Güncelleme Tarihi:
İlke Özyüksel doğup büyüdüğü Ankara’yı karış karış gezerek hazırlandığı modern pentatlon yarışmalarında, ülkemizi olimpiyatlarda temsil eden ilk sporcu. 22 yaşındaki milli sporcu, 9 yaşında başladığı kariyerine 3 dünya şampiyonluğu ve beş dünya rekoru sığdırmayı başardı, Avrupa’da katıldığı yarışların tamamında ilk 3’te yer aldı. Hayatı da pentatlon gibi bir çok engelden oluşan İlke, doğumundan iki hafta sonra bir damar hastalığına yakalandı ve mücadelesiyle ölümün kıyısında dönmeyi başardı. “Ankara en kaliteli pentatlon yapılabilecek şehir” diyen genç sporcu sabahın erken saatlerin Eryaman’da Olimpiyat Merkezi’nde yüzme eskrim çalışmalarıyla güne başlıyor, Beştepe’de binicilik idmanına devam ediyor, Çayyolu’nda hazırlık maçları yapıyor ve ODTÜ ormanlarında koşuyor. İlke Özyüksel kariyer hedeflerini ve yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor:
*Pentatlonun nesi seni cezbetti?
Spor hayatıma yüzme branşında 9 yaşında başladım. Pentatlon bilinci 15-16 yaşlarında kendini hissetirmeye başladı. Hissettirdiği gücü beni cezbetti. Ayrıca pentatloncular gladyatör olarak çağırılıyor, bu çok hoşuma gidiyor. Eski savaşçı, Spartacus’e hayranım. Savaşçı ruh beni etkiliyor.
*Hayatına neler kattı?
Farklı branşlarda iyi olmak aslında hayatın her yönünde pratikleşmemi sağladı. Bir branş çok hızlı olmayı, diğeri dayanıklı olmamı sağlıyor. Bir diğeri çok patlayıcı olmamı, öbürü dikiş dikmek gibi el becerilerimi geliştirmemi sağladı. Hatta pentatlon hayvan sevgisini, bir canlıyla nasıl ilişiki kurmak gerektiğini öğretti bana.
*Bir pentatloncu olarak aynı anda 5 spor dalında (Yüzme, koşu, binicilik, eskrim ve atış) birden yarışıyorsun. Bu yarışmalara hazırlık sürecini anlatır mısın?
Sabah 06.00’da çıkıp akşam 22.00’da eve giriyorum. Plan ve program doğrultusunda genelde sabah yüzüyorum, ardından kahvaltı ve eskrimle devam ediyorum. Öğle yemeği ve ardından binicilik varsa binicilik ile devam ediyor. Arkasından koşu ve atış kombinasyonu. Kuvvet ve kondisyon antrenmanlarımız oluyor. Genelde haftada 6 gün koşu, 5 gün yüzme, bu değişmiyor. Eskrimde 6’yı buluyor. Kondisyon ve atıcılık 3 gün.
*Ankara yarışmalara hazırlanmana yardımcı olacak alt yapıya sahip bir şehir mi? Şehirdeki antreman programın nasıl?
En kaliteli pentatlon yapılabilecek il Ankara. Eryaman’daki Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi’nde yüzme ve eskrim antrenmanlarımı yapıyorum. İdman yaparken bir yandan bütün Ankara’yı da karış karış gezmiş oluyorum. 3 gün ODTÜ’nün ormanına gidiyorum. Beştepe’de Atlı Spor Klubü’nde antreman yapıyorum. Kombo dediğimiz antreman maçlarımız için ise hafta sonları Çayyolu’na gidiyoruz. Atış ve kondisyonu da Balgat’taki özel bir spor merkezinde yapıyorum.
*Sence başarındaki en büyük etken ne oldu?
Çok iyi insanlarla çalıştım. Antrenörlerim başta olmak üzere, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Modern Pentatlon Federasyonu beni yola çıktığım günden bu yana destekledi. Bu sene milli olimpiyat komitesi sayesinde ING BANK’ın desteğini alıyoruz. Türkiye Jokey Klübü yine sponsorluk desteğiyle arkamızda. Bu destekler yeni sporcuların yetişmesi için çok önemli. Benim hayatımda bu sene başladı sponsorluk desteği. Hayatım o kadar fark etti ki... Maddiyattan çok aslında manevi etkisi oluyor. Sizi sürekli destekleyen ve iyi olun isteyen birileri olması çok enteresan. Keşke daha erken gelseydi bu destekler.
KIRIK PARMAKLA GELEN ŞAMPİYONLUĞU UNUTAMAM
*Yaşadığın şampiyonlulardan en değerlisi hangisi?
Türkiye’nin alınabilecek en önemli ödüllerinden birisi olan Vehbi Koç Spor Ödülü’nü almak beni çok etkiledi. Hayatımda başka bir yeri olacak. Ama en unutulmaz anım, parmağım kırıkken dünya rekoru kırıp dünya şampiyonluğu almamdı. Tarihini unutmadığım tek gün. 4 Ekim 2015.
Gözümüz olimpiyatlarda, sıradaki hedef olimpiyat madalyası.
EN ZORLANDIĞIM BİNİCİLİK EN SEVDİĞİM YÜZME
Başarılarıyla birçok sporcuya örnek olan İlke Özyüksel bir yandan da düzenlenen konferanslarla, yetişecek sporculara destek olmaya çalışıyor. Önceki gün Mev Koleji’nde düzenlenen öğrencilerle bir araya gelen başarılı sporcu, kariyeriyle ilgili merak edilenleri cevapladı. Özyüksel gençlerden gelen bir soru üzerine en zorlandığı branşın binicilik, en sevdiğinin ise yüzme olduğunu söyledi. Genç sporcu yoğun ilgiyle karşılandığı MEV Koleji’nde öğretmenler ve okul yönetimiyle hatıra fotoğrafı çekti.