Dolandırıcılara ikinci ‘Paydos’

Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro ekipleri, lüks araçları satın alma bahanesiyle yüksek miktarda kapora verip vatandaşları dolandıran çeteye yönelik ‘Paydos Operasyonu’nun ikincisini düzenledi. Piyasa değeri 200 bin ila 600 bin TL olan lüks otomobil ve iş makinelerini dolandırıcılık yöntemi ile çalan şüphelilerin, araç sahiplerini telefonla arayarak kendilerini 15 Temmuz gazisi, engelli gibi tanıttığı tespit edildi. Dolandırıcıların sözde engellerinden dolayı araç sahiplerini kendi ikamet ettikleri şehre getirdikleri belirlendi. Dolandırıcıların mağdurların adli şikayetine karşı tedbir olarak aldıkları aracı ellerinde tutmadan üçüncü bir kişiye hızlıca sattıkları ve o kişiler adına tescil ederek kendilerini iyi niyetli olarak göstermeye çalıştıkları da polis tarafından yapılan telefon dinlemesinde ortaya çıktı. Mağdurların araçlarını dolandırıp bir başkasına nakit olarak satan dolandırıcıların elde ettikleri para ile kendilerine Ankara'da kafe, lüks daireler, lüks arabalar ve AVM'lerde dükkân satın alarak lüks bir hayat kurdukları anlaşıldı.

BEŞ KİŞİ TUTUKLANDI

Ankara Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Yankesicilik-Dolandırıcılık Büro Amirliği ekiplerinin 2 aylık titiz çalışmaları sonucunda şüpheliler, şafak vakti Ankara ve Kırıkkale'de düzenlenen ‘Paydos 2 Operasyonu’ ile yakalandı. Yaklaşık 10 vatandaşı aynı yöntemle dolandıran 6 kişiden 5'i, sevk edildikleri mahkemece ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçundan tutuklandı.
Yüksek miktarda kapora verdikleri araç sahiplerini kiraladıkları lüks ofise getirip mağdurların araçlarını devir yapmak için mesai bitimine yakın saatte notere gidip aracın satışını alan ve bankaya havale yapmış gibi gösterip parayı yatırmayan çete üyelerine yönelik 2 ay önce düzenlenen ‘Paydos Operasyonu’nun ilkinde 4 kişi gözaltına alınmış, zanlılardan 2’si tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

KENDİNİ İMAM OLARAK TANITTI

Mağdurlardan inşaat işçisi Selami Parlak, şunları söyledi: “Arabamı ilana koydum satılık olarak. Beni aradılar, 'Benim yeğenim var, gelip bakacak, ben imamım' dedi. İsmini sordum, Ali Dursun dedi. Sahte isim kullanıyormuş, sonradan öğrendik tabi. Yanında usta olduğunu söylediği biriyle geldiler arabaya baktılar. Sonra gittiler ve 15 dakika sonra telefondan tekrar aradılar ve arabayı alalım dediler. Pazarlık ettik, 28 bin TL'ye anlaştık. 'Nöbetçi noter bulalım da devredelim' dediler. Ben de 'Pazartesi yapalım' dedim. 'Yeğenimin pazartesi izni yok, haftaya alıp bana getirecek' dedi. Böylelikle nöbetçi bir notere gittik ve devrettim arabayı, bana bir dekont gönderdiler. Sahte olduğunu bilmediğimiz için aldık dekontu. Bankaya telefon ettim sordum, hafta sonu olduğu için pazartesi hesaba geçer dedi. Pazartesi bekledim, para hesaba geçmedi. Aradım mazeretler öne sürdüler, bir sonraya salladılar. Ben de polise gittim. Polisten arabayı başkasına devrettiğini de öğrendik. Polis arabaya tedbir kararı koydu.”

Mağdur Mekki Uzunoğlu ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “Arabamızı internet sitesine satışa koyduk. Geldiler arabayı gördüler, noterde satışımızı yapalım dediler. Notere gittik, orada banka dekontu gibi dekont geldi bize. Bankaya gittiğimizde herhangi bir paranın olmadığını gördük. Dolandırıldığımızı anladık ve gittik suç duyurumuzu yaptık. Aracımızı internet sitesine koymuşlar plakası kapalı şekilde, damadım oradan görmüş. Araba Denizli'de bir galeride. Biz araca tedbir koydurduk. Benim gibi birkaç kişi var mağdur olan. Ben kanser hastasıyım, eşimle beraber çalışıp çabalayıp dişimizden artırdığımız arabamız gitti yani. Adli süreci bekliyoruz ve ne karar çıkacak bilmiyoruz.”