Duygular 140 karakterle sınırlı

Güncelleme Tarihi:

Duygular 140 karakterle sınırlı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2016 15:16

Televizyon ve sinema dünyasının son dönemde adından en çok söz ettiren isimlerinden Hande Doğandemir, sahip olduğu şöhretin hayatında çok fazla şeyi değiştirmediğini söyledi.

Haberin Devamı

Genellikle romantik komedi türü yapımlarda karşımıza çıkan oyuncu, teknolojiyle birlikte bütün duyguların yüzeysel yaşandığını belirtti. Doğandemir, “Sevgi, özlem, öfke, heyecan her şey 140 karakterle ve birkaç kare fotoğrafla sınırlı sanki. Yaşadığımız andaki duygularımızdan çok, ne kadar onaylandığımızla ilgileniyoruz” dedi. Hande Doğandemir, hayatına dair soruları yanıtladı.

* Oyuncu olmaya karar verdikten sonra hayatınızda neler değişti? Nasıl tepkiler aldınız?
Bu bir anda alınmış bir karar olmadı tabi ki... Eğitim süreciyle başlayıp bugüne kadar geldiğim bir yolculuk. Elbette hayat biçiminiz değişiyor ama özünde kim ve nasıl olduğunuzu korumak sizin tercihiniz. O nedenle benim hayatımda tanınırlığımın artması dışında başka bir şey değişmedi. Yakın çevremden de, bu yol çıktığım andan itibaren çok büyük destek gördüm. Hem ailem hem yakın arkadaşlarım her zaman her koşulda yanımda oldular.
* Sizce oyunculuğun en tehlikeli tarafı ne?
Tehlikeli tarafı olduğunu düşünmüyorum. Benim mesleğim bu, tabi ki zor yönleri var, ama ben sevdiğim işi yapıyorum. Tehlikesi bireysel tercihlerle ilgili olabilir ama bu her meslek grubu için geçerlidir.
* Sette geçirdiğiniz saatler bir hayli fazla olduğu için merak ediyorum. Özel set ritüelleriniz var mı?
Her sabah mutlaka kahvemi içerek güne başlarım. Yine her sabah karavanda hazırlık yapılırken enerjimizi yükseltecek şarkılar son ses dinlenir. Onun dışında sürekli sette olduğum için, kitaplarım ve sudoku’larım hep yanımdadır.

Haberin Devamı

Duygular 140 karakterle sınırlı

HEM ZEKİ HEM SAF BİR KARAKTER

* ‘Hayatımın Aşkı’ dizisinde canlandırdığınız karakterin özelliklerini taşıdığınıza inanıyor musunuz?
Gökçe, hem zeki hem saf bir karakter. Mesleğinde başarılı ama kendini özel ilişkilerinde ifade etmekte zorlanıyor. Enerjisi çok yüksek ve çok eğlenceli. Onu canlandırırken kendimi çok özgür hissediyorum çünkü Gökçe, her şeyi yapabilecek bir karakter. Bu nedenle ne ben oynarken ne de seyirci izlerken onun saçmalıklarını sorgulamıyoruz.
* Gökçe ile en çok ayrıştığınız nokta ne?
Onun kadar gözü kara olmayabilirim. Sanırım Gökçe’den daha çok düşünerek hareket ediyorum. O ise sonunu düşünmeden, kafasına eseni yapabilir.
Serkan Çayoğlu ile başrolü paylaşıyorsunuz. Birbirinizi hangi açıdan besliyor ya da geliştiriyorsunuz?
Serkan’la gerçekten çok güzel bir enerji yakaladık. Her şeyden önce çok iyi iki dost olduk. Sette her anımız birlikte geçiyor ve bunu bu kadar iyi anlaştığın biriyle paylaşmak büyük ayrıcalık. Hem beraber çok eğleniyoruz hem de işimizle ilgili birbirimizi motive edip, önerilerde bulunup tartışabiliyoruz. Serkan’la yakaladığımız bu enerji diğer tüm oyuncu arkadaşlarım için de geçerli. Biz iyi bir ekip olduk. O yüzden set dışında da sık sık hep beraber vakit geçiriyoruz.

