Diyanet İşleri Başkanı Görmez 'FETÖ' raporunu açıkladı (Geniş haber) 

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2017 18:41

Diyanet İşleri Başkanı Görmez 'FETÖ' raporunu açıkladı (Geniş haber) 

Haberin Devamı

"FETÖ ELEBAŞININ YÖNTEM O KADAR KARMAŞIK DEĞİL ASLINDA BİLİNÇLİ OLMAMIZ BİLİNCE VARMAMIZ GEREKİYOR" 

"ALLAH İNANCINI SİSTEMATİK OLARAK BOZMAYA ÇALIŞMASI. MENSUPLARINA, ALLAH'A ULAŞMANIN MÜMKÜN OLDUĞUNU ANLATMA ÇABASINDA OLMUŞTUR" 

"FETÖ'YE KARŞI GÖZLERİMİZ AÇILDI AMA YİNE DE FERASETLİ OLMALIYIZ" 

"FETÖ ELEBAŞINI DAHA ÖNCEDEN NEDEN İFŞA EDEMEDİĞİMİZ SORGULANMAK İSTENMEKTEDİR, SORGULANMALIDIR" 

ANKARA (DHA) - DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 'FETÖ' raporuna ilişkin, "Gençlerimizin düşüncelerine, duygularına sızan örgütlü bir din istismarını tahlil etmekten dolayı huzurunuzda bulunmaktan büyük bir ızdırap duyuyorum. Bu çalışma çok önce başlayan bir çalışma. Sızıntı Dergisi sadece 70'li yıllardan itibaren başlayan bir derginin adı değil bir hareketin, metodun adıdır. Nasıl devletlere, kurumlara sızmışsa takiye ile. İnsanların dimağlarına, inançlarına, değerlerine de sızmıştır. Daha tehlikeli olan bütünde Allah inancını sistematik olarak bozmaya çalışması. Mensuplarına, Allah'a ulaşmanın mümkün olduğunu anlatma çabasında olmuştur. FETÖ elebaşının üslubu ve yönetim hakkında bilgi vermek gerekirse, yöntem o kadar karmaşık değil aslında bilinçli olmamız bilince varmamız gerekiyor. Yöntemin ana unsur, yanlış bilgileri doğru bilgiler ile harmanlayarak vermek. Her konuşmada saptırıcı bir ifade adeta söz arasına gizlenmiştir. Kelime kalabalığı oluşturarak muğlak anlamalar üretmek. Kibrini tevazu olarak pazarlamak. İnananların itibar ettiği zatları çıkarı için şahit göstermek. FETÖ elebaşını daha önceden neden ifşa edemediğimiz sorgulanmak istenmektedir, sorgulanmalıdır. Bu özeleştiriyi hep yapageldim. Ama bu sorumluluk sadece diyanete sadece din alemlerine mi aittir" dedi. 

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından "Kendi Dilinden FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı" başlığı altında hazırlanan çalışma, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.  

"ÖRGÜTLÜ BİR DİN İSTİSMARINI TAHLİL ETMEKTEN DOLAYI HUZURUNUZDA BULUNMAKTAN BÜYÜK BİR IZDIRAP DUYUYORUM"
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:  "Gençlerimizin düşüncelerine, duygularına sızan örgütlü bir din istismarını tahlil etmekten dolayı huzurunuzda bulunmaktan büyük bir ızdırap duyuyorum. Bu çalışma çok önce başlayan bir çalışma. Diyanet İşleri Başkanlığındaki görev hayatımın son günü, günleri bile olsa tarihe not düşmek bakımından böyle önemli bir vazifeyi yerine getirmek çok önemli. 

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞIMIZIN GECİKMİŞ SON VAZİFESİ OLDUĞUNU İFADE ETMEK İSTİYORUM
Türkiye'de İslamiyet'in en masum çalışmasının irtica olarak değerlendirdiği günlerde istemeyerek halis niyetlerle çocuklarını bu örgütlü din istismarına kaptıran vatandaşlarımıza Diyanet İşleri Başkanlığımızın gecikmiş son vazifesi olduğunu ifade etmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin en zor zamanında bugün örgütlü bir din istismarı olarak FETÖ hareketinin Başkanlığımızca incelenerek bir rapora dönüştürülmesi topluma takdim edilmesi önemli. 

