Güncelleme Tarihi:
Hakime TORUN /ANKARA (DHA) - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Döviz kurundaki artışa ve Merkez Bankası'nın (MB) faiz arttırımına ilişkin, "Ağustos'ta bir anda 7 lira seviyesine kadar yükselmesi başlı başına bir ekonomik suikast girişiminin delilidir. Dün son olarak MB sürekli gündeme getirilen faiz arttırımını oldukça yüksek bir oranda gerçekleştirdi. Diyor ya; 'bağımsızlık.' Hadi buyur bağımsızlık. Şimdi bakalım bağımsızlığın neticesini göreceğiz. Şu an şahsen benim sabır safhamdır. Bu sabır bir yere kadar. Kişisel olarak faiz konusuna bakışımı aynen ifade etiğim gibi bilmenizi isterim" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Döviz kurundaki artışa ve Merkez Bankası'nın (MB) faiz arttırımına ilişkin Erdoğan, "Seçim öncesi bir parça yükselen döviz kurunun makul bir seviyeye düşmesini veya en azından yatay seyre geçmesini beklerken tam tersi bir durum ile karşılaştık. Amerikan yönetiminin ülkemiz ile ilgili ardı ardına açıkladığı olumsuz kararlar bahane edilerek Türk ekonomisini hedef alan alçak bir saldırı ile karşı karşıya kaldık. Döviz kuru gece yarısı operasyonlar ile ne ekonomik ne de mantıklı başka bir sebeple izah edilemeyecek şekilde yükseltildi. Yılbaşında 3,8 olan Mart başında yine bu durumu koruyan Nisan'da yaklaşık 4 olan, Haziran'da seçimlerin ertesi günü 4,6'yı bulan döviz kurunun yükselişini buraya kadar anlayabilirdik. Seçim öncesi belirsizliği nedeniyle böyle bir kıpırdanma olabilir dedik. Ağustos'ta bir anda 7 lira seviyesine kadar yükselmesi başlı başına bir ekonomik suikast girişiminin delilidir. Amerikan yönetiminin ülkemizin egemenlik haklarına açıkca saygısızlık olan taleplerine cevap vermedik diye böyle bir sonucun ortaya çıkması meselenin tamamen siyasi olduğuna işaret ediyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN TOPYEKÜN CEZALANDIRILMASI BOYUTUNA ULAŞTI"
Erdoğan, "Her şeyden önce şunun bilinmesi gerekir; Türkiye bir hukuk devletidir, bir kabile devleti değildir. Türkiye'nin yaşadığı bu hadise dünyada hiçbir ülkenin siyasi ve ekonomik güvenliğinin kalmadığının ifadesidir. AB, Çin, Hindistan, Rusya başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinden ciddi rahatsılık işaretleri gelemeye başldı. Ülkemize yönelik saldırı diğerlerinden çok daha sinsi, can sıkıcı, kasıtlı bir şekilde gerçekleşti. İş ekonomi sınırlarını aştı. Türkiye'nin topyekün cezalandırılması boyutuna ulaştı. Bu saldırıyı belirli bir noktada durdurduk. Mücadelemiz her alanda amansız bir şekilde sürüyor. Maruz kaldığımız saldırının manivelası kur gibi görülse de asıl kalıcı darbeyi enflasyon ve faiz olarak alıyoruz. Faizi yöneticiler belirler, enflasyonu yönetici belirlemez. Enflasyon faizin akışı ile oluşur. Merkez Bankası defalarca enflasyonu herkes açıklamıştır ama enflasyon Merkez Bankası'nın açıkladığı gibi gerçekleşmemiştir. Bakıyorsunuz yıl ortasında revize ediyor. Madem biliyorsun bu işi. Faizi belirlerken tutuyor da enflasyon neden tutmuyor. Bu gerçekleri şimdi Ekim ayında da göreceğiz" açıklamasında bulundu.
(MB'İN FAİZ ARTTIRIMI) "ŞU AN ŞAHSEN BENİM SABIR SAFHAMDIR"
MB'in faiz arttırımına ilişkin Erdoğan, "Dün son olarak Merkez Bankası sürekli gündeme getirilen faiz arttırımını oldukça yüksek bir oranda gerçekleştirdi. Diyor ya; 'bağımsızlık.' Hadi buyur bağımsızlık. Şimdi bakalım bağımsızlığın neticesini göreceğiz. Şu an şahsen benim sabır safhamdır. Bu sabır bir yere kadar. Çünkü biz sömürü manivelalarına eyvallah edemeyiz. Sadece bir kur manivelasıyla bir ülke terbiye edilemez. Ben yatırımıcıma bakarım. Finans kuruluşlarına tabii ki ihtiyacımız var. Onlarsız bir ekonomi düşünemeyiz. Onların ayakta kalışı da bizim reel ekonomi ve yatırımcının güçlü olmasına bağlıdır. O tulumbaya suyu koymamız lazım ki tulumbadan su gelsin. Kişisel olarak faiz konusuna bakışımı aynen ifade etiğim gibi bilmenizi isterim. Bu meseleyi gerek sizlerle gerek milletimle defalarca paylaştım" diye konuştu.
