Güncelleme Tarihi:
"PERŞEMBE HATAY'A GİDİP KOMUTANLARIMIZDAN BİLGİ ALDIK"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, "Perşembe Hatay'a gidip komutanlarımızdan bilgi aldık, kendilerine olan desteğimizi bizzat yerinden ifade ettik. ABD Devlet Başkanı, Rusya Devlet Başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı ile bölgemizdeki gelişmeleri ve ikili ilişkilerimizi değerlendirdiğimiz telefon görüşmelerimiz oldu. Gerek devlet işleriyle gerek parti işleriyle ilgili pek çok görüşmeyi toplantıyı da bu süreçte gerçekleştirdik. Oldukça yoğun iki haftayı geride bıraktık. Dur durak bilmeden koşturmaya devam edeceğiz" dedi.
"BUNUN KARŞISINDA SUSMANIN VEBAL OLDUĞUNU GÖRÜYORUM"
Erdoğan, "Bu ülkenin ekmeğini yiyen, havasını soluyan, tüm nimetlerinden istifade eden bir bir güruh var ki onların ihanetlerinden çok mustaribiz. Türkiye'de adı ana muhalefet partisi olan ama yaptıklarıyla adeta ana hıyanet partisine dönüşen bir parti, daha doğrusu bu partinin başındaki zevat ve bir ekip var. Çünkü ben ülkesini, milletini seven gerçek CHP'lilerin de bizimle aynı hissiyata sahip olduğuna inanıyorum. Her seferinde artık bu ana muhalefet partisini ve başındaki zatı bir daha gündemimize almayalım diyorum fakat öyle şeyler yapıyorlar ki bunun karşısında susmanın vebal olduğunu görüyorum" diye konuştu.
"BU ZATA, ŞÖYLE HIZLI VE ÖZET BİR TARİH DERSİ VERMEK ARTIK VACİP OLDU"
Erdoğan, "Hadi bizim söylediklerimize kulak vermiyor da her gün televizyonlarda yayınlanan Zeytin Dalı' operasyonunu da mı bu adam izlemiyor? Askerlerimizin elindeki yerli silahları da mı görmüyor? Kendi üretimimiz olan toplarımızın sesini de mi duymuyor? Kendi imalatımız çok namlulu roketatarlarımızın o görüntülerinden de mi etkilenmiyor? Her şeyi ile bize ait SİHA'lardan da mı heyecan duymuyor? Söylediği lafa bak ya, 'Sen bir tane delikli tüfek yapamazsan nasıl savaşacaksın' diyor. Gaflete bak ya, zavallılığa bak. Onlar sizin ecdadınızın veya sizinkilerin zamanına ait olan bir süreçti. Artık bunları biz yapıyoruz. Askerlerimizin intikalini sağlayan Türk malı zırhlı araçlarımızda mı bu zata bir şey ifade etmiyor? İşi ecdadımıza hakarete vardırmasına ne diyeceğiz? Neymiş efendim? Osmanlı hiçbir şey üretmemiş. Her şey Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurulmuş, sonra gelenler onları da batırmış. Bunun adı idrak tutulması değilse düpedüz yalancılıktır, iftiradır. Şimdi bu zata, şöyle hızlı ve özet bir tarih dersi vermek artık vacip oldu" açıklamasında bulundu.
