Güncelleme Tarihi:
'O PAÇAVRALARLA NEREYE MESAJ VERMEK İSTİYORSUNUZ?'
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Avrupa Parlamentosu'nu da eleştirerek, "Terör örgütüyle birlikte hareket eden, imkanlarını ve iradesini örgütün emrine veren yapıların üzerine de süratle gidilmesi şarttır. İşte dokunulmazlıkların kaldırılması bu konuda önemli bir adım oldu. Meydan okuyorlardı. Dokunulmazlıkları kaldıralım, hazırız; diyorlardı. Dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme geldikten sonra nasıl feveran ettiler gördünüz değil mi? Şimdi batıda dolaşıyorlar. Bu akşam bu anlamlı topluluktan Avrupa Parlamentosu'na sesleniyorum. Sizler parlamento binasının koridorlarına asmış olduğunuz o bölücü terör örgütlerinin bayraklarıyla nereye mesaj vermek istiyorsunuz? O paçavralarla nereye mesaj vermek istiyorsunuz? Bilesiniz ki; bunlar Türkiye'nin gönlünü yapmanıza yetmez. Türk milleti bunların hesabını vakti zamanı geldiğinde gereken kişilere de sormasını bilecektir" ifadelerini kullandı.
'FEZLEKELER GÖNDERİLMEYE BAŞLANDI, HEPSİ HESABINI VERSİN'
Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmalarına değinen Erdoğan, "Bundan sonra terör örgütünün adeta birer militanı gibi hareket eden, arabalarıyla terörist taşıyan, silah taşıyan, imkanlarını teröristlere tahsis eden milletvekilleri yaptıklarının hesabını adalet önünde verecek. Şu anda fezlekeler mahkemelere gönderilmeye başlandı. Hepsi gitsin, yargı önünde bunun hesabını versin" dedi.
'BELEDİYELERİN ÖRGÜTÜN TASALLUTUNDAN KURTARILMASINA İHTİYAÇ VAR'
Bazı belediyelerin terör örgütüne destek verdiğine dikkat çeken Erdoğan, bu konuda gereken önlemlerin alınacağını vurgulayarak, "Aynı şekilde belediyeler konusunda gerekli adımları süratle atmamız gerekiyor. Onun da adımlarını atmaya şu anda hazırlanıyoruz. O adımları da atacağız. Öyle belediye başkanı devletten gelen bütçe payını alacak, bunu dağa gönderecek. Yok böyle şey. Bunun da hesabını soracağız. Terör örgütünden sipariş başkan yardımcılıkları, bütün bunların hepsinin adım adım hesabını soracağız. Kanun gerekiyorsa kanun çıkartılarak, idari işlem gerekiyorsa, işlem yaparak, bölgedeki belediyelerin örgütün tasallutundan kurtarılmasına ihtiyaç vardır ve bunu hükümet olarak yapacağız. Hükümetin bu konuda gerekli çalışmaları, başbakanımızla da bakanlarımızla da görüştüm. Yaptıklarını ve yapmaya gayret ettiklerini gördüm" diye konuştu.
'DEVLET KENDİ PARASIYLA KENDİ ALEYHİNE ÇALIŞAN KİŞİLERİ BESLEYEMEZ'
Kamu kurumlarında terör örgütüne destek veren çalışanların tespit edilip, haklarında gerekli işlemlerin yapılması gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bir başka önemli mesele. Yurt içinde ve yurt dışında sivil toplum kuruluşu görüntüsü altında terör örgütü için çalışan kuruluşlardır. Bunların faaliyetlerinin önüne geçilmesi için de gereken mekanizmalar hızla kurulmalıdır. Kamu kurumların içinde bölücü terör örgütüyle irtibatlı kimler varsa, derhal tespit edilip hem memuriyetten men edilmeli, hem de haklarında gerekli adli işlemler yapılmalıdır. Terör örgütüne eleman kazandıran öğretmen, teröriste ilaç taşıyan sağlık memuru bunlar asla kabul edilemez çarpıklıklardır. Bu devlet kendi parasıyla kendi aleyhine çalışan kişileri besleyemez. Bunun için de devlet memurlarıyla ilgili mevzuatın köklü bir şekilde değiştirilmesi gerekiyor"
KÜÇÜK ÇOCUĞUN ELİNİ NEFESİYLE ISITAN BİNBAŞI TETİK'İ HATIRLATTI
Konuşmasında Şırnak'ın Silopi İlçesi'ndeki operasyonlarda 23 Aralık 2015 tarihinde bölgedeki ailelerin tahliyesi sırasında küçük bir çocuğun elini nefesiyle ısıtan ve katıldığı bir operasyonda sol gözünü kaybeden Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanı Binbaşı Necmettin Tetik’i hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Teröristlere devletin çelik yumruğunu, bölge halkına ise devletin şefkatli yüzünü göstererek bu meseleyi çözüme kavuşturmakta kararlıyız. Siz değerli polis kardeşlerimin, asker kardeşlerimin Güneydoğu'daki o mağdur, o mazlum yavruları okşamanız var ya onların 79 milyonda meydana getirdiği tesir çok farklı. Onların üşüyen ellerini ısıtan Necmettin Binbaşı'nın aldığı dualar ona ebedi alemde de bu alemde de farklı mekanları hazırlayıcıdır"
'ŞAHSIMLA İLGİLİ TEHDİTLERİ GELİYOR, BİZ BU YOLA KEFENİMİZİ GİYEREK ÇIKTIK'
Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devlet içinde devlet asla kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devlet tanımıyoruz. Bu tür gayretler içerisine girenler, bilsinler ki yanlış yoldalar. Ve çok ciddi bir duvara toslamayla karşı karşıya kalacaklar ve zaten artık ecelleri geliyor. Kimisi kaçıyor, kimisi Pensilvanya, kimisi şurası, kimisi burası gidiyorlar. Gidecekler. Başka bu işin çaresi yok. Şahsımla, arkadaşlarımla ilgili birçok tehditler geliyor. Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Onun için geri dönüş yok. Sonuna kadar bu işin üzerine gideceğiz. Çünkü biz uluhiyet denilen Allah'tan başka hiçbir mabut tanımadık. Tanımıyoruz. Aklımızı da kimseye kiraya vermedik. Biz rububiyet, yani Rabb edinme Allah'tan başka bizim Rabb'imiz yok. Bu yolda olanlar yanlıştadır. Ne demek o? 'Bize Pensilvanya'daki zat, şah damarımdan daha yakındır'. Böyle bir şey söylenebilir mi? Bu bir küfürdür, şirktir. Bize şah damarından yakın olan sadece Rabb'imizdir, O'ndan başka yok."
POLİSE 'FİTNE' UYARISI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, polislere fitneye fırsat vermemeleri gerektiğini vurgulayarak, "Bugün bu zorlukların üstesinden gelerek, istiklalimiz ve istikbalimiz için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bu konuda emniyet teşkilatımızın, silahlı kuvvetlerimizin son zamanlarda, özellikle adeta etle tırnak gibi iç içe olmaları en büyük gurur kaynağımızdır. Polisimizin kendi içinde aman ha şu fitnelere, nifak unsurlarına Allah için fırsat vermeyin. Birbirinizi Allah için, bu millet için sevin. O sokulmak istenen fitne unsurlarına asla fırsat vermeyin. Çünkü o bizden çok şey götürür. Yeni yeni, garip garip bazı şeyler çıkarıyorlar. Bunlara fırsat vermeyin, yazık olur. Bakıyorsunuz birisi çıkıyor, bir fitne atıyor ortaya. Sizler buna inanıyorum ki fırsat vermeyeceksiniz." dedi.