Güncelleme Tarihi:
Hakime TORUN /ANKARA (DHA) - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasına ilişkin "Kudüs'te yaşananlar, popülist aymazlığın, ne tür vahim sonuçlarının olabileceğinin en acı ispatıdır. Attığı son provokatif adımla ABD Yönetimi, İsrail'in katliamlarına da ortak olmuştur. Açık söylüyorum, ABD'nin eline Filistinli çocukların kanı bulaşmıştır. Kanı. Bebek katillerinin sırtını sıvazlayan bir anlayışın demokrasiden bahsetmesi tam bir oksimoronluk örneğidir. Uluslararası hukuku hiçe sayan bir zihniyetin başkalarına hukuk telkin etmesi ise pişkinlik, yüzsüzlüktür. Filistin'deki son gelişmeleri yine BM Genel Kurulu'na götüreceğiz. Vicdan sahibi herkesin desteğini alacağız. Kudüs barış, huzur yurdu olana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Genel Merkezi'nde, Büyükelçiler ile bir araya geldiği iftar programında konuştu.
"AŞIRI SAĞCI AKIMLARIN SİYASET ÜZERİNDEKİ BASIKLARI VE TALEPLERİ İSE BU ATEŞE ADETA BENZİN DÖKÜYOR"
Erdoğan, "Rum tarafının kaprisleri ile Kıbrıs sorununda bir türlü mesafe alınamıyor. Filistin meselesi giderek daha çok masum, insanın hayatını kaybettiği trajediye dönüşüyor. Suriye'de çözüm yolları birileri tarafından sürekli tıkanıyor. Tüm bu krizlerde yeterli irade gösterilmediği diplomatik çabalar sabote edildiği için masum insanlar bedel ödemeye devam ediyor. Çok daha büyük bir sorun ise diplomatik kazanımların dinamitlenmesi sorunudur. Popülist kaygılar ile hareket eden kimi politikacıların bu konuda zücaciye dükkanına giren fil misali hareket ettiğini görüyoruz. Irkçı göçmen karşıtı İslam düşmanı çatışmacı ve aşırı sağcı akımların siyaset üzerindeki basıkları ve talepleri ise bu ateşe adeta benzin döküyor" diye konuştu.
"KÜRESEL BARIŞA ZARAR VEREN BU YIKICI DIŞ POLİTİKA ANLAYIŞINDAN BİRİ DE İRAN NÜKLEER ANLAŞMASI"
İran Nükleer anlaşması ve Kudüs'e ilişkin Erdoğan, "Küresel barışa zarar veren bu yıkıcı dış politika anlayışından biri de İran Nükleer anlaşması ve Kudüs meselesinde atılan adımlardır. Sizler Türkiye'nin nükleer enerji ve silahlar kanundaki tavrını yakından izliyorsunuz. Enerji açığı olan bir ülke olarak biz nükleer enerjiden barışçıl amaçlarla faydalanılmasını sonuna kadar savunuyoruz. Her ülkenin buna hakkı olduğunu düşünüyoruz. Enerji ihtiyacını bu yoldan karşılamak isteyen ülkelerin hakkına da herkesin saygı göstermesi gerektiğine inanıyoruz. Nasıl dünyanın 31 ülkesindeki 450 nükleer santral bizim için tehdit değilse, çok sıkı denetlendiği sürece başkalarınınki de tehdit oluşturmayacaktır" İfadelerini kullandı.
"ORTADOĞU ÖNCELİKLE BU SİLAHLARDAN TEMİZLENMELİDİR"
Nükleer silahların varlığına dikkat çeken Erdoğan, "Ülkemiz ve bölgemiz için asıl tehdit nükleer silahlardır. Ortadoğu öncelikle bu silahlardan temizlenmelidir. Tüm dünya nükleer silahlardan temizlenmeli. Ellerinde 15 bini aşkın nükleer başlıklı silah bulunduranlar şu anda dünyayı tehdit etmektedir. Onlar bunu rahatlıkla kullanırken farklı ülkelerden nükleer başlıklı silahlar olanlar, onlar için niye tehdit oluşturuyor. Eğer adil davranacaksak, adil yaklaşım göstereceksek, o zaman nükleer silah sahibi olduğu bilinen ülkelerin nükleer güç santrallerini tehdit olarak göstermesinin dünya kamuoyunda hiçbir inandırıcılığı yoktur. Türkiye olarak İran nükleer meselesi dahil hal yoluna konmuş krizlerin, yeniden köpürtülmesini kabul etmiyoruz. ABD yönetiminin kararı karşısında diğer imzacı ülkelerin anlaşmaya bağlılıklarını ifade etmelerini de son derece olumlu buluyoruz" açıklamasında bulundu.
