Mehmet Uğur Yüksel
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2011 00:00
İlk kurmaca uzun filmi Masumiyetin İntiharı’yla (The Virgin Suicides, 1999) dikkatleri üzerine çeken Sofia Coppala’nın yeni filmi vizyonda. Yönetmen, 2003’te yönettiği ve çağımızın başyapıtlarından sayılan Bir Konuşabilse’yle (Lost in Translation) büyük bir başarı elde etmiş ve yeteneğinin babası Francis Ford Coppola’nın soyadından bağımsız olduğunu göstermişti.
Başka Bir Yerde
Somewhere
Yönetmen: Sofia Coppala
ABD / 2010 / 97’
Üç yıl sonra, görkemli kostümleriyle büyüleyen, post-punk şarkılarıyla şaşırtan Marie Antoinette’i çekerek tarihsel bir kişiliğe getirdiği ilginç yorumla seyircileri ikiye böldü.
Türkiye’de oldukça gecikmeli gösterime giren Başka Bir Yerde, Sofia Coppola’nın son filmi. Geçen yıl Venedik
Film Festivali’nin en zayıf filmlerinden biri sayılmasına rağmen Altın
Aslan Ödülü’nü alarak tartışmalar yaratan filmde, Coppola’nın tanıdık karakterleri ve temalarıyla karşılaşıyoruz. Bu kez mekanımız Hollywood; kahramanımız da şöhrete ve paraya rağmen mutsuzluğuyla dibe vurmuş bir aktör olan Johnny Marco.
Johnny’nin uyuşturucu, içki, striptizci kızlar ve Ferrari’den ibaret hayatında her şey tekdüze ve sıkıcıdır. Kendini yok etmeye ayarlı bu hayat kısa sürelerle gördüğü 11 yaşındaki kızı Cleo’nun bir süre onunla yaşamak zorunda kalmasıyla değişecektir.
Film, Johnny ekseninde Hollywood’un görkemli ve parıltılı dünyasının gerisinde nasıl bir çaresizlik yatabileceğini anlatırken, ergenlik gelgitleri yaşayan Cleo’nun hikayesiyle dokunaklı bir büyüme filmine dönüşüyor.
8 Kadın’ı sevenlere
KADIN İSTERE
Potiche
Yönetmen: François Ozon
Fransa / 2010 / 103’80’lerin sonunda kısa metraj filmlerle başladığı sinema kariyerini Sitcom, Kızgın Taşlara Düşen Su Damlaları gibi beklenmedik, dahiyane filmlerle yukarıya taşıyan, 2000’lerde çektiği Havuz, Kumun Altında, Veda Vakti’yle çıtayı ayakta tutan François Ozon son birkaç yıldır, kendini tekrarlayan filmlerle çıkıyordu karşımıza. Neyse ki bu hafta gösterime giren Kadın İsterse’yle Ozon, o bildik melodram soslu ve kiç filmlerine geri dönüyor ve sinemasına dair umudumuzu yeniden canlandırıyor.
Pierre Barillet ve Jean-Pierre Grédy’nin birlikte yazdıkları aynı adlı oyundan uyarlanan film, 1977 yılında Fransa’nın kuzeyindeki Sainte-Gudule kasabasında geçiyor. Suzanne fabrikasını ve ailesini demir yumrukla yöneten varlıklı sanayici Robert Pujol’ün itaatkâr ve evine bağlı karısıdır. İşçiler greve giderek Robert’ı rehin aldıklarında fabrikanın yönetimi ellerine kalır; becerisi ve iddiasıyla herkesi şaşırtır. Ancak kocası, serbest kalıp çıktığı deniz yolculuğundan dinlenmiş ve formunu kazanmış olarak döndüğünde işler karışır.
DVD - EN İYİ 3 FRANÇOIS OZON FİLMİAngel (Angel, 2007)
Fakİr bir çevrede büyüyen Angel’ın en büyük hayali ünlü bir yazar olmaktır. Varlık içinde yaşayan bir kadının hikayesini kendi hayatıymış gibi kaleme alır ve yayınevlerine yollar. Londra’da bir yayınevi yazdıklarına ilgi gösterir. Genç yazar inanılmaz bir hızla yükselir, başarı, şöhret ve aşka kavuşur. Ozon’dan kiç’lik abidesi bir melodram.
Veda Vakti (Le temps qui reste, 2005)
31 yaşındaki eşcinsel moda fotoğrafçısı Romain, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalandığını ve önünde yaşamak için en fazla birkaç ayı olduğunu öğrenir. Tedaviyi kabul etmeyen Romain herkesten uzaklaşarak iç dünyasına uzanan bir yolculuğa çıkar. Romain adım adım ölüme yaklaşırken kendisiyle hesaplaşacak, dünyayla barış imzalayacaktır. Jeanne Moreau’nun varlığı ve etkileyici finaliyle sarsan bir başyapıt.
Havuz (Swimming Pool, 2003)
Ünlü İngiliz yazar Sarah Morton’un tatile ihtiyacı vardır. Editörü onu Fransa’nın güneyindeki yazlığına davet edince hemen kabul eder. Ama Sarah’nın sakin tatil hayali, editörün gizemli ve baştan çıkarıcı kızı Julie’nin eve gelmesi ve onu kendi tekinsiz hayatına sürüklemesiyle bozulur. Gerçekle kabusun birbirine karıştığı filmde Charlotte Rampling ve Ludivine Sagnier karşılıklı döktürüyorlar.