Erdoğan'dan ABD'ye: Vermeme süreci uzarsa seslendireceğimiz çok hassas şeyler olacak

Güncelleme Tarihi:

Erdoğandan ABDye: Vermeme süreci uzarsa seslendireceğimiz çok hassas şeyler olacak
Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2016 13:26

Erdoğan'dan ABD'ye: Vermeme süreci uzarsa seslendireceğimiz çok hassas şeyler olacak

Haberin Devamı

 Ümit KOZAN-Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA) - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Fethullah Gülen'in iadesi konusundaki talebi üzerinden ABD'ye seslenerek, "Mahkeme kararı olmadan veremezlermiş. Olabilir, peki. Gün ola harman ola. Aynı şey burada da olabilir. Bundan sonra böyle. Bölücü terör örgütünün başını teslim ettiler onun yerine bir başka terör örgütünün başını aldılar. Oyun çok sinsi. Eğer bu vermeme süreci uzarsa, devam ederse seslendireceğimiz çok hassas şeyler de olacaktır" dedi.

BAKAN BOZDAĞ: YARGIYA OLAN GÜVENİ TESİS BAKIMINDAN TARİHİ BİR ADIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Adayları Kura Töreni'ne katıldı. Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da katıldı. Törende konuşan Bozdağ, "Yargının içerisinde meslekte kalmaları uygun görülmeyen bazı hakim ve savcıların HSYK tarafından oy birliği ile meslekte kalmaları uygun olmadığına karar verildi. Bu konuyu bazı çevreler eleştirdi. Özellikle uluslararası alanda eleştiriler yapılıyor. Çok net bir şekilde ifade etmek isterim ki, esasında bu yargıya olan güveni tesis bakımından son derece önemli ve tarihi bir adımdır. Anayasa'mızın maddesi çok açık. Yargılama yetkisi Türk Milleti adına bağımsız Mahkemelere verilmekte ve hakimler Anayasa, yasa ve hukuka bağlı vicdan ile karar vermektedirler. Eğer yargı içerisinde FETÖ adına veya başka bir terör örgütü adına veya başka bir ideoloji adına yargı yetkisi kullanan birisi olursa ve bunu da bir hukuk devleti tespit eder ve buna göz yumarsa işte o zaman yargı bağımsızlığına yargının tarafsızlığına hukuk devletine gölge düşürmüş ve müdahale edilmesine izin vermiş olur bugüne kadar Türk yargısına dönük eleştirilere baktığımızda Fethullahçı Terör Örgütünün yargı içerisinde kendisine bağladığı örgüt üyeleri marifetiyle pek çok olayı örgütün talimatlarına göre çözdüğü aşikardır" ifadelerini kullandı.

"HSYK'NIN TAKDİR EDİLMESİ GEREKİYOR"

HSYK'ya ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, şöyle konuştu: "Yargıya müdahale var, kim yapıyor bir terör örgütü yapıyor. HSYK yapmıyor bunu, HSYK terör örgütünün yaptığı müdahaleye şerh koyuyor ve bu müdahaleyi engelliyor. Bu noktada HSYK'nın takdir edilmesi gerekiyor. Yargının bağımsızlığına tarafsızlığına gölge düşüren müdahale eden yapıyı yargı üzerine sinmiş olan Fethullahçı Terör Örgütünün gölgesini ortadan kaldırmak için atılan yargıya güveni yeniden inşa etmek için atılan adımı demokrasiye ve hukuk devletine inanan herkesin takdir etmesi lazım gelirken, maalesef Sayın Cumhurbaşkanı'na büyük bir eleştiri yapılıyor ama gerçekten yapılan doğru bir iş hukuk devletinin ruhuyla kendiyle kavga edenlere karşı hukuk devletinin kendini korumasıdır bu açıdan da son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Esasında Türk yargısı rehin alınmaktan rehin edilmekten kurtarılmıştır bu açıdan da özgürleştirilmiştir. Torbalar dolusu dosya önüne gelen hakim torbanın mühürlü olan ağzını açmadan yüz milyarlarca cirosu olan şirketlerin mal varlığına el koyma kararını verip bunun HSYK veya hukuk devletine inanan kişilerde buna karşı işlem yapmazsa işte o zaman biz Anayasa'ya da hukuka da ihanet etmiş oluruz. Yapılan şey doğru olanı yapmak ve gerekli olanı yapmaktır. Bu açıdan da ben HSYK'mızı verdiği kararlardan dolayı kutluyorum. Ben inanıyorum ki tarih bu yapılan işleri Türk yargısına Türk adaletine milletimizin hukukuna sahip çıkma adına takdirle yad edilecektir"

