Güncelleme Tarihi:
Özsoy, ‘Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası’ ve Türkiye'de bilimsel diş hekimliğinin 112'nci yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, “Hekimlerin zorlu çalışma koşulları ve buna bağlı olarak yurttaşların sağlık hizmetine erişememesi, serbest çalışan diş hekimlerinin artan ekonomik sıkıntıları ve koruyucu ekipman temininde ortaya çıkan güçlükler meslektaşlarımızı hızla tükenmişliğe sürüklemektedir. Bizler, deneyim ve birikimimizle mevcut sorunlara çözüm üretecek ulusal sağlık politikaları oluşturulması için katkı sunmaya hazırız. Yüksek enfeksiyon riski, sosyal ve ekonomik sorunlar, değişen çalışma koşulları, mobbing ve bitmeyen şiddetle mücadele ederken topluma karşı sorumluluğumuz ve mesleki yükümlülüğümüz gereği, toplumun ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlendirilmesi, ağız diş sağlığı düzeyinin yükseltilmesi konusunda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Özsoy şöyle devam etti:
ZORLU ÇALIŞMA KOŞULLARI
“İçinde bulunduğumuz COVID-19 salgınının doğru ve şeffaf yönetilmemesiyle sıkışan sağlık sistemi sonucu bugün, 11 binden fazla yurttaşımızı, yüzlerce sağlık çalışanını kaybettik, binlerce sağlık çalışanı virüsle enfekte oldu ve mevcut sağlık krizi her gün derinleşiyor. Kamuda çalışan diş hekimlerinin büyük kısmının, meslek tanımları dışında filyasyon uygulamasında görevlendirilmeleri, yaşadıkları sorunlar, Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri ve Merkezleri’nde hizmet vermeye devam eden hekimlerin zorlu çalışma koşulları ve buna bağlı olarak yurttaşların sağlık hizmetine erişememesi, serbest çalışan diş hekimlerinin artan ekonomik sıkıntıları ve koruyucu ekipman temininde ortaya çıkan güçlükler meslektaşlarımızı hızla tükenmişliğe sürüklemektedir.
YÜKSEK RİSKLİ MESLEK GRUBU
Virüs karşısında en yüksek risk altında çalışan meslek grubunda olmamıza rağmen, COVID-19, hala meslek hastalığı olarak kabul edilmemekte, COVID yıpranması verilmemektedir. COVID-19 tüm sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmelidir. Döner sermaye uygulaması ve performans sisteminin yanlışlığı salgın döneminde bir kez daha açıkça görülmüşken, kamuda çalışan meslektaşlarımız için talebimiz ek ödeme değil, insan onuruna yaraşır, emekliliğe yansıyan, güvenceli, eşit ve adil maaş artışıdır. Her şeye rağmen dünyada ve ülkemizde diş hekimliği mesleği, misyonu ve vizyonu itibarıyla gençler arasında öncelikle tercih edilmektedir.
KATKI SUNMAYA HAZIRIZ
Ancak eğitim ve insan gücü planlaması yapılmadan, siyasi rant için art arda açılan alt yapıdan yoksun, akademik kadroları yetersiz fakülteler, kontrolsüz arttırılan kontenjanlar ve usulsüz yatay geçişler nedeniyle hem eğitim standardı düşmekte, hem de işsiz diş hekimlerinin sayısı artmaktadır. Tüm bu sorunların çözümüne katkı sunmak için, yetkileri Anayasa’nın 135. Maddesi ile belirlenmiş olan kamu kurumu niteliğinde kurulmuş meslek birliklerinin ve odalarının süreçlere dahil edilmesi ve kamusal yetkilerinin korunması zorunluluktur. Meslek örgütleri özellikle pandemi döneminde alınacak önlemler, görevlendirmeler ve planlamalar ile ilgili görüş bildirmeli, karar mekanizmalarında söz sahibi olmalıdır. Bizler, deneyim ve birikimimizle mevcut sorunlara çözüm üretecek ulusal sağlık politikaları oluşturulması için katkı sunmaya hazırız.“