Güncelleme Tarihi:
Ankara merkezli Türkiye Diyabet Derneği’nin Başkanı Prof. Dr. Rıfat Emral, ‘7-14 Kasım Diyabet Haftası’ kapsamında Hürriyet Ankara’ya önemli açıklamalarda bulundu. Dünyada ve Türkiye’de diyabet görülme sıklığının arttığını ifade eden Prof. Dr. Emral, diyabeti önlemenin en etkili yolunun ‘sağlıklı yaşam’ olduğunu söyledi.
GÖRÜLME SIKLIĞI YÜZDE 15
Emral, diyabet hastalığına ilişkin son verileri paylaşarak, “Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) 2021 yılı verilerine göre tüm dünyada 537 milyon, Türkiye’de 9 milyon diyabetik birey bulunuyor. Türkiye’de 20-79 yaş arası erişkinlerde diyabet görülme sıklığı yüzde 15” dedi.
ÖNLENEBİLİR HASTALIK
Özellikle son yıllarda çocuk ve gençlerde obezite sıklığındaki artışa paralel olarak Tip-2 diyabet görülme sıklığının arttığını belirten Emral, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ülkemizde yaklaşık 0-19 yaş arası 26 bin Tip-1 diyabetli çocuk bulunmaktadır. 20 yaş altı gelişen diyabetiklerin büyük kısmı Tip-1 diyabettir. Ancak son yıllarda Tip-2 diyabetin görülme sıklığı ergenlik yaşına kadar düştü. Tip- 1 diyabeti günümüzde önleme olasılığı yok ama tüm diyabetik popülasyonun yüzde 90’ını oluşturan Tip-2 diyabet önlenebilir. Bunun yolu da sağlıklı bir yaşamdan geçiyor. Sağlıklı yaşamın anahtarı da ‘sağlıklı beslenme’ ve ‘hareketli bir yaşam’. Kişi ne kadar sağlıklı beslenir ve egzersiz yaparsa, genetik yatkınlığı olsa bile diyabet gelişim yaşını erteleyebilir.”
KÖRLÜK VE BÖBREK YETMEZLİĞİ YAPIYOR
Emral, tüm dünyada körlük, böbrek yetersizliği ve ampütasyon (kol veya bacağın kesilmesi) nedeninin diyabet olduğuna dikkat çekerek, “Şeker hastalığı, adı gibi ‘şeker’ bir hastalık değil aslında. Özellikle diyabetik retinopatinin (göz rahatsızlığı) başlıca nedeni. Diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 30’unda retinopati mevcuttur ve bu oranda 2045’e kadar küresel olarak yüzde 55,6’lık bir artış beklenmektedir” dedi.
TEDAVİDEKİ SON GELİŞMELER
Diyabet tetkik ve tedavisinde son yıllarda teknolojik gelişmelerin yaşandığını da hatırlatan Emral şunları söyledi: “İnsülin tedavisi teknolojilerinde yaşanan gelişmelerden biri, sensörlü insülin pompaları. Bu pompaları Tip-1 diyabetik hastalar kullanıyor. İnsülin pompaları hem glikozu (şekeri) ölçüyor hem de anlık bir reaksiyon vererek kişinin şekeri düştüğünde sinyal gönderip kişiyi uyarıyor. Aynı zamanda insülin yükselme meyiline karşı da uyarıda bulunuyor. Bu insülin pompaları, akıllı aletlerdir ve bazılarının akıllı telefonlarla aplikasyonu vardır. Bu teknoloji sayesinde kişinin hekimine dahi uyarı gidebiliyor. Ancak bu noktada yaşanan sorunlardan biri, Tip-1 diyabette insülin pompalarının maliyetinin sadece bir kısmının devlet tarafından karşılanıyor olması. Dolayısıyla insülin pompalarının son yıllarda artan maliyetleri hastaları zorluyor.”
Emral, Tip-2 diyabetiklerin tedavisinde de yeni gelişmelerin olduğuna dikkat çekerek, “Tip-2 diyabetiklerin tedavisinde yeni gelişen ilaçlar var. Bu ilaçlardan bir kısmı kalp ve böbrek hastalığının gelişmesinde de önleyici olan ilaçlar. Hatta bir kısım ilaçlar, diyabet tedavisi haricinde diyabetik olmayan hastalarda da (özellikle kalp yetersizliği ve böbrek hastalığının ilerlemesini önlemek amacıyla) kullanılmaya başlandı.”
EN ÇOK HASTA KUZEY IRAK’TAN
Prof. Dr. Rıfat Emral, Ankara’ya diyabet tedavisi için hem yurt içinden hem de yurt dışından çok sayıda hasta geldiğini belirtti. Emral, “Özellikle Azerbaycan, Kuzey Irak, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerden diyabet tetkik ve tedavisi için başkente gelen çok sayıda hasta bulunuyor” dedi.