Erken tanı ve yoğun eğitim
Güncelleme Tarihi:
Türkiye Otizm Federasyonu Başkan Yardımcısı Pervin Sabur, otizmli öğrencilerin eğitimde yaşadığı sorunları ve eğitimdeki ihtiyaçlarını Hürriyet Ankara’ya anlattı. Sabur, otizmli çocukları hayata kazandırmanın tek yolunun erken tanı ve yoğun eğitim olduğunu belirtti.
Yeni eğitim-öğretim dönemi devam ederken otizmli öğrencilerin aileleri, çocuklarının eğitimde yaşadığı sorunları anlatarak, çözüm beklentilerini dile getirdi. Türkiye Otizm Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Özel Ankara Şafak Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin kurucusu Pervin Sabur, Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) göre ‘otizm’ tanılı öğrencilerin ‘kaynaştırma öğrencisi’ olarak okullarda eğitim görebildiğini hatırlatarak, “Ancak okullar, otizmli öğrencileri almak istemiyor” dedi.
‘OKULLAR KABUL ETMİYOR’
Sabur, otizmli öğrencilerin eğitimde yaşadığı sıkıntıları şu sözlerle dile getirdi: “Kanunen her sınıfta en az iki kaynaştırma öğrencisinin eğitim alması lazım. Tabii ki sayı daha fazla olmalı ama maalesef birçok okul idaresi ve öğretmen, iki kaynaştırma öğrencisini bile istemiyor. Yeni eğitim-öğretim dönemi başlayalı 1.5 ay oldu. Her çocuk, eğitim hakkından faydalanırken, bizim otizmli çocuklarımız okula gidemiyor. Oysa otizm bir salgın değil. Eğer bireye özgü eğitim verilirse otizmli çocuklar, normal gelişim gösteren akranlarıyla aynı seviyeye gelebiliyor. Otizmli çocuklar, sosyal iletişimde sorunlar yaşıyorlar ve bu sorunu aşmanın yolu da eğitim. Çocukların yeteneklerini eğitimle ortaya çıkaralım, onları ötekileştirmeyelim.”
İKİ SAAT EĞİTİM YETMİYOR
Otizmli çocukların aldığı ‘destek eğitim’ saatinin az olduğunu da belirten Sabur, otizmli öğrencilerin eğitimdeki ihtiyaçlarını şöyle sıraladı: “Çocuk, otizm tanısı aldıktan sonra Rehberlik Araştırma Merkezleri’ne yönlendiriliyor ve ‘destek eğitim’ raporu çıkartılıyor. Bizim en büyük sıkıntımız destek eğitimin çok az olması. Oysa ‘erken tanı, yoğun eğitim’ otizmin tek tedavisi. Yoğun eğitimden kasıt, çocuğun günlük en az 4-6 saat, haftada en az 20 saat eğitim almasıdır ama bizim çocuklarımız haftada 2 saat eğitim alıyor. Bu sorun temelde çözülmeli, eğitim saatleri arttırılmalı.
DESTEK ŞART!
“Gelir seviyesine bakılmaksızın her ebeveyne evde bakım ücreti verilmeli çünkü otizmli çocuklarımızın ihtiyacı çok fazla. Dolayısıyla verilecek bakım ücretinin de en az asgari ücret tutarında olması gerekiyor.Özel gereksinime ihtiyaç duyan çocukların eğitim aldığı rehabilitasyon merkezleri de pandemiyle birlikte ciddi ekonomik sıkıntılar yaşamaya başladı. 2006 yılında rehabilitasyon merkezlerine asgari ücret kadar eğitim ücreti ödeniyordu. Şu an asgari ücretin 5’te 1’i ödeniyor. Servis hizmetlerini ücretsiz veren rehabilitasyon merkezlerinin çoğu, servisleri kaldırmak durumda kaldı. Dolayısıyla rehabilitasyon merkezleri bütçe olarak desteklenmeli. Çocuk başına en az asgari ücret tutarında ücretin ödenmesi gerekiyor. Enflasyonda boğulan özel eğitim merkezleri kapanırsa, bu çocuklar ne olacak?”
HAKLAR EŞİT
Anne Ayşegül Ağaçdan: İki çocuk annesiyim. 6.5 yaşındaki oğlum, yüzde seksen otizmli. Oğlum kaynaştırma öğrencisi olduğu halde okuldaki öğretmeni ‘sizin çocuğunuz burada yapamaz, alt sınıfa gitsin’ diyor. Öğretmenin yanında yardımcısı olduğu halde biz velileri de sınıfta tutuyorlar. Yani çocuklarımızla ilgilenmek istemiyorlar. Halbuki bizim çocuklarımızın da diğer çocuklardan bir farkı yok. Eğitimde eşit haklara sahibiz ve bu hakkın verilmesini istiyoruz. Bütün okullarda en az 5 kaynaştırma sınıfının olması gerekiyor.
GÖLGE ÖĞRETMEN ÜCRETİ ZORLUYOR
Baba Abdulkadir Ülker: Üç yaşındaki oğlum otizm tanılı. Çocuklarımız kontenjan dahilinde okullara alınmalı ama kapılarına gittiğimizde ‘kontenjan dolu’ diyerek okullara alınmıyor. Biz, 4-5 kurumdan bu şekilde geri çevrildik. Ayrıca özel gereksinimli çocuklarımıza yardımcı olan gölge öğretmenin masraflarını karşılamak da bir veli için çok zor.