Haberin Devamı

KENDİNİZİ EKRANDA GÖRMEK RAHATSIZ EDİCİ

* Kendinizi ekranda görmekten rahatsız oluyor musunuz? Oynadığınız dizi ya da filmleri rahat rahat izleyebilir misiniz?
Kendini ekranda izlemek her zaman rahatsız edici bir duygudur çünkü hiçbir zaman tatmin olmazsın, hep daha iyisini yapabilirim düşüncesi oluşur. Genelde izlemeye çalışıyorum ki nerede ne yaptığımı bilip, daha iyisini nasıl yapabilirim diye görmek istiyorum
* Yer aldığınız sektörde her geçen gün yeni isimler çıkıyor ancak çok çabuk da kayboluyor. Kalıcı olmanın yolu nerden geçiyor dersiniz?
Bunu söylemek bana düşmez açıkçası. Popüler olmakla iyi oyuncu olmak elbette aynı şeyler değil. Derdi bir oyuncu olup iyi işlerde yer almak olan, bu mesleğe gönül vermiş herkesin hak ettiği karşılığı almasını dilerim.

Haberin Devamı

DÜNYÜNIN BİR UCUNDA ‘YENİ HAYAT’ HAYALİ

* ‘Bir gün mutlaka...’ dediğiniz neler var hayatta?
Bir gün mutlaka görmediğim tüm ülkeleri gezebileceğim bir dünya turu yapacağım.
* Yurt dışında gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?
Bir süre hiç bilmediğim bir yerde yaşamak istiyorum aslında. Dünyanın başka bir ucunda yeni bir hayat kurma fikri çok çekici geliyor.
* İçinde yaşamak istediğiniz bir film ve gerçek hayatta olmak istediğiniz bir karakter var mı?
Her röportajımda söylediğim gibi, geçmiş zamanlara ait bir karakter olmayı çok isterdim. Teknolojinin bu kadar hayatı ele geçirmediği, her duygunun daha gerçek olduğu zamanlarda geçen bir dönemde yaşamak isterim.

Haberin Devamı

Duygular 140 karakterle sınırlı

ROL MODELİM ANNEM

* Rol model kabul ettiğiniz bir isim var mı?
Annem. Bu dünyada onun kadar iyi kalabilmek büyük şans.
* Hiç kaybolmuş hissettiğiniz bir dönem oldu mu?
Zaman zaman herkesin olduğu gibi benim de oldu tabii ki. Bazen geçici bir süreç olduğunun farkında oluyorsunuz, bazen de kontrol edemeden kayboluyorsunuz. Sadece önemli olan her ne yaşıyorsak onu yaşamamızın ve bundan öğrenmemiz gereken bir şey olduğunun farkında olmak. O yüzden kaybolduğumu hissettiğim anda bile bunun sonunda beni bekleyen bir şey var, ‘Ben bunu neden yaşıyorum?’ diye sorgulayabiliyorum.
* Güçlü bir kadın mısınız?
Herkes gibi de zaaflarım var ama belli bir yaşa gelince yaşadıklarımızın bir nedeni olduğunu fark ettikçe ve öğrendikçe güçleniyorsunuz.
* 30 yaşla birlikte daha çok şeyi sorgulamaya başladığınızı düşünüyor musunuz? Ya da değişen başka neler oldu hayatınızda?
Çok fazla şeyi sorgulamaya başladım. Yaşadığım, bazen üzüldüğüm her şeyin bana öğretmeye çalıştığı bir şey var, bir nedeni var; ancak bunları anlayabilirsem ben daha mutlu bir birey olurum ve ideal olana yaklaşabilirim. Fark etmek ve öğrenmek sancılı bir süreç ama sonrasında müthiş bir özgürlük ve huzur hissi var.

Haberin Devamı

JETGİLLER VE ADAMS AİLESİ

* Küçükken en sevdiğiniz masal ve çizgi film hangisiydi?
En sevdiğim masallar babamın her gece beni uyutmak için anlattığı, kendi uydurduğu masallardı. Her gece aynı masalları anlatırdı; ben de her gece ilk defa duymuş gibi onları dinleyerek uyurdum. En sevdiğim çizgi film de ‘Şirinler’, ‘Jetgiller’ ve ‘Adams Ailesi’ydi.
* Çocukluğunuzdan başlayarak bugüne dek hafızanıza yer etmiş bir olay var mı?

