Efsun YILMAZ / A.A.
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2010 00:00
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ndeki Ulusal Gen Bankası, yarım asır önceki Diyarbakır karpuzunun, Ankara domatesinin ve daha birçok yerel lezzetin tohumunu “eski tatları gelecek kuşaklara aktarmak” amacıyla çok özel koşullarda koruyor.
Enstitü Müdürü Ali Osman Sarı, enstitü bünyesindeki Ulusal Gen Bankası’nda 9 bin civarında yerel bitki, yabani akrabaları ve yabancı türlerin tohumlarının bulunduğunu belirtti.
Türkiye’nin bitki türü açısından çok zengin olduğunu, neredeyse tüm Avrupa’daki kadar bitki çeşitliliğine sahip olduğunu anlatan Sarı, 1963 yılında kurulan enstitünün o günden bu yana ülkenin her yerinden elde edilen tohumları sakladığını dile getirdi.
Diyarbakır karpuzundan Ankara domatesine kadar akla gelebilecek her türlü yerel çeşide sahip olduklarını kaydeden Sarı, tohumları özel odalarda kuruttuktan sonra, biri 0, diğeri eksi 18 derece olan iki muhafaza alanına aldıklarını bildirdi.
Tekrar ekilebilir
Ulusal Gen Bankası’nda 55 bin civarında tohum bulunduğunu açıklayan Sarı, uzun süreli muhafaza alanı olan eksi 18 derecedeki koleksiyondaki tohumları 10 yılda bir kontrol ettiklerini, sorun olduğu takdirde tohumlardan üretim yapıp tekrar koleksiyona dahil ettiklerini ifade etti.
Tohumların tekrar ekilmesinin ve verim elde edilmesinin mümkün olduğunu söyleyen Sarı, gelecek nesillere aktarma ve araştırma amaçlı olarak tohumları sakladıklarını dile getirdi.
Doğrudan üretim amaçlı çalışmadıklarını ifade eden Sarı, “Yabancı döllenen bitkilerde 10 bin, yerlilerde 5 bin tohum muhafaza ediyoruz. Üreticiye tohum verdiğimizde araştırma amaçlı kullanılması engellenebilir” diye konuştu.
Ali Osman Sarı, son yıllarda “eski tatlara” dönüş yönünde talebin yükseldiğini söyledi.
eski tatlar yok
YARIM asır önceki karpuzla bugün üretilen karpuz arasında tat farkı olduğunu söyleyen Sarı, bu farkın arz talep ilişkisi ve ticari faaliyetlerden kaynaklandığını kaydetti. Sebze üreticilerinin çoğunlukla “yola dayanıklı” ve “raf ömrü uzun” ürün tercih ettiğini ifade eden Ali Osman Sarı, ıslah işleminin de bu talep doğrultusunda gerçekleştiğini ifade etti.
Bilinçsiz kullanılan tarımsal ilaç ve gübrenin de insan sağlığına ve üretici bütçesine zararlı olduğunu belirten Sarı, “Üretici, ‘kazanayım’ derken masrafı artıyor, planlı şekilde daha az kimyasal kullanarak aynı ürünü elde etmesi mümkün olabiliyor” diye konuştu. Sarı, enstitü bünyesindeki tohumlarda hiçbir zararlı maddenin bulunmadığına dikkat çekti.