Güncelleme Tarihi:
Evliliğe 2000’li yıllar öncesinde adım atan çiftlerin yolu mutlaka fotoğraf stüdyolarından geçmiştir. “Haftalık” adıyla anılan düğün fotoğrafları, stüdyo ortamında manzara görüntülerinin önünde çekilir, daha sonra içinde ışık düzeneklerinin bulunduğu körüklü “bond” çantaların üzerine yerleştirilen negatifler kurşun kalemlerle rötuşlanırdı. “Mazi” olan o günleri ölümsüzleştiren kareler bugün birçok evin duvarlarını süslüyor. “VHS” kameralarla çekilen düğün videolarının günümüze erişebilen kasetleri de kütüphanelerdeki yerlerini koruyor. 2000’li yıllar sonrası, teknolojinin hızlı gelişimi, “anı” kavramını da ciddi anlamda dönüştürdü. Önce klasik fotoğraf makineleri terk edildi. Dijital makinelerle negatif filmler, yerini hafıza kartlarına bıraktı. Baskı öncesi rötuş süreci de bilgisayarlara taşındı. Öyle yetenekli yazılımlar geliştirildi ki ortaya çıkabilecek işler sadece hayalgücü ile sınırlanmaya başladı. Düğün akışını kaydeden videolar da müzik kliplerini kıskandıracak profesyonellikteki hareketli görüntülerle birlikte yok olmaya yüz tuttu.
GEZİCİ FİLM SETİ
Bugün, yetenekli ellerde sanatsal görüntülerin ortaya çıkmasını sağlayan dijital kameralar, “mutlu gün” fotoğrafçılığını stüdyo ortamından kopardı. Artık görselliği olan tüm mekanlar kolayca fotoğraf stüdyosuna dönüştürülebiliyor. Tüm bu gelişmeler de yeni evlenen çiftleri cezbeden bir akımı doğurdu. Yanlarında gezici bir film seti taşıyan ekipler, evliliğe ilk adım sürecini baştan sona fotoğraflayıp, videoya çekiyor. Sonra bu görüntüler kurgulanarak “kısa film” tadında kliplere dönüştürülüyor. Fotoğraflardan oluşturulan albümler ise “Bekarlık sultanlıktır” diyenleri dahi evliliği düşünmeye sevkediyor. Bu uygulamaler ile yaşamın en mutlu günü ölümsüzleştiriliyor.
HAFTALAR ÖNCE BAŞLIYOR
Ankaralı çiftlerin evlilik heyecanına ortak olan Justmarriedd ekibinin kurucuları Çağdaş Durmaz ve Bülent Kulfel, oluşturdukları senaryo ile gelin ve damatları kamera karşısına geçiriyor. Kişiye özel senaryolar geliştirdiklerini belirten Çağdaş Durmaz, “Önce gelin ve damatın tanışma öyküsünü dinliyoruz. Evlenene dek yaşadıkları hoş anları anlatmalarını istiyoruz. Bunun üzerinden bir senaryo oluşturup, çiftle paylaşıyoruz. İki tarafın da içine sindikten sonra mekanları belirleyip, düğünden haftalar önce çekimlere başlıyoruz. Bu süreçte kardeş ve yakın arkadaşlar da kamera karşısına geçiyor. Çekimleri yaparken çok eğleniyoruz” dedi.
YILLARCA İZLENİYOR
Ön çekimlerin ardından düğün gününü gelin ve damatla birlikte geçirdiklerini ifade eden Bülent Kulfel ise şunları söyledi:
“Düğün öncesinde kuaföre birlikte gidiyoruz, gelin alma gibi geleneksel seremonileri takip ediyoruz. Bu süreçte çifte müdahale etmeden doğal olanı yakalamaya çalışıyoruz. Düğünü bitirip, çifti uğurladıktan sonra bizim için kurgu süreci başlıyor. Öncesi ve düğün sırasında çekilen tüm görüntülerden eğlenceli bir video hazırlıyoruz. Fotoğraflar ise albüme dönüştürülüyor. Çiftlerin en mutlu gününü yıllarca gülümseyerek yeniden izleyebilecekleri bir anıya dönüştürüyoruz.”