Güncelleme Tarihi:
Bir gün Kızılay’da Mithatpaşa Üst Geçidi’nin ayağında, bir gün Sıhhiye’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi önünde... 40 yaşındaki ortopedik engelli Eren Kaya Arslan, evde onu bekleyen eşi ve 4 çocuğuna bakabilmek için 10 yıldır seyyar satıcılık yapıyor. Arslan, 17 yaşındayken işçilik yaptığı bir inşaatta, elektrik çarpması sonucu sağ kolu ve sol bacağını kaybetti. İki yılı hastanede olmak üzere yaklaşık 5 yıl yatağa mahkum oldu. Onun için hayat, evlenip çocuğu olunca yeniden başladı. Ancak sağlık sorunları peşini bırakmadı. İlk çocuğuna, 5 yaşına geldiğinde lösemi teşhisi kondu. O güne kadar malulen emeklilik maaşıyla geçimini sürdüren Arslan, çocuğunun tedavisi için kredi çekti, borca girdi. Uzun süreli tedavinin ardından oğlu sağlığına kavussa da kredi borçları nedeniyle maaşına haciz konunca zor günler geri geldi. Önce ikinci el eşya alım satımı yapan Arslan, daha sonra seyyar satıcılığa başladı.
DİLENMEK YERİNE ÇALIŞIYOR
Eşi ve çocuklarıyla Mamak Dostlar Mahallesi’ndeki bir gecekonduda yaşayan Arslan, 10 yıldır kırtasiye malzemeleri, ayakkabı tabanı ve boyası, kağıt peçete, yara bandı gibi eşyalarla dolu tezgahının başında. Engeli nedeniyle yaşama küsmeden ömrünü çalışarak geçiren Arslan, dilenmek yerine emeğinin karşılığını almak istiyor. Tezgahının çevresine ve protez bacağının üzerine astığı notlarla da engellilere karşı duyarlı olunması ve dilencilere para verilmemesi konusunda vatandaşları uyarıyor. Sokakta çalışan engellilere karşı, dilencilere göre daha duyarlı olunması gerektiğini belirten Arslan, şunları söyledi:
ENGELLİLER TOPLUMUN AYNASIDIR
“Engelliliğe alışmak kolay olmadı. Kazaya kadar engelli vatandaşların sıkıntılarını tam olarak anlayabilen biri değildim. Kazadan sonra anlıyor insan. Engelliler toplumsal olaylara karşı çok duyarlı. Ama aynı duyarlılığı sağlıklı vatandaşlardan da bekliyoruz. İnsan aynaya baktığı zaman engelli ve engelli ailelerinde, kendinden bir parça göremiyorsa kişiliğinde bir eksiklik var demektir. Engelliler toplumun aynasıdır.
EMEĞİMİZ GÖZARDI EDİLMEMELİ
Daha duyarlı olunabilir. Mesela zabıtadan dolayı sıkıntılar yaşıyoruz. Oysa sokaklarda onuruyla çalışan engellilere tolerans tanınmalı. Emeğimiz gözardı edilmemeli. Mesela insanlar dilencilere o kadar para veriyor. Dilenciler iyi niyeti suistimal ediyor. Bunlara para vererek iyilik yapmış olmuyor; tam tersine sokakta kalıp, çoğalmalarına destek oluyoruz. Yaşları 5 ile 17 arasında değişen dört çocuğum var. Sokakta dilenip ellerine 1-2 lira tutuşturulmasını istemiyorum. Tek isteğim kendilerini eğitime versinler. Onlar için çalışıyorum.”
EVSİZ KALMA KORKUSU
Öte yandan Arslan, kentsel dönüşüme girecek gecekondudan tahliyesi istendiği için de zor günler yaşadığını söylüyor. Taşınacak bir yeri olmadığını belirten Arslan, Mamak Belediyesi’nden yardım istiyor: “Yatım, katım olsun diye yaşamıyorum ama bana sahip çıksınlar. Çoluk çocuğum ne olacak bilmiyorum. TOKİ’nin yaptığı binlerce ev var. İhtiyaç sahibi bir engelli bir vatandaş ile ailesine sahip çıksınlar. ”
Arslan’ın notlarında, “Engelliler toplumun aynasıdır, haklarına sahip çıkalım”, “El açana değil emeğinin karşılığını talep edene destek olunuz” gibi yazılar yer alıyor.