Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in isteği üzerine başlatılan ilk yerli otomobil projesi olan Devrim otomobillerinin yapımında çalışan ve kaportalarına şekil veren işçilerden Ahmet Yılmaz, yerli araç üretilmemesinden dolayı büyük bir üzüntü duyduğunu söyledi. Dönemin rakamlarıyla 1 milyon 400 bin TL’ye mal olan ve 4.5 ayda bitirilen Devrim arabasının üretim aşamasında ve sonrasına yaşananları anlatan kaportacı Ahmet Yılmaz, şöyle dedi:
"KAPORTASINA ÇEKİÇ SALLADIM"
“60 ihtilalinde Cemal Gürsel istedi. Mühendis ve müdürler de ‘yapacağız’ dedi ve süreç başladı. Devrim arabalarında çalıştım, kaportasına çekiç salladım. Eskişehir’de Madeni Levhalar Şubesi’nin kontrolü altında eski bir santral binasını atölye haline getirilmişti. Yaklaşık 80 kişi çalışıyorduk. Devrim’in yapılması sürecinde hiç kimseyi bu atölyeye sokmuyorlardı. Yabancı arabaların teknik resimleri çizildi. O atölyede, öyle mühendisler, müdürler gördüm ki, onlara bugün de minnet borcum var. Ülkesini çok seven insanlardı.”
“BENZİNİN NEDEN BİTTİĞİNİ KİMSE ANLAYAMADI”
Devrim arabalarının üretiminden vazgeçilmesini bir türlü anlayamadığını vurgulayan eski kaporta ustası Ahmet Yılmaz, Devrim’in üretilmesi ardından Ankara’da TBMM bahçesinde karşılaştıkları talihsiz olayın, ekibe büyük bir mutsuzluk yaşattığını anlattı. Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda tören alanına götürecek olan Devrim’in benzinin bitmesini bugün bile anlayamadığını ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:
“Biz bir Devrim arabası yapmışız ve araba Ankara’ya gitmiş ve bu süreçte arıza bile yapmamış. Devrim’i kullanılan şoför, benim postabaşımdı. Onun emrinde çalışıyordum. Adı da Zeki Sargınoğluydu. Kendisine şunu sordum. ‘TBMM’ye gittiniz ama nasıl oldu da araba arızalandı?’ Bana dedi ki; ‘Hayatımızda görmediğimiz iltifatı, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in huzurunda gördük. İkramlar hazırlandı. Her şey mükemmeldi. Ancak, sonrasında ya denildiği şekilde benzini koymayı unuttuk ya da benzine herhangi bir suikast oldu benzin depomuz boşaldı’ diye anlattı. Devrim arabaları yapıldığında çok mutlu olmuştuk ama sonrasında hüsrana uğradık” dedi.
“İÇİMDE HALA IZDIRAP VAR”
Devrim arabalarının devamı gelmemesinden büyük üzüntü duyduğunu vurgulayan Yılmaz; sözlerini şöyle sürdürdü:
“İçim, bugün de kanıyor, yarın da kanayacak. Bir gün oğlumun işyerinde çalışanların işi savsaklamalarına kızdım. ‘Hava almak’ için dışarı çıktım. Sokakta, simsiyah, pırıl pırıl bir Japon arabası duruyordu. O arabaya baktım, ağlamamak için kendimi zor tuttum. 1945’te iki atom bombası maruz kalan, hürriyetini Amerika’ya bağlayan Japon milleti uyanıyor ve dünyaca ünlü bir araba üretiyor. Güney Kore’de Endonezya’da araba yapıyor ama biz yapmıyoruz. bunun ızdırabını hissediyorum. Biz bir Devrim arabası yapmışız, devamını getiremiyoruz. Yerli araba yapamamamızın ızdırabını duyuyorum.”