SIZINTI DERGİSİ SADECE 70'Lİ YILLARDAN İTİBAREN BAŞLAYAN BİR DERGİNİN ADI DEĞİL BİR HAREKETİN, METODUN ADIDIR
Sızıntı Dergisi sadece 70'li yıllardan itibaren başlayan bir derginin adı değil bir hareketin, metodun adıdır. Sadece kurumlara, ülkelere, devletlere, müesseslere bir sızma hareketi değil inançlara, düşüncelere, kalplere, değerlere bir sızma hareketi olduğunun çok açık göstergesi olduğu takdimlerde anlaşılacaktır. 

KİBRİNİ TEVAZU OLARAK PAZARLAMAK. İNANANLARIN İTİBAR ETTİĞİ ZATLARI ÇIKARI İÇİN ŞAHİT GÖSTERMEK
FETÖ elebaşının üslubu ve yönetim hakkında bilgi vermek gerekirse, yöntem o kadar karmaşık değil aslında bilinçli olmamız bilince varmamız gerekiyor. Yöntemin ana unsur, yanlış bilgileri doğru bilgiler ile harmanlayarak vermek. Her konuşmada saptırıcı bir ifade adeta söz arasına gizlenmiştir. Kelime kalabalığı oluşturarak muğlak anlamalar üretmek. Kibrini tevazu olarak pazarlamak. İnananların itibar ettiği zatları çıkarı için şahit göstermek. 

DEVLETLERE, KURUMLARA SIZMIŞSA TAKİYE İLE. İNSANLARIN DİMAĞLARINA, İNANÇLARINA, DEĞERLERİNE DE SIZMIŞTIR
Bütün konuşmalarında tiyatral bir oyun sergilemek. Gösteriyi anlamın önüne geçirmek. Söylediklerine meşruiyet kazandırmak için önce zemin hazırlamak. Menfaati söz konusu olduğun yöntemleri ustaca kullanmıştır. Nasıl devletlere, kurumlara sızmışsa takiye ile. İnsanların dimağlarına, inançlarına, değerlerine de sızmıştır.  

ALLAH İNANCINI SİSTEMATİK OLARAK BOZMAYA ÇALIŞMASI
İnsanların Allah tasavvurunu değiştirmeye kalkışması. Bunu o kadar ileriye götürmüştür ki fırsatını bulduğunda doğrudan doğruya onun adı ile konuştuğunu mensuplarının karşısında haşa kendi şahsında Allah'ın mütecelli olduğunu söylemekten kaçınmamıştır. Ne hazindir ki bu sözleri cami kürsüsünde söylemiştir. Bu sözler onun sapkınlık derecesini göstermesi bakımından önemli. Daha tehlikeli olan bütünde Allah inancını sistematik olarak bozmaya çalışması. Mensuplarına, Allah'a ulaşmanın mümkün olduğunu anlatma çabasında olmuştur. 

HER KONUŞMASINDA PEYGAMBER'İ İZMİR'E GETİRMESİ
Bütünde Allah inancını uluhiyet akidesini sistematik olarak bozmaya çalışması. Kendi mensuplarına sürekli Allah'a ulaşma çabasının mümkün olduğunu anlatmıştır. Her konuşmasında Peygamberi İzmir'e getirmesi. Camiye cemaatin arasına sokması onunla sürekli  görüştüğünü söylemesi artık içten bile değildir. Ancak bunu çok sinsice yapıldığını görüyoruz. Gözyaşları içinde söylendiğine şahit oluyoruz. Önündeki genç çocukların çığlıkları arttıracak şekilde söylediğine şahit oluyoruz. Bir taraftan peygamberi ayağına getirirken meleklerle görüştüğünü iddia ediyor. Haktan kendisine nida geldiğini söylemekten çekinmiyor.  

O HELEZONDA HAVHAV EDEREK BİRİLERİNİN ARKASINDAN TIRMANIP DURMAKTADIR.
Sadece Allah ile aldatılmıyor insanlar. Sadece Peygamber istismar edilmiyor. Kuran-ı Kerim de istismar ediliyor. Kuran'ın ayetlerini de kendine yontmaktan geri durmuyor. Bir ayeti bağlamından kopararak herhangi bir ilke gözetmeden kendi örgütüne yükseltmek ve yüceltmek için kullandığına şahit oluyoruz. Gaybı gördüğünü iddia etmektedir. Bu yüzden peygamberlerle beraberdir haşa. Bu yüzden haşa peygamberlerle beraberdir, kendi ifadesiyle mesihin merkebi, ashab-i kef'in kıtmiridir. O helezonda havhav ederek birilerinin arkasından tırmanıp durmaktadır.

