Güncelleme Tarihi:
Sahneye çıktığı yerin her şeyiyle yakından ilgilendiğini dile getiren Alpay, Piano Plus’un, Ankara’da eşsiz bir restoran gece kulübü olduğunu söyledi. Ankara’yı çok sevdiğini ve gençlik yıllarının büyük bir bölümünün Ankara’da geçtiğini ifade eden Alpay, sahne aldığı Piano Plus’tan Ankara sevgisine kadar birçok konuyu Ankara Hürriyet’e anlattı. “Benim işim müzik yapmak ve de müziği iyi yapmak” diyen Alpay, şunları söyledi:
İşim müzik yapmak
Benim işim müzik yapmak ve müziği iyi yapmak. Bu aşamada benim sorumluluğumun bitmesi lazımken ben burada işi bitiremiyorum. Program yaptığım yerin her şeyiyle yakından ilgileniyorum. Yani her şeyin mükemmel olmasını istiyorum. Çünkü Çarşamba günleri buraya gelen insanlar, sadece beni dinlemek geliyor. Bunlar Cuma, cumartesi bir yerlere giden insanlar değil. O nedenle her şeyin onlara layık olmasını istiyorum. Piano Plus’un dekorasyonu çok güzel ve fevkalade ferah bir yer. En önemli özelliklerinden biri de herkesin birbirini görebiliyor olması, aralarda görüntüyü bozan kolonlar yok. Dışarısı da çok güzel bir manzaraya sahip.
Yemekleri kontrol ettim
Estetiğin dışından burası bir restoran gece kulübü. Yani yemeklerin de iyi olması lazım. Burada tüm yemeklerin tadına baktım. Hepsini birer lokma da olsa kontrol ettim. Süper bir restoran. İnsanlar başka ne ister diye düşününce, insanlar rahatsız edilmedikleri ortamlarda eğlenmek isterler. Buraya tek başlarına kadın gruplar geliyor, kimse de onlara yan gözle bakmıyor. Yani birbirine benzeyen insanlar geliyor buraya. Onun için de, çok rahat bir biçimde eğleniyorlar. Buranın ayrıca çok iyi bir ses düzeni var.
Sevgiye layık olmalıyım
Bir mekanda personel de çok önemlidir. Bir mekanda devamlılığı sağlayan personeldir. İnsanlar personele gidiyor. Alıştığı kişinin kendisine servis yapmasını istiyor. Personel son derece içten, nazik ve hızlı. İşte tüm bunlar, benim burayı seçmem için bir bütün oluşturan nedenler. Çarşamba günleri buraya gelen insanlar bir sonraki programları da takip ediyor. Ben şarkı söylerken masalardan çıt çıkmıyor. Şarkı bittikten sonra korkunç bir tezahürat ve müthiş bir sevgi reaksiyonu var. Bende o kadar büyük bir sevgiye layık olmaya çalışıyorum.
Ankara’da insanlar yaşamı paylaşıyor
ŞİMDİ İstanbul’da denize girilemeyecek düzeyde kirlilik var. Halbuki İstanbul bir deniz şehri. Turistik ve tarihi bir kent. Ankara da bizim çocukluğumuzun Ankara’sı değil tabi ki ama daha bürokrat şehri oldu. Ankara, İstanbul’a nazaran daha az kirlenmiş bir şehir. Artı, insanlar birbirleriyle kolay buluşuyor. Ankara’da en uzak mesafeye yarım saatte ulaşılabiliyor. İstanbul’da mesafeler uzak. Bu anlamda Ankara’da insanlar, yaşamı birlikte paylaşabiliyorlar. Ben yedi göbek İstanbulluyum. Spor, eğitim ve müzik yaşamımın büyük bölümü Ankara’da geçti. Biz kışın Ankara’da yazın İstanbul’da otururduk. O bakımdan Ankara çok sevdiğim bir yerdir.
İnsanlar insanlarla yaşar
İSTANBUL ile Ankara arsında tabii ki fark var birinde deniz var öbüründe yok. Fakat insanlar, denizle binayla, ağaçla yaşamıyor. İnsanlar, insanlarla yaşıyor. Tabi ki tüm büyük şehirler bozulmaya mahkum. Çünkü taşradan göç oluyor. En fazla bozulan şehir İstanbul. Taşı toprağı altın diye her yerden çalışmaya geliyorlar. Bu da büyük bir kültürel erezyona neden oldu. Köylülerin her zaman soframda yeri vardır ama ne köylü ne de kentli ikisinin ortasında sıkışan kentlimsi insanlar istila etti İstanbul’u.
Her yerden geliyorlar
HER hafta benim fun clup üyelerimden iki kişiyi buraya davet ediyorum. Burası hakkında internette çok güzel yazılar yazıyorlar. Benim çok titiz arkadaşlarım var. Onlar da burayı çok beğendi. İstanbul’dan Elazığdan Konya İzmir’den Bursa’dan buraya beni dinlemeye gelen var. Bu bana gurur veren bir şey tabi ki. Ben çok gezen bir insan değilim. Ankara’da güzel mekanlar mutlaka vardır. Ama burasıyla mekan olarak rekabet edebilecek bir yer düşünemiyorum. Diğer tüm mekanlar evden bozma yerler.