"ABD'NİN ELİNE FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARIN KANI BULAŞMIŞTIR"
ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasına ilişkin Erdoğan, "Kudüs'te yaşananlar, popülist aymazlığın, ne tür vahim sonuçlarının olabileceğinin en acı ispatıdır. Attığı son provokatif adımla ABD Yönetimi, İsrail'in katliamlarına da ortak olmuştur. Açık söylüyorum, ABD'nin eline Filistinli çocukların kanı bulaşmıştır. Kanı. Amerikan yönetiminin bundan sonra, demokrasi, insan hakları, özgürlükler, barış konusunda söyleyeceği sözlerin hiç bir kıymeti harbiyesi olmayacaktır. Bebek katillerinin sırtını sıvazlayan bir anlayışın demokrasiden bahsetmesi tam bir oksimoronluk örneğidir. Uluslararası hukuku hiçe sayan bir zihniyetin başkalarına hukuk telkin etmesi ise pişkinlik, yüzsüzlüktür. Kudüs-ü Şerif üzerindeki haklarımızdan taviz vermemekte kararlıyız. İlk kıblemizi, on yıllardır kan, gözyaşı ve işgalden beslenen bir devletin insafına asla terk etmeyeceğiz. Filistin'deki son gelişmeleri yine BM Genel Kurulu'na götüreceğiz. Vicdan sahibi herkesin desteğini alacağız. Kudüs barış, huzur yurdu olana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Siz değerli büyükelçilerin de Türkiye'nin bu kutlu mücadelesine destek vereceğinize inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"PKK, PYD, DEAŞ VE YENİ NESİL HİBRİT BİR TERÖR ÖRGÜTÜ OLAN FETÖ ..."
Terörle mücadeleye değinen Erdoğan, "PKK, PYD, DEAŞ ve yeni nesil hibrit bir terör örgütü olan FETÖ ile kararlılıkla mücadele yürütüyoruz. Ancak uluslararası alanda teröre karşı çifte standart sürüyor. PKK paçavraları yıllardır batı ülkelerinde serbestçe kullanabiliyor. Terör örgütleri karşısında böyle ikircikli tutum sergiledikçe, kimse kusura bakamsın terörle mücadelede bir arpa boyu yol alınması mümkün değildir. Türkiye bekasına yönelik tehditlere karşı kendi önlemlerini almaktadır. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı'yla 4 bin kilometre karelik alanı teröristlerden temizledik. Etkisiz hale getirilenler arasında farklı ülkelerden gelen yabancı teröristler de bulunuyor. Her iki harekat sırasında da ciddi karalamalara maruz kaldık. Ülkemiz hakkında olmadık iftaralar atıldı. Terör örgütünden alınan Rakka hayalet şehre dönüşürken, Türkiye'nin kurtardığı Afrin'de insanlar hemen ertesi gün normal hayatlarına devam etti. Geri dönen Suriyeli sayısı 160 bini aşmış durumda" diye konuştu.
"BÜTÜN ÜLKELERİN AYNI CEPHEDE OLMASI NE YAZIK Kİ BİR TÜRLÜ GERÇEKLEŞMİYOR"
Başbakan Binali Yıldırım, "Dünya nefret, ayrımcılık güç ve menfaat çatışmaları ile çok yoruldu. Yıllardır yapılan yanlışlıklar devam ediyor. İnsanlığın geleceği tehdit altında. Savunmasız kadınlar, çocuklar yaşanan iç çatışmalar ve terör vesilesiyle hayatlarını kaybediyor. Kadim şehirler bombalarla tahrip ediliyor. Düşmanlıklar kışkırtılıyor. Belki de asırlarca devam edecek ayrılıkların, çatışmaların tohumu ekiliyor. Teröre karşı bütün ülkelerin aynı cephede olması ne yazık ki bir türlü gerçekleşmiyor. Çünkü terör örgütleri arasında çifte standartlar yapılıyor. Bütün bunlar, basit hesapların sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bazen sorumsuz yönetimler, bu kabul edilemez yanlışların bizzat sebebi oluyor. Bu gidişatın dünyayı iyi bir yere götürmeyeceği aşikar. Bütün yönetimler bunu görmeli buna göre hareket etmeli. Bütün ülkeler ile dostluklarımızı arttırmak düşmanlıklarımızı azaltma politikamız çerçevesinde uygulamalar yapıyoruz" diye konuştu.
"ABD'NİN BÜYÜKELÇİLİĞİNİ KUDÜS'E TAŞIMASI OLAYLARIN TIRMANMASINDA ETKİLİ"
ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasına ilişkin Yıldırım, "Bugün Gazze'de, Filistin'de akıl almaz bir zulüm var. Artık bu zulüm bir devlet politikası haline gelmiştir. İsrail yönetimi yollardır devam eden insanlık dışı zulümü maalesef Ramazan'ın hemen arifesinde bütün insanlığın gözü önünde cereyan etti. Kadın, çocuk demeden hunharca katledilmesi tam bir zulüm, vahşettir. Şiddetle kınıyoruz. ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması büyük bir yanlıştır ve olayların tırmanmasından etkili olmuştur. Bölge barışı için büyük bir felaketin başlamasına neden olmuştur. Bütün ülkelerin artık cesaretle kısa vadeli menfaat hesaplarını bir kenara bırakarak bu gidişata güçlü bir şekilde ses çıkarması zamanı gelmiştir. Türkiye olarak bütün ülkelerden zulüme karşı barışın adaletin yanında yer almaya davet ediyoruz. Filistinli kardeşlerimize verdiğimiz güçlü destek aynı kararlıkla sürecektir. Etrafımızda her zaman barış huzur istikrar dolu günler, ülkeler görmek istiyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sınırlarımız içinde ve sınırlarımız dışında ülkemizin milli güvenliğini tehdit edecek, vatandaşlarımızın can ve mal güveliğini tehlikeye sokacak tek taraflı oldu bittilere asla rıza göstermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
(FOTOĞRAF)