"HEMEN GAZI ALAN BASTIRIP GİDİYOR. ÖNÜNE GELEN ZAM ZAM ÜSTÜNE ZAM YAPIYOR"
Erdoğan, "Hemen gazı alan bastırıp gidiyor. Önüne gelen zam zam üstüne zam yapıyor. Faizle ilişkisi olsun olmasın fırsatı yakalıyor ya. Burada özellikle de Hazine ve Maliye Bakanlığımızın tüm birimleri ile bu kontrol mekanizmalarını çalıştırması lazım. İlgili bakanlıklarımızın bu suistimalleri yapanlara da gereken dersi vermemiz lazım. Yeter ki enflasyonu döviz kurunu ve piyasa faizlerini kontrol altına alabileceğimiz bir iklime kavuşabilelim. Gelişmeleri takip ediyoruz, bekleyip göreceğiz. Bu arada, pek çok tedbiri de hayata geçirdik" ifadelerini kullandı.
"ARTIK TÜRK LİRASI YERLİ VE MİLLİ PARA. KİM Kİ DÖVİZ TALEP EDİYOR, İLGİLİ MERCİYE ŞİKAYET EDİLMELİ"
Döviz ile kira konusuna ilişkin Erdoğan, "Menkul alım satım ve kiralama, hizmet ve eser sözleşmesi gibi tüm işlemlerde ödeme yükümlülüklerinin artık kendi paramızla yapılmasını zorunlu hale getirdik. Artık Türk Lirası yerli ve milli para. Kim ki döviz talep ediyor, ilgili merciye şikayet edilmeli. Gereği ne ise yaparız. Uzun süredir şikayet konusu olan döviz ile kira konusunu ortadan kaldırdık. Sen elektriği, suyu döviz ile mi ödüyorsun? Hepsi TL, kira dolar. Öyle 25 kuruşa simit yok. Gereği neyse bu yapılacak" ifadelerini kullandı.
"SIFIRDAN BİR YATIRIM ŞU ANDA DÜŞÜNMÜYORUZ"
"Kamuda tasarrufa yönelik ciddi adımlar attık" diyerek konuşmasıan devam eden Erdoğan, "Bakanlıklar birleşti. Ciddi bir tasarrufa kamuda gitmiş oluyoruz. Kamudaki araçların kullanımını sınırlandırdık. Personel alımını da emekli olan personel sayısına yakın bir seviyeye çekiyoruz. Devam eden yatırımları bitireceğiz. Sıfırdan bir yatırım şu anda düşünmüyoruz. Olmazsa olmaz bir yatırım olur o ayrı. Müteahhit firmaları da mağdur etmeyeceğiz. Bakanlıklarımız ellerindeki yatırım stoklarını gözden geçirecek. Öncelik sırasına göre çalışmalarını yürütecek. İthalat ve iharacat ile uğraşmayan hiç kimsenin dövizle işi olmamalıdır" açıklamasında bulundu.
"TÜM TASARRUFLARIN DÖVİZDEN TÜRK LİRASI'NA YÖNLENDİRİLMESİ GEREKLİ"
Erdoğan, "Vatandaşlarımıza sesleniyorum, paranıza paramıza güvenin. Tüm tasarrufların dövizden Türk Lirası'na yönlendirilmesi gerekli. Yastık altı diye tabir edilen sistem dışı tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını bekliyoruz. Özel sektör üretim ve yatırımdan vazgeçmemeli. Türkiye'yi Döviz kuru üzerinden vurmak isteyenlere cevabımızı üretim ve istihdam yaratarak vermeliyiz" dedi.
"BOL MİKTARDA STOKÇU ÇIKTI.BURALARA BASKINLAR YAPMAK SURETİYLE VERECEĞİZ"
Manipülatif haberler yapıldığına vurgu yapan Erdoğan, "Birileri milletimizin kafasını bulandırmak için yalan haber yayıyor. Bu ara bol miktarda stokçu çıktı. Bunlara gereken cevabı gerek İçişleri Bakanlığımız gerek Hazine Maliye verecek. Buralara baskınlar yapmak suretiyle vereceğiz. Sen stokçuluk mu yapıyorsun? Gel bakalım bunun bedelini öde. Bunlara bunun fırsatını vermeyeceğiz" dedi.
