Güncelleme Tarihi:
İlk kez 3 Mart 1980’de İstanbul Şan Sineması’nda Haldun Dormen’in yönetmenliğinde sahnelenen eser, yıllar içinde birçok kez farklı versiyonlarında seyirci karşısına çıktı. O tarihten bu zamana yurt içinde ve yurt dışında 7’den 70’e izlenen ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’nı, Ankara Devlet Tiyatrosu yapımı olarak sahneye getiren Boğaçhan Sözmen, bu müzikal için düşüncelerini şu sözlerle anlattı: “Dünyaya bir şey yapmak istiyorsanız kendi sözünüzü söylemeniz lazım. Müzikal yapmak istiyorsam da bizden bir şeyler olsun diye düşündüğüm için bizim öykülerimiz ve bizim müziklerimizle ama çağdaş yöntemlerle yapmak gerektiğine inanıyorum. ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’, Türkiye’de tiyatroya, sinemaya ilgisi olup da en azından bir ezgisini duymamış, birkaç karakterini bilmeyen 45 yaş ve üzerinde neredeyse kimsenin bulunmadığı bir eserin adı. ‘Şan Tiyatrosu’nda, Arı Sineması’nda, İzmir Fuarı’nda izlemiştik’ diyenler mi istersiniz, daha adını duyar duymaz, ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası açıyor perdesini, açıyor, harikalar dünyası burası, herkese neşe saçıyor’ diye şarkı söylemeye başlayanlar mı? Ben de o Türk vatandaşlarından biriyim.”
SİNEMATOGRAFİK BİR İŞLEYİŞ
Müzikalde sahne üzerinde orkestra dahil 46 kişinin yer aldığını, sahne arkasındakilerle birlikte 70’e yakın kişinin çalıştığını belirten Sözmen, “Müzikal olarak Türk tiyatro tarihine köşe taşı olmuş bir metin. Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle Haldun Dormen gibi bir ustanın kaleme almış olması. Haldun hoca, dünyadaki müzikalleri çok iyi bildiği için onlarla eş, onlarla uygun bir metin kaleme almış. Oyunun derhâl seyirciyi sarmalayan bir yapısı var. Bir diğer sebebi de, müziklerin Melih Kibar’a ait olması” dedi. Yönetmen, oyunun rejisiyle ilgili olarak da şunları söyledi: “Bu oyunu ilk kez yönetiyorum. Aradan geçen 43 yılda çok büyük farklar oldu. Çünkü estetik yaklaşımlar, olanaklar, izleyicinin beklentileri çok değişti. Daha sinematografik bir işleyiş hayal ettim. Seyirci artık çok çabuk sıkılıyor. Dolayısıyla onlara dinamik, hızlı, sinemanın da enerjisine yakın bir reji oluşturduk. Oyunculuk ve devinim anlamında böyle bir tercih yaptık.”
YENİ ASSOLİSTLE BİRLİKTE GELİŞEN OLAYLAR
Bestesi Melih Kibar’a, şarkı sözleri Çiğdem Talu’ya ait olan ve Cenk Oral’ın dekor, Fulden Korkmaz’ın kostüm, Osman Uzgören’in ışık tasarımını üstlendiği oyunun müzik düzenlemesi Musa Göçmen’e, müzik direktörlüğü Kemal Alpan’a ait. Anadolu’da turne yapan bir çadır tiyatrosunda geçen oyun, assolistinin hayallerini gerçekleştirmek için İstanbul’a gitmesi ve kumpanyanın yeni bir assolist bulmasıyla birlikte, bir köy ağasının bu yeni assoliste âşık olması sonucunda gelişen olaylar konu ediliyor.