvik başlıklarına değinen Kalkan, öğrencilerle önemli bilgiler paylaştı. Kalkan, konferans sonrası Ankara turizmi üzerine ise özetle şu değerlendirmeleri yaptı: “Başkent Ankara, tarihi geçmişi, kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleri ve turistik değerlerindeki geniş potansiyeli açısından dünyanın sayılı başkentleri arasındadır. Bununla birlikte, Cumhuriyet’imizin kalbi ve Atatürk’ün hatırasıdır. Ankara bugün pek çok özelliklere sahip, keşfedilmeyi bekleyen koskoca bir tarihtir. Ankara’yı sadece merkez olarak değil, en ücra köy ve kasabası ile bir bütün olarak ele almamız, Ankara’nın kültür ve turizm envanterini çıkartmamız gerektiği gibi, İç Anadolu’yu bir bütün olarak ele aldığımız takdirde de tanıtımda müşterek hareket edileceği gibi turistler için de daha geniş ve çeşitli kültürleri belli süre içerisinde yaşayarak görmelerinin daha çekici olabileceğine inanmaktayım. Değişik gazetelerde yazdığım yazılar ve Ankara’nın kültür ve turizm zenginlikleri konusunda çeşitli meslek kuruluşlarında verdiğim konferanslarımda da ifade ettiğim gibi Ankara’da eksik olan sadece deniz ama yerine pek çok barajlarımız, göllerimiz, nehirlerimiz mevcuttur.
YABANCI TURİSTTE 500 BİNİ AŞAMADIK
Ankara, özel iklimi, doğa ve spor turizmi, kaliteli tarımsal ürünleri, dünyanın sayılı termal suyu özelliklerine sahip kaplıcaları, dünyaca ünlü müzeleri ile turizmde önemli ve marka bir başkentimizdir. Ancak turizmde ileri gördüğümüz ülkeler, turizmde hep başkentleri ile değerlendirilir. Örneğin, Londra’yı, Paris’i, Roma’yı ziyaret eden turist sayısından bahsedilir. Ama Ankara deyince memur kenti, öğrenci kenti gibi görülür. Halbuki yabancı ülkelerin büyükelçilikleri Ankara’da, dolayısıyla dünyaya açılan pencere konumundadır. Bu nedenle de bütün ülkelerin siyasetçisi, bürokratı ve iş adamlarının uğrak yeri olduğu gibi Ankara’da bulunan üniversitelerimizde öğrenim gören yüzlerce öğrenci ile de yurt dışı tanıtımda büyük şansa sahiptir. Ama Ankara’ya gerçekten sadece ziyaret için gelen yabancı turist sayısına baktığımızda henüz 500 bini aşamadık. Burada çok önemli bir husus da, yerel yönetimlerin, belediyelerin bulundukları il ve ilçelerinde, doğanın ve tarihi eserlerin korunması, birtakım bahanelerle eskiye dönük ev ve eserler yıkılarak mekânların kimlikleri kaybolmamalı, hafızası muhafaza edilmeli, turizmde ileri gördüğümüz ülkelerin bu konuya ne kadar önem verdiklerini görüyoruz, okuyoruz. Bu konunun önemine herkesin inanması ve inandırılması ve bu sayede de tarihimizin ve kültürümüzün hafızasının hiç bozulmadan muhafaza edilerek gelecek kuşaklara düzenlenecek kent müzeleri ile aktarılması gerekmektedir.”