ERDOĞAN: 17-25 ARALIK GİRİŞİMİNİN ARDINDAN GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMAMIŞ OLSAYDIK...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında 15 Temmuz darbe girişimine değinerek, "15 Temmuz, Fethullahçı Terör Örgütü'nün ilk darbe teşebbüsü değildir. 15 Temmuz bu ihanet örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri içinde gizlediği mensupları aracılığıyla başlattığı bir darbe teşebbüsüydü. FETÖ ilk hamlesini 17-25 Aralık'ta yargı ve emniyet teşkilatımız içindeki elemanları aracılığıyla yapmıştır. Üzgünüm, bu milletin vergileriyle almış olduğu uçakları, tankları, topları, silahlarıyla yine bu milletin evlatlarına bomba yağdırılması, kurşun sıkılmasıydı. Sevinçliyim bu millet ne bu F-16'lara ne bu tanklara, silahlara hiçbir şeye daha önce apoletler görüldüğü zaman selam duranlar gibi durmadı. İşte milli iradenin tecellisi budur. Bu tecellinin ayakları olarak yasama, yürütme, yargı o gece hepsi birleşti, kenetlendi. İşte demokrasi budur. İkinci Kurtuluş Mücadelesi budur. Onun için sizleri tebrik ediyorum. Şayet 17-25 Aralık girişiminin ardından yargıda ve emniyet teşkilatında gerekli operasyonları yapmamış, gerekli tedbirleri almamış olsaydık 15 Temmuz'un rengi çok daha farklı olabilirdi. Darbenin bastırılması bu kadar hızlı ve etkili gerçekleşmeyebilirdi" diye konuştu.

"3 BİN 456 HAKİM VE SAVCIYLA YÜKSEK YARGI ORGANI ÜYESİ MESLEKTEN ÇIKARILDI"

FETÖ ile mücadele kapsamında yürütülen soruşturmalarda şu ana kadar 3 bin 456 hakim ve savcıyla yüksek yargı organı üyesinin meslekten ihraç edildiğini bildiren Erdoğan, "Darbe girişiminin ardından devletten FETÖ mensuplarının temizlenmesi çalışmalarında da en hazırlıklı yerin adalet teşkilatımız olduğunu gördüm. Şu ana kadar örgütle iltisaklı 3 bin 456 hakim ve savcıyla yüksek yargı organı üyesi meslekten çıkarılmıştır. Bunların dışında meslekten uzaklaştırılan ancak yapılan inceleme neticesinde haklarındaki iddiaların mesnetsiz olduğu anlaşılan 198 hakim ve savcı da görevlerine iade edilmiştir" ifadelerini kullandı.

"KUSURA BAKMAYIN, MAĞDUR FALAN YOK"

FETÖ soruşturmalarında mağdur olduğunu iddia edenler hakkında konuşan Erdoğan, "Zaman zaman bazı şeyler söyleniyor. 'Mağdurlar var'. Kusura bakmayın, mağdur falan yok. Bütün mesele yargı, kolluk kuvvetleriyle birlikte burada samimi davrandığı sürece burada mağdur yoktur. Samimi davranmıyorsa ilgili mercilere müracaatla nasıl hakları iade ediliyorsa onların da hakları kendilerine iade edilir. Burada bazı yanlışlar, hatalar olmuyor; değil. O da olabilir, doğrudur; fakat unutmayın ki benim 241 şehidimizin hesabını kim verecek? Onların aileleri mağdur değil, onlar mazlum değil. Benim şurada Özel Harekat'ta aslan gibi 56 yavrumun şehadetinin hesabını kim verecek?" dedi.