"ONLAR HEP YIKTILAR, BİZ İSE HEP YAPTIK"
Erdoğan, "İstanbul'da Tophane diye bir semt var. Yalnız Kâğıthane'yi Kağıttepe'ye çevirdiği gibi buraya da Toptepe filan demeye kalkmasın ha. Onu da söyleyeyim. Burasının adı 500 yıldır Tophane. Acaba bu zat Tophane isminin nereden geldiğini biliyor mu? İstanbul'un fethinin hemen ardından burada kurulan dökümhanelerde devrin en gelişmiş topları üretiliyordu. Fatih Sultan Mehmet Han bizzat kendisi top tasarlayan ve inşa ettiren bir savunma sanayii dehasıydı. Dönemin en hızlı savaş gemileri bizim tersanelerimizde üretiliyordu. Silah sanayi, maalesef Avrupa'daki sanayii devriminin ardından gerilemeye başlamıştır. Buna rağmen İstanbul ve çevresinde pek çok modern silah fabrikası kurulmuştur. Bu zatın cumhuriyetle birlikte kurulduğunu sandığı MKE, 1950'de bu isimle faaliyete geçmiştir. Ondan önceki adı Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü, ondan önceki adı Tophane-i Amire Müşiri'dir Bay Kemal. Cumhuriyet döneminde yapılan iş başkentin Ankara'ya taşınmasına paralel olarak askeri fabrikalar için de Anadolu'nun ortasının tercih edilmesidir. Üstelik bu kurum en büyük atağını CHP döneminde değil, Demokrat Partili yıllarda yaşamıştır. CHP döneminde değil. Demin kast ettiğime ecdad o bizim ruhuyla işe sahip çıkan ecdadımız. Yoksa bunun zihniyetinin ceddi olan takım değil. Onların da bu ülkeye verdiği bir şey yok. Onlar hep yıktılar, biz ise hep yaptık" diye konuştu.
"SAVUNMA SANAYİİ PROJELERİ 60 MİLYAR DOLARLIK BÜYÜKLÜĞÜNE ULAŞMIŞTIR"
Erdoğan, "Eğer Türkiye savunma sanayiinde son 15 yılda yaptığı atakları gerçekleştirmemiş olsaydı bugün bırakın Zeytin Dalı harekâtını kendi sınırları içindeki terörle mücadele operasyonlarını yürütemez hale gelirdi. Hamd olsun ülkemiz şu anda 6 milyar dolarlık üretim ve 2 milyar dolarlık ihracat kapasitesi bulunan bir savunma sanayiine sahiptir. Ama CHP'nin bunlardan haberi yok. Sözleşmeye bağlanan veya çalışmaları süren savunma sanayii projeleri 60 milyar dolarlık büyüklüğüne ulaşmıştır. Aciliyeti olan konular dışında savunma sanayiinde dışarıdan hazır ürün alımını tamamen terk etmiş durumdayız. Varsın üretime geçilmesi biraz uzun sürsün. Ama mutlaka ülkemizin ürünü olsun anlayışıyla hareket ediyoruz. Sadece İHA'ların sefahatiyle Altay tankının motoru meselesi dahi bize bunun ne kadar gerekli olduğunu göstermiştir" açıklamasında bulundu.
"DÜNYAYA 'SİVİL KATLİAMI' DİYE SUNMAK İÇİN ZATEN BİRBİRLERİYLE YARIŞIYORLAR"
Erdoğan, "CHP'nin başındaki zat 'YPG terör örgütü değil vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.' Bakın bu çok önemli. Bunu diyebilmiş, terör örgütünü sahiplenebilmiş bir kişidir. YPG dediği PKK'nın Suriye kolu. Yani bu kişi askerimize kurşun sıkan, sınır ötesinden saldırılarla vatandaşlarımızın canına malına kast eden terör örgütünü savunuyor. İşte bunun genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, şusu busu vesaire. Hepsinin yaptığı da bu değil mi? Genel başkanları böyle yapar da şürekası ondan aşağı mı kalır? 'PYD bir terör örgütü değildir' diyerek, bize PYD'den niçin rahatsız olduğumuzu soruyor. Gaflete bak ya. Bir başkası CHP nasılsa PYD de öyle siyasi partidir diyor. İstanbul'a il başkanı getirmişler, neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Teröristlere yönelik operasyonlarımızı dünyaya 'sivil katliamı' diye sunmak için zaten birbirleriyle yarışıyorlar. FETÖ'cüler derseniz onları da Ankara'dan İstanbul'a yürüyecek kadar çok seviyorlar. Kazdıkları çukurlarla vatandaşa hayatı zehir eden teröristlere 'barikat kuran arkadaşlar' diye takdim eden bunlar değil miydi? Ortak eylemden seçime ortak girmeye doğru şu anda gidiyorlar. Hayırlı olsun, çok isabetli olun. Yeter ki böyle bir kararı alsınlar. Atalarımız 'İki çıplak bir hamama yakışır' derler" ifadelerini kullandı.
