En zengin bitki müzesi yenilendi
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2011 00:00
Kurt Krause ve Hikmet Birand tarafından 1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü içinde kurulan ve günümüzde Ankara Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye’nin ilk ve en büyük herbaryumunun binası yeniden düzenlendi.
ANKARA Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Ketenoğlu, herbaryumda, kurutulmuş bitki örneklerinin belirli bir sistem içinde saklandığını söyledi.
Uluslararası kodu ANK olan müzenin geçmişinin 1933 yılına uzandığını belirten Ketenoğlu, içerdiği tür sayısı ve çeşitliliği açısından Türkiye’deki tüm herbaryumların en kapsamlısı olduğunu ifade etti.
Ketenoğlu, Uluslararası Herbaryumlar Birliğine (Index Herbariorum) kayıtlı olan ANK herbaryumunun, içerdiği örneklerle ulusal herbaryum niteliğinde bulunduğunu dile getirdi.
Herbaryumun iki ana amacının bulunduğunu ifade eden Ketenoğlu, şöyle devam etti:
“Biri araştırma merkezi olarak çalışmak, diğeri bir müze gibi koruma görevi görmek. Eğer bir herbaryum yönteme uygun olarak kurulursa zaten bu iki amaca hizmet etmiş olur. Hem bitkileri uygun şartlarda saklayarak özellikle tarihi örnekleri bulundurmak ve sergilemekle müze görevinin en önemli ayağı yerine getirilmiş olur. İkinci amaç da sistematik botanik bilimi içinde bir araştırma merkezi olarak hizmet etmesidir. Bitkilerin müzesi diyebileceğimiz herbaryum aynı zamanda yaşayan bir laboratuvardır.”
Uluslararası kodu ANK olan müzenin geçmişinin 1933 yılına uzandığını belirten Ketenoğlu, içerdiği tür sayısı ve çeşitliliği açısından Türkiye’deki tüm herbaryumların en kapsamlısı olduğunu ifade etti.
Ketenoğlu, Uluslararası Herbaryumlar Birliğine (Index Herbariorum) kayıtlı olan ANK herbaryumunun, içerdiği örneklerle ulusal herbaryum niteliğinde bulunduğunu dile getirdi.
Herbaryumun iki ana amacının bulunduğunu ifade eden Ketenoğlu, şöyle devam etti:
“Biri araştırma merkezi olarak çalışmak, diğeri bir müze gibi koruma görevi görmek. Eğer bir herbaryum yönteme uygun olarak kurulursa zaten bu iki amaca hizmet etmiş olur. Hem bitkileri uygun şartlarda saklayarak özellikle tarihi örnekleri bulundurmak ve sergilemekle müze görevinin en önemli ayağı yerine getirilmiş olur. İkinci amaç da sistematik botanik bilimi içinde bir araştırma merkezi olarak hizmet etmesidir. Bitkilerin müzesi diyebileceğimiz herbaryum aynı zamanda yaşayan bir laboratuvardır.”