Çok fazla var. Genel olarak mutlu ve sevgi dolu bir çocukluk geçirdim. Hep güzel anılarım birikti. Her gün şükrediyorum, bu konuda çok şanslıyım.
* Annenize mi yoksa babanıza mı karakter olarak daha çok benziyorsunuz?
Her ikisine de benziyorum sanırım. Babam çok hareketli, tez canlı ve işkoliktir. Bu yönüm ona çekmiş. Annemse çok daha sakin ve kontrollüdür. Yaşım ilerledikçe anneme daha çok benzemeye başlıyorum.
* Sizce babayla olan ilişki sevgiliyle olan ilişki üzerinde belirleyici rol oynuyor mu?
Babayla olan ilişki hayattaki birçok bağlantıyı etkiliyor bence. Ben babamdan çok büyük bir sevgi, şefkat ve ilgi gördüm. 30 yaşına da gelsem hala aynı ilişkimiz. O yüzden hayatımda hep sevgi ön planda oldu. Beklentilerim de saf, karşılıksız ve özveri üzerine olabilir. Çünkü ben hayatımda değer verdiğim herkese bu duygularla yaklaşıyorum.

KENDİM GİBİ OLABİLMEK HER ŞEYDEN ÖNEMLİ

* Bir erkekle randevuya nasıl hazırlanırsınız?
Tabii ki özen gösteririm ama doğal ve kendim gibi olabilmek her şeyden önemli benim için.
* İlgi alanlarımızın dağıldığı bu kadar konu varken günümüzde aşık olmak daha mı zor?
Teknolojinin ve sanal dünyanın her alanı ele geçirdiği bu zamanda sadece aşk değil her duygunun çok yüzeysel yaşandığını düşünüyorum. Sevgi, özlem, öfke, heyecan her şey 140 karakterle ve birkaç kare fotoğrafla sınırlı sanki. Yaşadığımız andaki duygularımızdan çok, ne kadar onaylandığımızla ilgileniyoruz.
* Siz hiç aşık oldunuz mu?
Evet
* Huzur aşktan önemli mi peki?
Huzurlu olabilmek her şeyden önemlidir benim için. İlişkide, dostlukta, ailede, işte; her zaman ilk dileğim sağlık, saygı ve huzurdur. Geriye kalan her şey bir şekilde halledilir.
* İlişkide uyumlu insan olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Genelde uyumluyumdur. Kendim kadar karşımdakinin de huzurunu, mutluluğunu düşünürüm. Saygının, özverinin ve dürüstlüğün olduğu her duruma uyum sağlayabilirim.

DAHA İYİ BİR DÜNYA İÇİN NE YAPABİLİRİZ

Kazandığınız ilk parayla ne yaptığınızı hatırlıyor musunuz?
Sanırım ailemi yemeğe götürmüştüm. Bana inanıp yanımda oldukları için ufak bir teşekkür.
Hakkınızda yanlış bilinen ve şimdi düzeltmek istediğiniz bir durum var mı?
Hayır yok. Çünkü beni çok sıkı takip eden çok bilinçli bir kitle var. Beni gerçekten iyi tanıyorlar. Sadece yaptığım işin zorluklarına karşın eskiden daha hassastım. Artık deneyim kazandıkça öğrendim ve fark ettim ki, sadece kendi yolumda ilerlemenin derdindeyim. Bunu bilip içleri rahat olsun lütfen.
Eve yemek sipariş ettiğinizde ilk aklınıza gelen hep ne oluyor?
Yemek yerken hangi filmi izlesem’ sorusu oluyor.
Yatağınızın başucunda neler duruyor?
Kitaplarım, okuma lambam ve uyku gözlüklerim.
Son soru şu; hep cevap aradığınız ya da cevabını merak ettiğiniz bir soru var mı?
Ne için yaşıyoruz, amacımız ne? Tüm bu gündelik hayatın koşturması, telaşı, stresi ne için? Ve biz daha iyi bir dünya için ne yapabiliriz?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!