ERDOĞAN'DAN ABD'YE: BİZDE SENDEN DAHA ÇOK TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ YARGI VAR

Bazı ülkelerin FETÖ ile mücadele kapsamında yürütülen soruşturmalara yönelik eleştirilerine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyadan bize akıl verenler var. 'Bu kadar ismi nasıl biliyorsunuz?'. Bana da söylüyorlar. Biz devletiz be. Burası Çatladıkapı Muhtarlığı değil ki devletiz. Nerede, kim var, ne yapıyor; bunların hepsini eğer bir devlet bilmiyorsa kusura bakmasınlar. Sen kalkacaksın ta Amerika'dan senin savcıların FETÖ terör örgütü vasıtasıyla Türkiye'ye getirilip, burada yedirilecek, içirilecek, giydirilecek ondan sonra Amerika'ya tekrar dönecek. Ondan sonra da bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını içeri girerken, pat tutuklayıp alacaksın. 6 aydır orada hapiste tutacaksın, yargılamayacaksın. Seninki tarafsızlık olacak, bağımsızlık olacak. O kişiye karşı 'Onu niye hesaba çekmiyorsunuz?' diye sorduğumuzda o zaman diyeceksin ki 'Burada bağımsız yargı var'. Kusura bakmayın, bizde senden daha çok tarafsız ve bağımsız yargı var. Adı Amerika olduğu zaman bağımsız, tarafsız. Adı Türkiye olduğu zaman bağımlı, taraflı. Yok böyle bir şey"

"MAHKEME KARARI OLMADAN VEREMEZLERMİŞ, GÜN OLA HARMAN OLA"

Türkiye'nin, Fethullah Gülen'in iadesi konusundaki talebi üzerinden ABD'yi eleştiren Erdoğan, "17 yıl oldu bu kişi orada duruyor. 85 koli dosya gitti. Hala dosyalar gönderiliyor. Şimdi bakanımız arkadaşlarıyla gidecek. Bizden teröristleri istedikleri zaman kendilerine veriyoruz. Onlar böyle bir teröristi bize vermiyor. Niye vermiyorsun? Neymiş, yargı varmış. Mahkeme kararı olmadan veremezlermiş. Olabilir, peki. Gün ola harman ola. Aynı şey burada da olabilir. Bir şeyler istediğiniz zaman bu defa da biz sizlere havale edeceğiz. Siz karar vermedikçe biz de vermeyeceğiz. Bundan sonra böyle. Hem stratejik müttefik olacağız hem de farklı şeyler konuşulacak. Olmaz böyle şey. Eğer bu ülke, ülkendeki bir kişiyi terörist ilan etmişse vereceksin. Vermiyorsan burada bir su kaçağı var, demektir. Karşılıklı Suçluların İadesi Anlaşması olan bir ülkedir ABD bizimle. Öyleyse gereğini yapması lazım; ama yapmamıştır. Bu siyasi noktada ciddi bir sıkıntıdır" diye konuştu.

"BUNUN SONUNDA ŞEHADET DE VAR, CESUR OLACAKSINIZ"

Hakim ve Cumhuriyet Savcısı adaylarına seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meslekten ihraçlar yoluyla adalet teşkilatımız terör örgütüne destek verenlerden büyük ölçüde temizlendi ama daha bitmedi. Şimdi siz gidince büyük ölçüde bu işi inşallah bitirmiş olacağız. Oradaki boşlukları da sizlerin gidişiyle doldurmuş olacağız. Ama cesur olacaksınız. Bakın bunun sonunda şehadet de vardır. Cesur olacaksınız. Acaba şu olur mu, bu olur mu; yok" ifadelerini kullandı.

