Güncelleme Tarihi:
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi(AYBÜ) Göç Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ali Zafer Sağıroğlu, 11 ili birden sarsan depremlerin ardından başkent Ankara’ya yoğun bir göç olduğunu belirterek, “Ankara’nın aldığı bu göçün nüfusunun büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda diğer şehirlere göre daha kolay absorbe edilebilir olduğu düşünülebilir. Ancak yine de bu büyüklükte bir göçün altyapıdan okullara, toplu ulaşımdan hastanelere kadar belli bir yoğunluk ve yük oluşturacağı kaçınılmazdır” değerlendirmesi yaptı. Deprem göçünü ve şehir planlamasına dair yapılması gerekenleri anlatan Sağıroğlu özetle şunları söyledi:
BAŞKENTTEKİ İŞ İMKÂNLARI ETKİLEDİ
“Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra bölgedeki 3 milyon 300 bin kadar insanın bölgeyi terk ettiğini resmi makamlar açıkladı. Bölgeden ayrılan insanlar Türkiye’nin diğer illerindeki akrabalarının ve yakınlarının yanına ilk anda sığındılar. İzleyebildiğimiz kadarıyla Ankara’ya da 200 binin üzerinde insan geldiği görünüyor. Ankara, Cumhuriyet tarihi boyunca en fazla iç göç alan şehirlerden birisi. Bu nedenle daha önceden Ankara’ya yerleşmiş olan insanlar, bölgedeki akrabalarını ve tanıdıklarını yanlarına alarak misafir ettiler. Bir diğer ikinci unsur Ankara’daki kamu kurumları misafirhaneleri de depremzedelerin barınmasına açıldı. Üniversite yurtlarının da depremzedelere açılması ve üniversite sayısının fazla olması Ankara’ya hareketi hızlandırdı. Son olarak Ankara, sadece devlet kurumlarının ağırlıklı olduğu bir yer değil aynı zamanda sanayisi gelişmiş ve iş imkânlarının nispeten yüksek olduğu şehirlerden birisi artık. Bu nedenle iş imkânı nedeniyle de Ankara’nın tercih edilmesi olası görünmektedir.
YOĞUNLUK VE YÜK OLUŞTURMASI KAÇINILMAZ
Ankara’nın aldığı bu göçün, nüfusunun büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda diğer şehirlere göre daha kolay absorbe edilebilir olduğu düşünülebilir. Ancak yine de bu büyüklükte bir göçün altyapıdan okullara, toplu ulaşımdan hastanelere kadar belli bir yoğunluk ve yük oluşturması kaçınılmazdır. Bununla nasıl baş edileceği elbette başta yerel yönetimler olmak üzere merkezi yönetimin vereceği desteklerle ve tedbirlerle yakından alakalıdır. Ankara da dahil deprem bölgesinden diğer şehirlere dağılmış tüm nüfusun tekrar bölgeye dönmelerinin teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bölgenin beşeri sermaye ve insan gücünün güçlenmesi, tekrar ayağa kaldırılması için nüfus en önemli unsur. Bu nedenle bölgeden ayrılanların tekrar bölgeye dönmeleri yönünde başta barınma olmak üzere tüm ihtiyaçların mümkün olan en kısa sürede tamamlanması gerekir. Yine de en iyi ihtimal de dahi şehre gelen ve yerleşen insanların bir kısmının da çeşitli sebeplerle dönmeyecekleri tahmin edilebilir. Böyle olunca da şehir planlamasının buna göre yapılması gerekir.”
İSTANBUL’DA YAŞANAN DEPREM KORKUSU DA ANKARA’YA YANSIR
Deprem felaketinin ardından gözlerin çevrildiği İstanbul’dan da gelecek göçün Ankara’daki nüfusu etkileyebileceğinin altını çizen Doç. Dr. Sağıroğlu, “Ankara’nın İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en fazla iç göç alan şehri olduğu göz önünde bulundurularak bundan sonra şehir planlamalarının buna göre yapılması önerilebilir. Özellikle İstanbul’da deprem kaynaklı yaşanan korku ve endişe, Ankara’nın bundan sonraki süreçte daha fazla tercih edilmesine de yol açacaktır. Bunun yanında şehrin artan sanayi ve ticaret kapasitesi ile yüksek öğretim cazibe merkezi olması nüfus artışının devam edeceğinin delilleri olarak ifade edilebilir” dedi.