Güncelleme Tarihi:
Okyanus hiçbir efor sarf etmeden içerisinde birbirinden farklı milyonlarca tür barındırır. Zihnimiz de tıpkı okyanustaki milyonlarca tür gibi birbirinden farklı binlerce duygu ve düşünce barındırır. Okyanusta zaman zaman neşeli şarkılar söyleyen fok balıklarıyla karşılaşabilir bazen de aç bir köpek balığına rastlayabilirsiniz. Kritik olan karşınıza çıkan olayları nasıl algılayacağınıza karar veren gözlüklerinizdir. Zihin okyanusunda aç bir köpek balığı ile karşılaştığınızda kendinizi onun karnını doyuracağı alelade bir yem gibi hissetmeye başlarsanız yem olma ihtimaliniz artar. Ondan daha üstün olduğunuzun farkında olarak duygularınızın esiri olmadan kararlı ve öz güvenli duruşunuz yem olma ihtimalinizi oldukça düşürür.
Uzman Klinik Psikolog Tutku BOZKUŞ
PEKİ BU DURUŞU NASIL SAĞLAYACAĞIZ?
Okyanuslar, milyonlarca türde zehirli canlı barındırır ama bu böceklerin hiçbirinin kendini zehirlemesine izin vermez. Böylesine bir kudret insan zihninde birebir mevcuttur. Bu güce erişmek için farkında olmamız gereken tek şey, duygularımızın bize yalan söylediğidir. Şimdi nezaketsiz davranışlar kümenizde neler olduğunu düşünmenizi istiyorum. Komşudan gelen tabağı boş geri göndermeye ne dersiniz? Annelerimizin nezaketsiz davranışlar kümesinde ilk sıralarda olması muhtemel değil mi? Ne ayıp şey canım! Düpedüz düşüncesizlik!.. Annelerin tepkilerini duyuyor gibiyim. Peki bizler? Her karşılaşmamızda selam verdiğimiz birinin bizi görmezden gelerek aynı karşılığı vermemesine ne dersiniz? Bazılarımız bu davranış karşısında kırılabilir, bozulabilir; bazılarımız çok öfkelenip bir sonraki karşılaşmada selam vermemeyi kafaya koyabilir; bazılarımız da çok dalgın kötü bir gün geçiriyor olabilir diye düşünebilir.
TEK BİR OLAY, FARKLI DUYGULAR
Tek bir olay karşısında hepimiz farklı duygular geliştirebiliriz. Kimileri öfkelenirken, kimileri üzülür. Bu duygular, kendi kendine değil baktığımız gözlükler ile şekillenerek ortaya çıkarlar. Bizler hayata pırıl pırıl, tertemiz, saydam camları olan gözlüklerle başlarız. Yaşantılar, kültür, aile, çevre, öğretiler ve insanın hayatına dokunan her faktör bu gözlüklere çeşitli etkilerde bulunur. Olumsuz faktörler ve yıkıcı deneyimler ile birlikte gözlükler buğulanabilir, lekelenebilir, kararabilir, kırılabilir, sararabilir, bozulabilir... Dünyayı gördüğümüz camdan bakarken objektif olamayabilir ve objektif olamadığımızı fark edemeyebiliriz. Şemalar da tıpkı gözlükler gibi orada olduğunu fark etmesek de olaylara bakış açımızı ve hislerimizi yöneten temel faktörlerdir. Başımıza gelen olaylar şemalarımız neticesinde iyi veya kötü olarak etiketlenir. Duygularımız da bu etiketlere göre şekillenir. Dünyaya yeşil filtreli gözlüklerle bakan birinin insan tenini yeşil renk sanmasından daha doğal ne olabilir? İnsan tenini yeşil renk sanan birinin Shrek’e gülenlere anlam verememesinden daha normal ne olabilir? Dünyayı algılamamıza yardımcı olan duygularımız işte böyle ortaya çıkarlar.
DUYGULARIN ARKA PLANLARI
Tıpkı kudretli okyanuslar gibi zihnimizde yeşeren yabani otları, tehlikeli canlıları; duygularımızın arka planlarını fark ettiğimizde bizi zehirlemesini engelleyebiliriz. Şimdi duyguların arka planlarına bir bakalım:
* Utanç: Kendini ya da başkalarını kabul etmek konusunda güçlük çekiyor olabilir misin?
* Öfke: Dur ve bir bak. Acaba öfkenin ardında hangi duygu var?
* Üzüntü: Acaba yalnızca fark edip ve geçip gitmesine izin verebilir misin?
* İçerleme: Sınır koymaya ihtiyacın olabilir mi?
* Korku: Gelişimin önündeki engel korku olabilir mi?
* Kaygı: Sürekli geçmişte ya da gelecekte yaşıyor olabilir misin? Halbuki aslolan şu andır.
* Katılık: Kendine ya da başkalarına karşı ön yargılı olabilir misin?
* Sıkışmışlık: Değişime ihtiyacın olabilir mi?
* Hayal Kırıklığı: Çabaladığın için kendinle gurur duymalısın.
Unutmayın:
Duyguların temel anahtarı sen varsın ve sen önemlisin mesajıdır. Değerli hissetmek ve kabul gördüğünü bilmek tüm duyguların beklentisidir. Kendi duygularınızı yönetmede, partnerinizin ya da ailenizin duygularını anlamada sizlere en büyük yardımcınız işte bu farkındalık olacaktır.