"ÖSO'YA TERÖR ÖRGÜTÜ DEMESİ BİZİ ŞAŞIRTMAZ AMA BİRİLERİNİN KAFASINI KARIŞTIRABİLİR"
Erdoğan, "FETÖ'ye avukatlık yapan, HDP ile kanka olan, PKK'nın izinden giden, PYD'ye övgüler savuran ana muhalefetin sıra ÖSO'ya gelince bir anda bunların nevri dönüyor. Dünyada hiçbir devletin hiçbir istihbarat kuruluşunun bulamadığı bir gerçeği bunlar keşfetmişler. Neymiş? ÖSO bir terör örgütüymüş. PYD'ye parti diyenlerin ÖSO'ya terör örgütü demesi bizi şaşırtmaz ama birilerinin kafasını karıştırabilir. Özgür Suriye Ordusu terör örgütü değil, kendi vatanlarını savunan, içinde her inançtan etnik kökenden insanın bulunduğu milli yapıdır. Bunların kimi zaman açıktan, kimi zaman fısıltıyla söylediği bir şey var. 'Ülkemizde Suriyeliler niye savaşmıyor da biz oraya gidiyoruz' diye sürekli el altından fitne yayıyorlar. Biz Arabıyla, Kürdüyle, Türkmeniyle Suriye'deki kardeşlerimizin 7 yıldır nasıl mücadele verdiğini gayet iyi biliyoruz. Ey CHP siz bunu bilemezsiniz. Siz sadece size sufle edilen yalanlar neyse onlarla hareket edersiniz" ifadelerini kullandı.
"ÖSO'NUN FIRAT KALKANI HAREKÂTI'NDA NASIL DEFALARCA ÇARPIŞTIĞININ BİZLER ŞAHİDİYİZ"
Erdoğan, "ÖSO'ya terör örgütü diyenler, önce şöyle başını iki elinin altına alsın düşünsün. Benim 'Mehmedim' ile beraber orada özgürlük savaşını yürütenlere bir defa böyle bir yakıştırmayı yapmanın ne kadar alçakla olduğunu bir defa görmek lazım. ÖSO'nun Fırat Kalkanı Harekâtı'nda nasıl defalarca çarpıştığının bizler şahidiyiz. Bu operasyonda ÖSO, şu ana kadar 614 şehit vermiştir. 2 binin üzerinde de gazisi vardır. ÖSO, Zeytin Dalı Operasyonu'nda şu ana kadar 16 şehit ve 100'e yakın gazi vermiş olmasına rağmen mücadelesini kahramanca orada da sürdürmektedir" dedi.
"ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GİTMEK MÜMKÜN DEĞİL. EĞİTİM LAZIM, TEÇHİZAT LAZIM, PLANLAMA LAZIM"
Erdoğan, "Tabi çatışma bölgelerinde görev yapmaya öyle elini kolunu sallayarak gitmek mümkün değil. Eğitim lazım, teçhizat lazım, planlama lazım. Tıpkı kendi vatandaşlarımız gibi Suriyeli kardeşlerimizin de askerlik şubelerine yaptığı başvuruları kararlılık olarak görüyor hepsine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Şu an itibarıyla biliyorsunuz bizim de Mehmetçiğimiz olarak şehitlerimiz var. Ve Zeytin Dalı operasyonunda şu ana kadar bizler de şehitler verdik. Ama kahir ekseriyetiyle burada ÖSO'nun şehitleri var. Ve toplamda şu anda 646 teröristi etkisiz hale getirdik. Şu anda Buseyra tepesi dağı biliyorsunuz düştü. Oradaki yakın tepeleri dağları da inşallah Mehmetçiğimiz, ÖSO ile beraber düşürmenin adımlarını atıyorlar" ifadelerini kullandı.
"YANLIŞI TEMİZLERLER. HATALARI OLABİLİR AMA YANLIŞLARINI GÖRMEDİĞİMİZ GİBİ ..."
