Güncelleme Tarihi:
Öztürk ailesi, doğduğu günden bu yana ellerini ve ayaklarını kullanamayan, el ve bacak kasları olmadığı için de tedavi şansı bulunmayan Melek'e sevgi dolu bir dünya kurdu. Kimsesiz Melek'in, kendisini sevgiyle kucaklayan bir annesi, babası ve iki ağabeyi oldu. Anne Güller Öztürk ve baba Ramazan Öztürk, gönüllü aile olmanın maddiyatla ilgisi olmadığını vurgulayarak, tüm ailelere kimsesiz çocuklara yuvalarını açma çağrısında bulundu. Melek, elleri ve ayaklarını kullanamayacak şekilde engelli bir bebek olarak doğduğu gün hastanede ailesi tarafından terk edildi. Devlet koruması altına alınarak Saray Engelsiz Yaşam, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'ne yerleştirilen Melek'in buradaki en büyük şansı onu sevgiyle kucaklayan kurum personeli ile ‘gönüllü annesi’ Güller Öztürk oldu. Öztürk ile Melek arasında o günden itibaren ‘anne-kız’ bağı oluştu. Melek'in öz annesinin görme engelli olduğunu ifade eden Öztürk, babasını ise hiç görmediklerini aktardı.
‘ARTIK 3 ÇOCUĞUM VAR’
İki çocuk annesi, 43 yaşındaki Öztürk, 9 yıldır Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Saray Engelsiz Yaşam, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde ‘bakıcı annelik’ yaptığını anlattı. Melek ile ilk tanıştıkları günü hiç unutamadığını belirten Öztürk, "Melek kurumun revirine getirildiğinde onu ilk ben kucağıma aldım. Küçücüktü. Bir yaşına kadar Melek'i hiç almayı düşünmemiştim. O bir yılın sonunda Melek'e öyle bağlandım ki, kopamadım. Artık hep 'üç çocuğum var' diyorum. O benim kızım, her şeyim" sözleriyle duygularını dile getirdi. Öztürk, 8 yıldır Melek'in gönüllü ailesi olarak onu tüm izin günlerinde yanlarına aldıklarını, resmi tatiller ve yaz tatillerinin tamamını da Melek ile geçirdiklerini söyledi. Öztürk, işten ayrılması durumunda hayalinin bir gün Melek'i tamamen yanlarına almak olduğunu belirtti. Baba Ramazan Öztürk ise "Melek her yerde bizimle. Ailemizin bir parçası. Düğünlere, tatillere, köye nereye gidersek gidelim Melek de bizimle gelir" diyerek, insanların Melek'i ilk gördüklerinde ‘gönülü ailelik’ yapmak istediğini ama iş ciddiye bindiğinde vazgeçtiklerini ifade etti.
ANKARA’DA SADECE İKİ AİLE
Anne Öztürk, tüm ailelere kimsesiz çocuklara sahip çıkma çağrısında bulunarak, "Gönüllü olmak maddiyat işi değil, gönül işi. Maddiyatla hiçbir alakası yok. Herkes gönüllü olsun isteriz, istedikleri zaman olabilirler de. Herkes yuvasını kimsesiz çocuklara açsın. Çok mutluluk veriyor. Bizler çok mutluyuz" dedi. Baba Öztürk ise bu durumdaki çocukların "gönüllü ailelik" sistemi sayesinde ‘anne-baba’ sevgisini tadabildiğine işaret etti. Kurumda aile sevgisine ihtiyaç duyan çok sayıda çocuk olduğuna dikkat çeken Öztürk, "Koskoca Ankara'da, kurumda yaklaşık bin çocuk var. İki gönüllü aile var. Herkes gönüllü aile olsun orada bir çocuğa sahip çıksın. Bu çocuklar da anne baba sevgisini tatsın. Biz onu istiyoruz" diye konuştu. Anne Öztürk de engelli çocukların normal çocuklara göre daha duyarlı olduğunu, söylenilen her şeyi algıladıklarını ve insanlara daha çok bağlandıklarını aktardı.
GÖNÜLLÜ AİLELİĞE YETERLİ TALEP YOK
Toplum tarafından yeterince tanınmayan ‘gönüllü ailelik’ sistemi, kurumlarda bulunan çocukların haftasonları, tatiller gibi dönemlerde aile sevgisi içerisinde yetişmelerini sağlamayı amaçlıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre, özellikle devlet koruması altında bulunan engelli çocukların ‘gönüllü ailelik’ sistemi ile aile sevgisini tatması sağlanıyor. Fakat bu durumdaki çocuklar için çok az sayıda aile gönüllü olma talebinde bulunuyor.