Güncelleme Tarihi:
Diyabeti olan kişilerde kontrol altında tutulamayan kan şeker düzeyi, yıllar içerisinde ayaklarda yaraya sebep olabiliyor. ‘Diyabetik ayak’ şeklinde adlandırılan bu durum ise hastalarda uzuv kaybına varan sonuçlar doğurabiliyor. Diyabetik ayak yarası nedeniyle dünyada her 20 saniyede bir hastanın bacağının kesilmek durumunda kaldığını dile getiren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Yara ve Doku Onarım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Uncu, “Doğru merkez ve erken başvuruyla bacağın kesilme ihtimali yüzde 85 azaltılabilir” dedi. Hürriyet Ankara’ya konuşan Prof. Dr. Hakan Uncu, hastalığın seyrini ve alınması gereken önlemleri ise şöyle anlattı:
YANLARINDA BİR AYNA TAŞISINLAR
“Diyabet hastalığına bağlı olarak gelişen yaralarla oldukça sık karşılaşmaktayız. Türkiye, diyabetin en hızlı arttığı ülkelerden biri. Hareketsiz kalma, bilinçsiz beslenme, stres gibi faktörler bu durumda oldukça etkili. Özellikle diyabete bağlı gelişen yaralar hasta tarafından bazen çok geç fark edilebiliyor çünkü diyabetik hastalarda his kaybı gözlemlenebiliyor. Örneğin, diyabetli bir hastanın ayakkabısına taş girmişse, kişi çoğu zaman onu fark etmiyor ve gün boyu onunla dolaşıyor. Akşam eve geldiğinde ise ayağının altında ufak bir yara açılmış oluyor. Eğer kişinin kan şeker düzeyi yüksekse yara da o denli hızlı büyüyor ve enfeksiyon gelişebiliyor. Ben her zaman diyabet hastalarına yanlarında bir ayna taşımalarını öneriyorum. Kişi, bu aynayı da her defasında ayağının tabanını kontrol etmek için kullanmalı. Ayağına bir şey batıp batmadığına bakmalı.
AŞIRI SOĞUK VE SICAK İYİ GELMEZ
Diyabetik ayak yarası nedeniyle dünyada her 20 saniyede bir hastanın bacağı kesiliyor. Ve üç yıl içerisinde bacağı kesilen hastaların yaklaşık yarısı ne yazık ki hayatını kaybediyor. Bu yüzden diyabetik ayakla mücadelede ne yapılıp ne yapılmaması gerektiği son derece önemli. En önemli faktör ise diyabet kontrolünün hiçbir zaman bırakılmaması. Bunun haricinde, damar tıkanıklığı olan kişilerle diyabet hastalarının bacakları genellikle üşür. Ayağının altına uzun süre sıcak su torbası koyan veya ayağını yine uzun bir süre radyatöre koyan hastalarda yara gelişebilir. Aynı şekilde soğuk da iyi gelmez. Dokunun yanmasıyla donması aynı zararı verir, bu yüzden kişi aşırı soğuk ve sıcak temasından kaçınmalıdır. Sırf şık olmak uğruna dar ve ayağı rahatsız eden ayakkabılar tercih edilmemelidir. Yara fark edildiği anda ise yaranın bulunduğu bölgeyi yükten kurtarmak gerekir. Yani yara topuktaysa topuğun üstüne basmamak gerekir. Kişi, doktor kontrolü ve önerisi olmadan kendisinin veya yakınlarının önerisiyle herhangi bir müdahale girişiminde bulunmamalı, bilinçsizce krem ve pomad sürmemelidir. Doğru merkez ve erken başvuruyla bacağın kesilme ihtimali yüzde 85 azaltılabilir.”
TANIYA YÖNELİK İNCELEME ŞART
Yara ile sağlık merkezine başvuran hastaların yüzde 50’sine tanıya yönelik bir inceleme yapılmadan tedaviye başlandığını dile getiren Prof. Dr. Hakan Uncu, bunun son derece yanlış ve eksik bir uygulama olduğunu belirtti. Uncu, “Gelen yaranın hangi durumdan kaynaklı olduğuna bakmak lazım. Yaraların önemli bir kısmı diyabetik olmasına rağmen, diyabetik yarası olan hastaların büyük bir çoğunluğunda kan şekeri düzeyine bile bakılmıyor. Bazı hastalar diyabet olduğunu vücudunda bir yara oluştuğu zaman fark ediyor. Bu yüzden tanıya yönelik inceleme şart. Bir hasta bacağında, ayağında yara şikâyetiyle geliyorsa hekimin mutlaka hastanın atardamar, toplardamar ve lenf sistemini incelemesi gerekir. Hem damar hem de diyabet yarası birlikte görülebilir” dedi.