Güncelleme Tarihi:
Hakime TORUN / ANKARA (DHA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Pek çok insanın din konusunda konuştuğu bir ortamda Diyanet İşleri Başkanlığı olarak daha fazla şeyler yapmamızı milletimiz bizden bekliyor. Bütün birimlerimiz ile doğru dini bilgiyi hem üretmek hem de bütün insanlığa ulaştırmak için gayret ediyoruz. Bu konuda İlahiyat Fakülteleri ile ortak çalışmalar yaptık şimdi bu çalışmalarımızı daha da artırmaya devam edeceğiz. Sosyal medyada zaman zaman yapılan bazı yanlış bilgiler, bilgilendirmeler konusunda çalışmalarımız var" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından gerçekleştirilen "Uluslararası İyilik Ödülleri"nin bu yılki sahiplerinin açıklandığı toplantıda konuştu.
"DOĞRU DİNİ BİLGİYİ HEM ÜRETMEK HEM DE BÜTÜN İNSANLIĞA ULAŞTIRMAK İÇİN GAYRET EDİYORUZ"
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Pek çok insanın din konusunda konuştuğu bir ortamda Diyanet İşleri Başkanlığı olarak daha fazla şeyler yapmamızı milletimiz bizden bekliyor. Bütün birimlerimiz ile doğru dini bilgiyi hem üretmek hem de bütün insanlığa ulaştırmak için gayret ediyoruz. Bu konuda İlahiyat Fakülteleri ile ortak çalışmalar yaptık şimdi bu çalışmalarımızı daha da artırmaya devam edeceğiz. Sosyal medyada zaman zaman yapılan bazı yanlış bilgiler, bilgilendirmeler konusunda çalışmalarımız var. Din İşleri Yüksek Kurulumuzun yapmış olduğu açıklamalar bağlayıcıdır. Milletimiz, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndna ve İlahiyat Fakültelerinden yetkin doğru dini bilgiden şaşmayan insanlarımızdan, ilim adamlarımızdan doğru dini bilgiyi öğrenmelerini tavsiye ediyorum" diye konuştu.
"İYİLİK HABERLERİ YAPMAYI İHMAL ETMEYELİM"
Basın mensuplarına çağrıda bulunan Erbaş, "İyilik haberleri yapmayı ihmal etmeyelim. Herkes iyilik adına bir şeyler yapsın" dedi.
"KADIN - ERKEK ARASINDA, YARATILIŞ GAYESİ, VAROLUŞ VE KULLUK SORUMLULUĞU AÇISINDAN HİÇBİR FARK YOKTUR"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün, kadının saygınlığı ve hakları konusunda önemli bir farkındalığa vesile olmasını, bu alanda yaşanan sorunların çözümüne katkı sunmasını, savaşın, şiddetin, yoksulluk ve yoksunluğun mağdur ettiği nice kadına umut olmasını temenni ediyorum. İnsanın yeryüzü serüveni aynı özden yaratılan Hz. Âdem ve Hz. Havva ile başlamıştır. Yüce dinimiz İslam’a göre insan mükerrem bir varlıktır. Dolayısıyla kadın ve erkek arasında, yaratılış gayesi, varoluş değeri ve kulluk sorumluluğu açısından hiçbir fark yoktur.
KADINA VE KIZ ÇOCUKLARINA KARŞI İNSANLIK DIŞI BİR MUAMELENİN REVA GÖRÜLDÜĞÜ CAHİLİYE TOPLUMU ...
Hz. Âdem’den itibaren hak-hakikat yolunda insanlığa rehberlik eden bütün peygamberler ve onların kutlu yolunu takip edenler; kadını erkek üzerinden tanımlayan, ikinci sınıf sayan, değersizleştiren, olumsuz yorumlara konu eden, onun; haklarını, onurunu ve iffetini ihlal eden bütün tavır, davranış, tutum, düşünce ve yaklaşımlarla mücadele etmiştir. Nitekim kadına ve kız çocuklarına karşı insanlık dışı bir muamelenin reva görüldüğü cahiliye toplumu, İslam’la tanıştıktan sonra insan olmanın onurunu keşfetmiş ve kadınlar için huzurun, adaletin, hakkaniyetin hüküm sürdüğü bir saadet asrına ev sahipliği yapmıştır.
ŞİDDET, EN ÇOK KADINLARIMIZI YARALAMAKTADIR
Peygamber Efendimiz (s.a.s) insanlığın ufkunu aydınlatan evrensel mesajlarını bütün yeryüzüne ilan ettiği veda hutbesinde, kadınların haklarını gözetmeyi, bu hususta Allah’tan sakınmayı, kadın ve erkeklerin birbirlerinin hukukuna riayet etmelerini Müslümanlara bir sorumluluk olarak yüklemiştir. Ama maalesef günümüzde din, dil, ırk, coğrafya ve sosyal statü gözetmeksizin tüm insanlığı tehdit edecek bir boyuta ulaşan şiddet, en çok kadınlarımızı yaralamaktadır. İnsanlık onurunu zedeleyen bu durum, cahiliye anlayışının sadece bir çağa hasredilmeyip bir zihniyete ve yaşam tarzına işaret eden boyutunu gözler önüne sermektedir.
ŞİDDET MERKEZLİ EYLEM VE SÖYLEMİN, İSLAM'DAN REFERANS BULMASI ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR
Diğer taraftan, tasvip edilir hiçbir yanı, yönü ve mazereti bulunmayan kadına dönük şiddet merkezli eylem ve söylemin, Rahmet ve esenlik dini olan İslam’dan referans bulması asla mümkün değildir. Zira şiddete meşruiyet sağlayan, merhameti öteleyen ve kadını rencide eden bütün gelenek, örf ve inanışlar reddedilmelidir.Kadın ve erkek, rakip ya da muhalif bir yaklaşımın ötesinde, birbirlerini destekleyen ve tamamlayan bireyler olarak beraberce daha huzurlu bir hayatı inşa edeceklerdir. Bu itibarla, '8 Mart Dünya Kadınlar Günü' nün, kadının saygınlığı ve hakları konusunda önemli bir farkındalığa vesile olmasını, bu alanda yaşanan sorunların çözümüne katkı sunmasını, savaşın, şiddetin, yoksulluk ve yoksunluğun mağdur ettiği nice kadına umut olmasını temenni ediyorum."
İYİLİK ÖDÜLLERİNİN BU YILKİ SAHİPLERİ
İyilik Ödüllerinin bu yılki sahipleri şu şekilde: "'Hayat tamircisi' olarak bilinen engelli hayvanlara protez yapan Mardin Derik'te yaşayan Hasan Kızıl, Tanzanya'da çocukların ve kadınların eğitimine destek veren Sevde Sevan Usak, İstanbul'daki Bakkalını kütüphaneye çeviren Kamber Bozan, Kanada'daki lokantalarında parası olmayanlara ücretsiz yemek veren Yahya Haşemi ve Abdulrezzak Jabur, İstanbul'da kendi imkanlarıyla oluşturduğu "Aşhane" aracıyla evsizlere sıcak çorba dağıtan Mahmut Karaman, Amerika'da ölümcül hastalığa yakalanan kimsesiz çocukları evlat edinen Muhammed Bzeek, İstanbul'da sokak çocuklarına ve evsizlere rehabilite çalışmalarında bulunan imam Levent Uckan."