Domuz gribi yayıldıkça kovandaki mesai artıyor

Güncelleme Tarihi:

Domuz gribi yayıldıkça kovandaki mesai artıyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 01, 2009 00:00

Fer Bal Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Solmaz, “Gribal enfeksiyonlar gibi metabolizmamızın zayıf anını bekleyen salgınlara ve domuz gribinin ölümcül etkisine karşı propolis, arı sütü, bal, polen karışımıyla önlemimizi almalıyız” dedi.

Haberin Devamı

Domuz gribine karşı propolisin koruyucu etkisinin tartışılmaz olduğunu söyleyen Fer Bal Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Solmaz, “Güçlü bağışıklık sistemine hiçbir virüs etki edemiyor. Kış hastalıklarına, gribal enfeksiyonlar gibi metabolizmamızın zayıf anını bekleyen salgınlara ve domuz gribinin ölümcül etkisine karşı propolis, arı sütü, bal, polen karışımıyla önlemimizi almalıyız” dedi. Propolisin uzmanlar tarafından yüzyılın buluşu olarak adlandırıldığına dikkat çeken Solmaz, bu tip karışımların domuz gribine etkilerini ve arıcılık sektörünün durumunu Ankara Hürriyet’e anlattı. Solmaz şunları söyledi:
Talep artışı var
“Mevsim gereği ürünlerimize talepte bir artış var. Fakat insanların domuz gribiyle ilgili endişeleri, özel karışımlarımızın satışını arttırdı. Bağışıklık sistemini güçlendiren özel formüllü karışımlarımızda insan sağlığı için gerekli olan amino asitler, vitaminler, mineraller mevcuttur. Karışımlarımızı 1979 yılınden bu yana yapıyoruz. Bu özel karışımlarda organik ürünler de kullanıyoruz. Böylelikle canlı ve aktif hücreler vücut direncini arttırıyor. Arısütü ile beslenen kraliçe arı altı sene yaşarken arı sütü yemeyen arı 45-60 gün yaşıyor.
Güneyde narenciye, Karadeniz’de kestane, Doğu Anadolu ve Çamlıdere’de yayla balı, Ege Bölgesi’nde çam balı ayrıca akasya, püren ve kekik balı üretiyoruz. Çamlıdere ve Artvin’deki özel bölgelerimizde arı sütü, polen ve propolis üretimi yapıyoruz. Üretim bölgelerimizde baz istasyonları, karayolları, tren istasyonları, yüksek gerilim hatları ve radyasyon bölgeleri bulunmaz. Bu bölgeler genellikle kirlenmemiş yüksek yayla bölgeleridir.
Zirai mücadelenin ve tarımın yapılmadığı kıraç arazilerden oluşmaktadır. Organik bal üretimini, tarım il ve ilçe müdürlüklerinin denetlediği organik bal üretimine elverişli bölgelerde yapıyoruz.
Verimli ırklar bilinmiyor
Türkiye’de damızlık ırklar yeterli değil ve bölgelere göre verimli ırklar tam olarak bilinmiyor. Devlet desteğinin de yeterli olmadığını düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerde arıcıların kovanlarını sebze ve meyve bahçelerine koyarak elde ettiği gelir 60-80 Dolar. Biz, arılarımızı koyduğumuz çoğu mera ve bahçeye para ödüyoruz. Arıcılık sektörü ve arıcılar koruma altına alınmalı.
Arıcılık sektörünün sıkıntılarının giderilmesi için arıcıların eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi de hayati önem taşıyor.

Haberin Devamı

Türk mutfağının başköşesinde

Haberin Devamı

Ülkemizde bal tüketimi 500 ila 800 gram arasında değişiyor. Avrupa’da ise bu rakam 3 kg civarında. Ülkemizde bal kullanma bilinci tam yerleşmemiş. Bal, ancak hasta olunca akla geliyor. Türk mutfağında bal baş köşede olmalı. Her sabah evden çıkmadan yenen 1 yemek kaşığı bal, o kişinin gün boyu zinde kalmasını sağlar.
İyi bal, yedikten sonra boğazdan mideye geçerken kendine özgü bir koku bırakır. Tüketicilerin, bilmedikleri yerden ve markasız ürünleri almamaları gerekiyor.
Bugüne kadar Bill Clinton, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Turgut Özal, Bülent Ecevit ile spor camiası ve işadamlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda kişiye ulaştık. 65 üretici aile ve 40 bin kovan ile ülke ekonomisine önemli bir katma değer sağlıyoruz.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!