Seval OCAK/A.A.
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2007 00:00
Türkiye’nin "en zengin bitki müzesi" (Herbaryum) Ankara Üniversitesi (AÜ) bünyesinde hizmet veriyor.
Botanik alanında inceleme yapanlara çok sayıda bitki türünü bir arada sunabilen AÜ Herbaryum’u, 1933 yılında Ankara’da Yüksek Ziraat Enstitüsü bünyesinde Prof. Dr. Kurt Krause tarafından kuruldu.
AÜ’nün kurulmasıyla 1943 yılında üniversite bünyesine alınan Herbaryum’da, 8 bin tanımlanmış bitki türü, 50 bin adet de bu bitkilerin yedek örnekleri bulunuyor.
Herbaryum, tarihi önem taşıyan, 1800’lü yılların ikinci yarısında toplanan bitki örneklerine ev sahipliği yapıyor. Osmanlı Sarayı Botanik Bahçesi’ne 1849’da eklenen, buradan 1933’te Hearbaryum’a getirilen "Orobanche" adlı bitki, müzedeki en eski bitki türü olarak kabul ediliyor.
AÜ Fen Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Ketenoğlu, kurutulmuş bitki örneklerinin saklandığı bitki müzelerine ilişkin bilgi verdi.
Ketenoğlu, Türkiye’nin bitki çeşitliliği açısından son derece zengin olduğunu, ülkede bulunan 11 bin bitki türünün 3 bininin sadece Türkiye’de bulunan "endemik" türe ait olduğunu aktardı.
AYNI ANDA GÖRMEK MÜMKÜN
Bu türler üzerinde çeşitli incelemeler yapılması için bir arada tutuldukları herbaryumların önemine işaret eden Ketenoğlu, "AÜ Herbaryumu’nda zengin kara yosunu, liken ve eğrelti koleksiyonları bulunuyor. Burası aynı zamanda bitki gen merkezi. Türkiye’nin en zengin herbaryumu, Ankara’da. Zengin bitki türlerimizin tüm örneklerini doğada aynı anda görmek mümkün değil, ancak burada mümkün" dedi.
Ketenoğlu, bir herbaryumun zenginliğinin "tip" sayısıyla ölçülebileceğini ifade ederek, "Bir bitki türüne ait ilk örnek anlamına gelen ’tip’ örnek sayısı bizde çok. Bizim herbaryumumuz, en zengin herbaryum. Ayrıca, buranın diğer önemli yanı da 1800’lü yıllarda toplanmış bitki örneklerini barındırıyor olması. Artık antik sayılabilecek yaşta, örneğin 200 yıllık bitki örnekleri var" diye konuştu.
HERKESE AÇIK
Herbaryum’daki bitkilerin düzenlenmesi, kurutulması gibi işlemleri Uzman Tuğrul Körüklü’nün gerçekleştirdiğini anlatan Ketenoğlu, Körüklü’nün herbaryuma gelen bitki örneklerini böceklerden arındırıp, özel bir sistemle kuruttuğunu, daha sonra da dondurarak dosyaladığını kaydetti. Ketenoğlu, herbaryumun hafta içi 09.00-17.00 saatleri arasında tüm araştırmacılara, bitki koleksiyoncularına, bitkilerle amatörce ilgilenenlere, öğrencilere ve halka açık olduğunu belirtti.
Yılda 40 bitki türü keşfediliyor
Prof. Dr. Osman Ketenoğlu, Türkiye gibi bitki "cenneti" bir ülkede "Ulusal Herbaryum’un olmadığını" ifade ederek, şöyle konuştu: "Bu, büyük bir eksiklik. Bu kadar bitki çeşitliliğini bir arada başka türlü gösteremezsiniz. Türkiye’de yılda 40 bitki türü keşfediliyor. Ancak bunların hepsi farklı üniversitelerde, dağınık halde. Bunların tek bir elde toplanması gerek. Bizim isteğimiz, herbaryum binası olarak inşa edilen ve mimarisi ödül alan, ancak akademik personele sunulmuş Biyoloji bölümü binasında ’Ulusal Herbaryum’ kurulsun isteriz. Şu anda küçük bir mekanda, yetersiz. Ilıman iklim kuşağının en zengin florasına sahip Türkiye’de artık Ulusal Herbaryum kurulmalı."