Oluşturulma Tarihi: Ağustos 10, 2011 00:00
Bu yılın TÜBİTAK Bilimi Ödülü sahibi Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın araştırması, 1970’li yıllarda ekonomik nedenlerle erkek çocuğu yaşlılıkta güvence olarak gören Türk insanının, 2000’li yıllara gelindiğinde bu düşüncesini terk ettiğini ortaya koydu.
“Çocuğun Değeri Araştırmasına” göre, 1970’li yıllarda yüzde 84 oranında erkek çocuk tercihi gösteren aileler, 2000’li yıllara gelindiğinde özellikle şehirlerde bu tercihini yüzde 41’e kadar düşürdü. Kente göçle, sosyal güvenceye kavuşan Türk aileler, artık çocuklarına eskisi gibi bağımlı değil, ancak hala çok bağlı olmasıyla da Avrupalı ailelerden ayrılıyor.
Karşılıklı Bağlı Aile Modeli
Kağıtçıbaşı’nın Türk aile yapısı üzerinde biçimlendirdiği “Aile Değişimi Kuramı”, sosyoekonomik gelişmeyle azalan unsurun nesiller arası maddi bağımlılıklar olduğunu gösteriyor. Psikolojik bağlılıklarda ise azalma görülmüyor. Bu, 2003’teki araştırmada ortaya çıkan çocuğa daha güçlü psikolojik değer atfedilmesinde kesinleşiyor.
Bu sonuçlar, Türkiye’de 2000’li yılların başından itibaren kentli ve orta ve yüksek sosyoekonomik düzey grubunda maddi “Bağımlı Aile Modeli”nin değil, psikolojik ve duygusal olarak “Karşılıklı Bağlı Aile Modeli”nin ortaya çıktığını gösteriyor. Bu model, Batıdaki “Bağımsız Aile Modeli”nden de geleneksel tarım toplumunun “Bağımlı Aile Modeli”nden de farklı bir sentez model.
Kentli-orta ve yüksek sosyoekonomik düzeyli anneler yaşlılıkta çocuklarından en az maddi yardım bekliyor; onları kentli düşük gelir grubu ve kırsal kesim izliyor.