İNSANLARIN İNANÇLARINI ZEDELİYOR. BİLİNÇLERİNİ DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR
Her insanın dublesi var peygamberin de dublesi var vallahi o kişi şu an aranızda demekten çekinmiyor. Herkül'den bahsediyor. Herkül'ün resimlerini Sızıntı Dergisi'nin kapağına defalarca taşıyor. Sızıntı Dergisi'nde 19 bin resim incelenmiştir. Bunların 8 bini başka inanç dünyalarına ait. Mesiyanik, evanjelik gibi başka inanç dünyalarına ait resimlerden oluşuyor. Ve her resim zihin bulandırıyor. İnsanların inançlarını zedeliyor. Bilinçlerini değiştirmeye çalışıyor.

KAH MESİH OLMUŞ KAH PEYGAMBERİN ONAYLADIĞI  KİŞİ OLMUŞ
Zihinleri yeterince bulandırdıktan sonra işi Mesih'e bağlıyor. Bir kurtuluş hikayesine bağlıyor her şeyi. Kahramanlar olduğunu söylüyor. Onun için diyalog bir araçtır. Bu yüzden o diyalog çalışmalarını diyalog çalışmalarını başlatanların kastından daha öteye taşımakta gecikmemiştir. Dinleri izdivacını sağlama gayretine girmiştir. Konuşmalarında kendi örgüt mensuplarını ya Allah cemaati ya da peygamber cemaati olarak tasnif etmektedir. Bu karmaşa içinde kendisi de kah mesih olmuş kah peygamberin onayladığı kişi olmuştur.

SÖYLEMLERİNİ YAYMAK İÇİN CAMİYİ İSTİSMAR ETMİŞ KÜRSÜYÜ KİRLETMİŞTİR
Söylemlerini yaymak için camiyi istismar etmiş kürsüyü kirletmiştir. Peygambere rağmen yaptığını dile getiriyor. Mabetler kapanabilir diye karanlıklar yayan ışık evlerini kuruyor. Çocuklarını bunlara teslim eden anne ve babalara sesleniyorum: biraz sonra izleyeceğiniz konuşmalar bir defa bir yerde yapılmamıştır. Onlar yüzbinlerce defa o evlerde gece yarıları çocuklarınıza izlettirilmiş ve dinlettirilmiştir. Masum çocukların zihinlerine sızmak için gece yarıları telkin ve propagandaya maruz bırakmışlardır. 40 yıl sonra bu robotlar nasıl oluştu diye soruyoruz. O konuşmalar bir telkin ve propaganda aracı olarak o çocuklara o evlerde onların beyinlerini teslim almak üzere yapılmış sözler olduğu ortaya çıkmıştır.

FETÖ ELEBAŞINI DAHA ÖNCEDEN NEDEN İFŞA EDEMEDİĞİMİZ SORGULANMAK İSTENMEKTEDİR, SORGULANMALIDIR
Bu rapor dini istismar etmenin izdüşümünü anlatmaktadır. Sadece FETÖ'yü takip etmemektedir. Başkanlık bu kurumsal vazifesini icra etmek durumundadır. Allah bir daha bizi mahcup etmesin. FETÖ elebaşını daha önceden neden ifşa edemediğimiz sorgulanmak istenmektedir, sorgulanmalıdır. Bu özeleştiriyi hep yapageldim. Ama bu sorumluluk sadece diyanete sadece din alemlerine mi aittir. Akademinin görevi yok mudur. Bir tane master bir tane doktora tezi yapılamaz mıydı. Yapıldı ama övgülerle dolu tezler yapıldı maalesef. Bu sorumluluktan elbette kaçamayız. Ancak bu duyarlılıkta ifrat ve tefrite kaçmamalıyız.

FETÖ'YE KARŞI GÖZLERİMİZ AÇILDI AMA YİNE DE FERASETLİ OLMALIYIZ
Herkese şunu hatırlatmak zorundayım: seksenli doksanlı yıllarda FETÖ bunları yaparken İslam'ın en masum çalışmaları irtica diye yaftalanıyordu. FETÖ'ye karşı gözlerimiz açıldı ama yine de ferasetli olmalıyız. Belki buraya açtığımız gözler başka tarafa kapanıyor. Başkanlığın görevi her yöne gözü açık olmaktır. Bugün benzer sözler duyup tepki gösteremiyorsak bunun üzerine düşünmeliyiz. İnançlarımıza sızmaya çalışan söylemleri bize ipucu veriyorsa bu raporlar bu konuşmalar anlamlıdır. Başkanlık olarak böyle bir çalışmayı bu hassasiyetle yürütmeye gayret ettik. Arkadaşlarımız, bir din simsarının, terör örgütü ele başının yüzlerce saat konuşmasını dinlemek zorunda kaldılar. " 


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!