Erdoğan, "ÖSO'nun askerlerimizle yan yana çarpışması utanılacak değil tam tersine iftihar edilecek bir görüntüdür. Burada da yanlış yapanlar çıkarsa kendi içlerinde muhasebesini yapar, yanlışı temizlerler. Hataları olabilir ama yanlışlarını görmediğimiz gibi bu Suriyeli kardeşlerimizin özgürlük mücadelelerinde yanlarında olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Çanakkale'de Kanal seferinde, Medine ve Kudüs savunmalarında şehit olan Halepli, İdlibli, Humuslu, Şamlı yüzlerce kardeşimiz vardır. Sadece Çanakkale Savaşı'nda bugünkü Suriye, Lübnan, Filistin hattından gelen bin civarında şehidimiz var. Bu kardeşlerimizin şimdi bizim desteğimize ihtiyaçları varsa, onlarla cephede olmamız bizim tarihi görevimizdir. ÖSO'ya terörist diyerek kendi akıllarında DEAŞ ile aynı safa koymaya çalışanlar, bölücü terör örgütünü aklamanın gayreti içine girerek aslında kendilerini aynı duruma düşürdüklerini bilmelidirler" açıklamasında bulundu.
"BİZ MİLLET-İ İBRAHİM'DEN GELİYORUZ. SEN CUMHURİYET DEDİĞİN ZAMAN DUR BAKALIM YA"
Erdoğan, "Bu zatın cehaletini sergilediği bir başka konu da millet meselesidir. Şu ifadeye bak 'Osmanlı'da millet mi vardı?' diyor. Sen bir partinin genel başkanısın ya. Gençlerimize hitap ediyorsun. Ama okuma özürlü bu. Ardından ne diyor? Millet cumhuriyetle beraber oldu diyor. Tabi bu ve benzeri kişilerin kafasında millet, milliyet tanımı Fransız İhtilaliyle dünyaya yayılan kavramlardan ibaret olunca ortaya böyle garabetler çıkabiliyor. Değerli kardeşlerim, o bakımdan Osmanlı tam bir millet devletiydi. Ülkeyi yöneten hanedana bakıp da Osmanlı'yı şahıs devleti sananlar ya tarihlerinden bihaberdirler ya da o tarihi başkalarının kaynağından okumuşlardır. Burada komşumuz sayılır. Makedonya Cumhurbaşkanı Ivanov bir tarih profesörüdür. Hep şu ifadeyi kullanır; 'Osmanlı'nın millet sistemini örnek alın' der. Bakın çok ilginç. Ve bunu özel çalışma yemeğimizde filan da birkaç kez bize anlatmıştır. 'Biz buna hayranız' der. Milleti ve milliyeti anlamak için öncelikle kendi geçmişinizi çok iyi bilmeniz gerekir. Rahmetli Erol Güngör'ün ifadesiyle 'Bizim dilimizin kaynağı eskilerdir, dinimizin kaynağı eskilerdir, soyumuzun kaynağı eskilerdir.' Ben daha da ileri gidiyorum. Ama bunu anlamaz, bunu anlaması için çok daha farklı bir kaynağa inmesi lazım. Biz Millet-i İbrahim'den geliyoruz. Sen Cumhuriyet dediğin zaman dur bakalım ya. Ta Milleti İbrahim. Osmanlı'da milletimizin kazandığı tüm gücün zirvesini oluşturan bir devlettir" ifadelerini kullandı.
"BU ZATA, YAHYA KEMAL'İN 'EZANSIZ SEMTLER' YAZISINI OKUMASINI TAVSİYE EDİYORUM"
Erdoğan, "Müslümanlar bir millet, Hristiyanlar bir millet, Yahudiler bir millettir. Etnik bakımdan küçük karışmalar olsa da bu tarihimizin gerçekliğine en uygun tanımdır. Cumhuriyetimizi kuran kadro da Lozan'da aynı tanımı esas almıştır. Ülkemiz topraklarında yaşayan insanlar, Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar denilerek inançlarına göre sınırlandırılmıştır. İsteyenlerin Anadolu'ya gelmesi, Hıristiyanların da isteyenlerin o ülkeye gidilmesi temin edilmiştir. Bu zata, Yahya Kemal'in 'Ezansız Semtler' yazısını bulup okumasını özellikle tavsiye ediyorum" dedi.
(FOTOĞRAF)
Hakime TORUN- Nursima KESKİN / ANKARA / (DHA)