'GÜLEN' AÇIKLAMASI: VERMEME SÜRECİ UZARSA, SESLENDİRECEĞİMİZ ÇOK HASSAS ŞEYLER OLACAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ meselesi sadece bir şarlatanın hezeyanlarının arkasından gidenler konusu olmanın ötesinde bir konudur. FETÖ ülkemizdeki ve dünyadaki imkanlarıyla bu süreci Türkiye aleyhine şekillendirme amacıyla kullanılan bir araç haline gelmiştir. Ne yaptılar? Bölücü terör örgütünün başını teslim ettiler onun yerine bir başka terör örgütünün başını aldılar. Oyun çok sinsi. Bunlara çok dikkat etmemiz lazım. Eğer bu vermeme süreci uzarsa, devam ederse seslendireceğimiz çok hassas şeyler de olacaktır" dedi.

"SURİYE'NİN KUZEYİNDE TERÖR KORİDORU OLUŞTURMAYA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturulmasına izin verilmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Şu anda düşünebiliyor musunuz ABD, Suriye'nin kuzeyinde PYD'ye YPG'ye destek veriyor. Silah veriyor. Bunları bizzat Sayın Başkan'ın kendisine söylediğim için burada da söylüyorum. Yanlış yapıyorsunuz, Kobani'ye silah indirmeyin; dediğimde maalesef 3 saat sonra Kobani'ye 3 uçak dolusu silah indirildi. Bunların yarısı PYD'ye gitti yarısı DEAŞ'a gitti. Hani siz DEAŞ'la mücadele ediyordunuz? Eğer DEAŞ'la mücadele ediyorsanız bu silahların yarısı niçin onlara geldi de yarısı öbür tarafa gitti? Suriye'de sayıları topu topu 10 bin civarında olan DEAŞ'ın yabancı savaşçılarıyla mücadele eden 600 bin insanın hayatı yitirdiği bir savaş yürütülmesinin de asıl sebebi budur. Koalisyon güçleri 63 ülkeden oluşuyor. 63 ülke koalisyon güçleri olarak biz 10 bin DEAŞ'lıyı halledemiyoruz. Bunun için PYD'ye YPG'ye diyoruz ki 'Gelin siz de terörist olsanız da bize yardımcı olun. Şu DEAŞ'ı temizleyelim'. Teröristin iyisi kötüsü olur mu? Onlar da terörist. Bir terör grubunu yok etmek için bir başka terör grubuyla hareket ediyorsunuz. Kusura bakmayın. Biz güneyimizde, Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturmaya Türkiye olarak müsaade etmeyeceğiz"

CLİNTON'A TEPKİ: TALİHSİZ BİR AÇIKLAMA, SİYASİ ACEMİLİK

ABD seçimlerinde Demokrat Parti'nin adayı Hillary Clinton'ın PYD ve YPG'ye ilişkin açıklamalarına da tepki gösteren Erdoğan, "Bayan Clinton'ın yaptığı açıklamayı da çok talihsiz buluyorum. Aynı şekilde o da PYD'yi, YPG'yi desteklemeye devam edeceğiz; diyor. Çok talihsiz bir açıklama. Bence siyasette böyle bir açıklamayı yapmanın tanımı çok farklıdır. Doğrusu ben bunu bir siyasi acemilik olarak görüyorum. Bunun yapılmaması gerekiyor. Çünkü bu hassasiyetlerin olduğu bir dönemde böyle bir adım atılamaz. Çok yanlış bir adım. Bu verdiğiniz silahlarla siz 600 bin insanın ölümüne neden olduğunuzun farkında değil misiniz? İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, hukuk, insan hayatının önemi nerede?" diye konuştu.

"BU ATEŞ BİZİ TEĞET GEÇER AMA ONUNLA OYNAYANLARI CAYIR CAYIR YAKAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye ve Irak'taki kardeşlerimizi bu küresel senaryonun çarkları arasında ezilmekten kendimizi de benzer bir akıbete uğrama tehdidinden kurtarmak için tüm imkanlarımızı kullanacağız. Bizim için Suriye ve Irak kaynakları terör tehdidi hayati bir öneme sahiptir. Türkiye'nin bölgeyle ilişkisini kendi çıkar hesaplarıyla karıştıranlara mesajım şudur. Terör örgütleriyle iş tutmak ateşle oynamak gibidir. Bu ateş bizi teğet geçer ama korkarım ki onunla oynayanları cayır cayır yakar. Bunun bilinmesi lazım"

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!