"NE OKUL KİTAPLARINDA NE SAĞLIKTA, İLAÇTA NE DE DİĞER HİZMETLERDE BİR SIKINTI YOK"
Erdoğan, "Okul kitaplarının basılamadığından sağlık hizmetlerinin aksatılacağına yönelik yalan haberler üretiliyor. Bu ülkede çözülemeyecek bir sorun yok. Burası bir kabile devleti değil. Döviz möviz bunların hepsini aşacağız. Ne okul kitaplarında ne sağlıkta, ilaçta ne de diğer hizmetlerde bir sıkıntı yok. 'İlaç bitti' deniyor. Yok böyle bir şey. Devleti bu tür manipilasyonlar ile köşeye sıkıştırarak haksız kazanç elde etmek isteyen simsarlara asla meydanı bırakmayacağız. Biz bu oyunu da bozarız. Türkiye'yi dövizle, faizle, enflasyon ile dize getirebileceklerini sananlar bu milleti tanımıyor demektir" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE FIRSATÇILIK YAPANLARI DA FEDAKARLIK YAPANLARI DA UNUTMAYACAKTIR"
Erdoğan, "Bu dönemler fırsatçılık, stokçuluk yapıp kendi ülkesine ve milletine ihanet edenler yanında imkanları sonuna kadar zorlayıp üretime, yatırıma, istihdama devam edenleri de tespit ettiğimiz dönemlerdir. Bu dönemler ülkenin ve milletin ali çıkarlarını şahsi siyasi ve ekonomik çıkarlarının üzerinde tutanların diğerlerinden ayrıştığı günlerdir. Bunları şimdi gayet iyi tanıyoruz. Türkiye çok yakında bu dalgayı aşacak ama fırsatçılık yapanları da fedakarlık yapanları da unutmayacaktır" açıklamasında bulundu.
"İHTİYAÇ DUYULMASI HALİNDE TEŞKİLATLARIMIZI REVİZE EDEBİLİR, GÜÇLENDİREBİLİRİZ"
Mahalli seçimlere ilişkin uyarılarda bulunan Erdoğan, "Bu mücadeleyi verirken yerel seçimlere de hazırlanıyoruz. Mahalli seçimlerde bütün oyunları bozmamız lazım. Karşılığı olan güçlü isimlerle bu seçime gireceğiz. Sırtını partiye dayayarak değil, benim karşılığım nedir? Ardından partinin adayı, dürüst ... olacak. Toplumda sevilen birisi olacak. Aday belirleme çalışmalarımızı inşallah biraz erken de olsa öne çekip çalışmaları ona göre yürüteceğiz. Bu süreçte eksiklik, aksaklık gördüğümüz yerlerde ihtiyaç duyulması halinde teşkilatlarımızı revize edebilir, güçlendirebiliriz. Kendisine aday olduğu tevdi edilene kadar her arkadaşımız mevcut görevini layıkıyla yerine getirmeli" diye konuştu.
"MHP İLE İTTİFAK YAPMIŞTIK. YEREL SEÇİMDE İMKAN OLUR MU BAKACAĞIZ"
MHP ile ittifak yapılıp yapılmayacağına ilişkin Erdoğan, "24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı'nda ve Meclis'te MHP ile ittifak yapmıştık. Mahalli idareler seçimlerinde böyle bir imkan olur mu bakacağız. Eğer böyle bir imkanı karşılıklı olarak hakikaten ortaya koyabilirsek biz birlikte bunu da değerlendiririz. Çünkü Cumhur İttifakı'ndaki dayanışmamız ne ise yerel seçimlerde de bu ittifakı gerçekleştirme imkanımız olabilir. Arkadaşlarımız ön görüşmeleri yapar ardından liderler olarak konuşuruz. Bu olursa iki parti de mahalli iaderelerde gücünü artırabilir. Diğer partilerin de gizli veya açık benzer ittifak arayışlarında olduğunu biliyoruz. Her şeyi milletimizin gözü önünde konuşacağız. Seçimleri iş bilmez muhalefet partisinden kurtarma olarak görüyoruz. Terör örgütüyle birlikte aday olmaya yeltenenler bizden demokratik bir yaklaşım bekleyemezler. Bunun bedelini ağır ödedik. Biz kayyumlarla ne gibi hizmetler yaptık bunu vatandaşlarımız biliyor. Biz size bu paraları kanal aç diye vermiyoruz. Bu seçim çok daha farklı olacak. Gönüllere girmeden netice almak mümkün değil" diye konuştu.
(FOTOĞRAF)