Güncelleme Tarihi:
İvedik Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Hacettepe Teknokenti’nde geliştirilen kuvöz, tamamen Türk mühendislerinin imzasını taşımasının yanında benzerlerinden ayrılan özellikleri ile dikkat çekiyor.
Geliştirdikleri yerli kuvözle ilgili bilgi veren firma sahibi Ferhat Yıldız, projenin yaklaşık 1,5 yıllık bir çalışmanın sonucu olduğunu söyledi. Ürünün şu anda satışa hazır duruma geldiğini dile getiren Yıldız, asıl amaçlarının Türkiye’nin yanı sıra uluslararası pazarda da yer edinmek olduğunu kaydetti.
SON 3 GÜN KAYIT ALTINDA
Kuvözün bazı fonksiyonları ile küresel anlamda rekabet edebilir bir tasarıma sahip olduğuna işaret eden Yıldız, “Hali hazırda tüm kuvözlerle beraber haricen alınan ve pahalı bir maliyet kalemi olan SPo2 pulse oksimetre cihazı (kandaki oksijen saturasyonunu ve nabzı ölçen) kuvöze entegre edilerek maliyet ve kullanım kolaylığı açısından hastanelere çok cazip gelecek bir çözüm üretilmiştir. Bu çözümü dünyada entegre şekilde sunan birkaç üst segment ürün bulunmaktadır” dedi. Yıldız, cihazın, bebeğin son 3 güne ait tüm ölçüm değerlerini de kayıt altına aldığını söyledi.
3 MİLYON AVRO’LUK İTHALATI ENGELLER
Ürünün yerli tasarım olmasının iç piyasadaki son kullanıcı açısından fiyatları düşüreceğini belirten Yıldız, kuvözün ithal ürünlere göre yüzde 20-30 civarında fiyat avantajı sağlayacağını dile getirdi. Şu anda piyasadaki ithal ürünlerin fiyatlarının 8 ile 15 bin avro arasında değiştiğini kaydeden Yıldız, “Ülkedeki yıllık kuvöz satış miktarının ortalama 500 adet olduğunu değerlendirirsek bunların yaklaşık yüzde 50’sinin halen ithal edildiğini göz önünde bulundurursanız ürünün 2-3 milyon avroluk bir ithalatı engelleyebileceğini düşünebilirsiniz” değerlendirmesinde bulundu.
YILDA 2-3 BİN SERİ ÜRETİM
Yıllık üretim kapasitesi hakkında da bilgi veren Yıldız, bu yılın sonuna kadar yine Ankara’da yeni bir fabrika alanına sahip olacaklarını bildirdi.
Firmanın üretim kapasitesinin Türkiye’nin toplam talebini karşılayacak düzeyde olduğunu belirten Yıldız, “Ayrıca uluslararası talebe cevap verecek şekilde alt yapı oluşturuluyor” ifadesini kullandı.
Dünyada en çok satılan yabancı marka bir ürünün yıllık satış adedinin tahminen 10 binlerle ifade edildiğini kaydeden Yıldız, kendilerinin ise ilk yıl için bin, ikinci ve üçüncü yıllar için 2-3 bin civarında yıllık seri üretim kapasitesi öngördüklerini dile getirdi.
2 MİLYON DOLAR AR-GE HARCAMASI
TÜBİTAK’tan aldıkları desteğin ürünün hayata geçirilmesinde yadsınamaz bir önemi olduğuna dikkat çeken Yıldız, kendi ürünleri için 2 milyon doların üzerinde Ar-Ge harcaması yaptıklarını ve bunun bir kısmının devlet desteğinden sağlandığını belirtti.