Güncelleme Tarihi:
ANKARA, (DHA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kerkük'e ilişkin "Peşmergelerin Kerkük ve mücavir alanlardan çekilmesiyle bir geçiş dönemi yaşanacaktır. Bu nettir. İlk etapta, Kerkük'te güvenliği Irak ordusu ve federal polis sağlamalıdır. Kerkük hiçbir vilayete bağlı olmayan özel bir statüye kavuşturulmalıdır." dedi.
MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Devlet Bahçeli, Barzani'nin gerçekleştirdiği referandum sonrası Irak'ta ortaya çıkan siyasi denklemin Kerkük'ün statüsünün nihai çözümü için yeni bir süreç başlattığını kaydederek şöyle konuştu: " Peşmergelerin Kerkük ve mücavir alanlardan çekilmesiyle bir geçiş dönemi yaşanacaktır. Bu nettir. İlk etapta, Kerkük'te güvenliği Irak ordusu ve federal polis sağlamalıdır. Haşdi Şabi'nin güvenlik konusunda görev üstlenmemesi büyük bir önemdedir. Kerkük'teki Türkmen ve Araplar'ın güvenliğin temini bağlamında Irak ordusuna yardımcı olmalarını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. Bununla birlikte, Barzani'nin Kerkük'e taşıdığı PKK'lı teröristler tamamıyla sökülüp atılmalıdır. Kerkük'ün idari ve siyasi statüsünün belirlenmesi için Irak Merkezi yönetiminin öncülüğünde bir diyalog-görüşme-müzakere süreci başlatılmalıdır. Bu süreçte, Irak Türkmenlerinin masada olması zarurettir. Kerkük'ün nihai statüsünün belirlenmesi sürecinde, ilk adım olarak normalleşmenin sağlanması, daha önce bozulan nüfuz yapısının da bu kapsamda ele alınması kaçınılmazdır. Bu çerçevede; Kerkük'e dışardan iskan edilenlerin geldikleri yerlere gönderilmeleri ve Kerkük'ten göçe zorlananların yurtlarına, yuvalarına dönmeleri için bir başlangıç tarihi belirlenmelidir. Bu konuda ABD işgalinin başladığı 2003 yılı esas alınabilecektir. 2003 yılından sonra Kerkük'e dışarıdan getirilenlerin ve Kerkük'ten göçe zorlananların evlerine dönmeleri uygun bir çıkış ve çözüm yolu olarak düşünülebilecektir. Bundan sonra sağlıklı bir nüfus sayımı yapılabilecektir. Kerkük'ün statüsüne Irak'ın bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve milli birliği içinde bir çözüm yolu bulunması elzemdir. Irak'ın kurucu tüm halkları; yani Türkmenler, Araplar, Kürtler, bunların yanı sıra Süryaniler, Keldaniler ile diğer grupların hak ve hukukları korunmalıdır. Kerkük hiçbir vilayete bağlı olmayan özel bir statüye kavuşturulmalıdır. Türkmenlerin dışlandığı, yok sayıldığı bir Kerkük, tarihi köklerinden koparılmış, kültür mirasından sökülmüş, genlerinden, gerçeklerinden ve geçmişinden uzaklaştırılmış demektir. Buna ise tamam demek, aslı astarı olmayan vaatlere kanarak aza tamah etmek Türklüğün kitabında yazmayan bir alçalma ve kayıp halidir. Kerkük'te Haşdi Şabi'nin provokasyonları, mezhebi dayatmaları, Türkmen kardeşlerimizin arasına nifak sokmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Mezhep kutuplaşması konusunda tahrik edici hamleler yapan bölge ülkelerinin doğru ve isabetli bir tavır içinde olmadıklarını özellikle belirtmek istiyorum.
Peşmergenin kaçmasının ardından, Kerkük'ün asli sahiplerine tevdii zorunluluktur. Kerkük'teki devlet dairelerinden Barzani'nin fotoğraflarının indirilmesinden sonra, Irak'ın bütünlüğünü sarsacak ve mezhebi gerilimi teşvik edecek afiş ve posterlerin asılması yanlıştır, birlik duygusuna zarar verecektir. Yarın Türkiye'ye gelecek olan Irak Başbakanına bunların hatırlatılması yararlı ve yerinde olacaktır. Etnik ve mezhep temelli sıcak çatışma ihtimali Irak ve Suriye'yi tümden yutacak, Türkiye'yi her yönden olumsuz etkileyecek çok tehlikeli, çok vahim bir tuzaktır. Bu tuzağa düşülmemeli, bu oyuna gelinmemelidir. Türkiye, 25 Eylül referandumunu tanımayarak, Barzani'ye uyguladığı yaptırımlarla Irak Merkezi Yönetiminin elini güçlendirmiş, cesaret aşılamış, Türkmen kardeşlerimizin umutlarını yeşertmiştir. Barzani mevzi kaybetmişse, bağımsızlık hamlesi akamete uğramışsa, bunda Türkiye'nin önemli bir payı vardır. Bu kapsamda Kerkük ve diğer Türkmen yurtlarının demografik operasyonlarla tasfiye planları derhal kesilmeli, Kerkük tarihi dokusuna, kültürel derinliğine müzahir bir şekilde yönetilmelidir. Söylüyoruz, rahatsız oluyorlar. Kerkük Türk'tür, Türk'ün ebedi yurdudur. Kürt kökenli kardeşlerimize saygımız vardır, insani haklarına gölge düşürülmemelidir. Arap kökenli kardeşlerimize hürmetimiz vardır, dostluk ve tarih bağlarımız bakidir. Diğer sosyal ve etnik gruplardaki insanlara elbette kucağımız ve gönlümüz açıktır. Ancak bir yanda herkesin hakkına riayet ederken, diğer yanda da Türkmenleri savunmak, Türkmenliğin onurunu yere düşürmemek bizim için namus, bizim için şeref, bizim için telafisi olmayan beka meselesidir."
"HEPİMİZİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUS TSK'NIN SİYASİ TARTIŞMALARIN İÇİNE ÇEKMEKTEN SÜRATLE KAÇINMAKTIR. "
Devlet Bahçeli, terörle mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetlerini yürekten kutladığını vurgulayarak şöyle dedi: "Hepimizin dikkat etmesi gereken husus, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni siyasi tartışmaların içine çekmekten, yıpratmaktan, zan ve töhmet altına almaktan süratle kaçınmaktır. Bugünkü hassasiyet düzeyi yüksek ortamda, bilhassa Genelkurmay Başkanımızı ve komuta kademesini maksatlı şekilde tariz ve taciz etmek ahlaksızlıktır.Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. 15 Temmuz'da korkusuzca direnmiş, darbecilere tamam dememiş bir komuta heyeti üzerinde kuşku uyandırmak, ipe sapa gelmez yorumlarla dedikodu yapmak bize göre utanmazlıktır. Düşman güldürenlerin nereye ve kimlere hizmet ettiği pek yakında görülecektir. Fakat bunlara yine de diyorum ki, o kirli ellerinizi Türk askerinin üzerinden çekiniz, nifak saçan çenenizi hemen ve acilen kapatınız. Türk askeri Irak'ın Zap, Avaşin, Basyan terörist kamplarını peş peşe vurmaktadır.Şimdiye kadar 50'ye yakın cani etkisiz hale getirilmiştir. Sınır içi ve sınır ötesi alanları terörden temizlemek için olağanüstü bir gayret vardır. Bunun takdir edilmesi yerine, köstekleme çabaları, şüpheleri tetikleme arayışları terör örgütlerine pas vermek, el sallamak, ikramda bulunmakla eşdeğer aymazlık ve çürümüşlüktür. Etrafımız mayınlarla döşenmiştir. Kimin eli kimin cebinde, kim kiminle düşüp kalkıyor, kim kime teşrifatçılık yapıyor, hepten karışmış, manzara kaotik bir durum almıştır."
"RAKKA DANIŞIKLI DÖVÜŞ HALİNDE BİR TÖRER ÖRGÜTÜNDEN ALINIP DİĞERİNE TESLİM EDİLMİŞTİR"
ABD'nin Rakka operasyonu görevini PYD-YPG'ye verdiğini, bu örgütün denetim ve kontrolüne giren bölgede bebek katilinin poster ve fotoğraflarının asıldığını anımsatan Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: "Terörizm ABD müşahitliğinde gövde gösterisi yaptı. ABD, PKK'yı buyur ederek, canibaşını selamlatarak nerede durduğunu, kimlerle koyun koyuna olduğunu hiç tartışmaya yer bırakmayacak şekilde göstermiştir. Bunun manası, eşkıyanın övülmesi, eşkıyalığın onaylanmasıdır. Rakka danışıklı dövüş halinde, bir terör örgütünden alınıp diğerine teslim edilmiş, bir işgalden diğerine havalesi yapılmıştır. Bu bir kepazelik, seviyesiz bir skandaldır.Rakka komplosunun açıklaması yoktur. ABD Büyükelçiliği tepkiler üzerine diyor ki, 'PKK, yabancı terör örgütleri listesinde yer alan bir örgüttür ve Öcalan, PKK ile bağlantılı terörizm faaliyetleri yüzünden Türkiye'de hapiste bulunmaktadır. Saygı görmeye değer bir şahsiyet değildir.' Bunu Rakka meydanlarında katilin posterlerini astırmadan düşünecektiniz.
Bunları PKK-PYD-YPG'yle sahibi olduğunuz IŞİD'in üzerine dümenden göndermeden önce söyleyecektiniz. Yazıklar olsun, geçti borun pazarı, sürün merkebinizi Kandil'e."
"MADEM TELEFON BU KADAR DEĞERLİ, VERİN HAİN GÜLEN'İ ALIN TELEFONUNUZU"
ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğunda irtibat görevlisinin tutuklanmasının ardından, cep telefonu ve sim kartının iadesini bir nota eşliğinde Türkiye'den istenmesini eleştiren Bahçeli şu ifadeleri kullandı: "Pensilvanya'daki hoca görünümlü teröristbaşını iadeye yanaşmayan, onca delile, onca kanıta rağmen 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsüne tam olarak inanmayan ABD, telefon isteyerek şaka mı yapmış, yoksa kafa mı bulmuştur? Darbecileri Türkiye'ye vermeyen ABD, kala kala telefona mı kalmış, gözü telefona mı takılmıştır? Madem telefon bu kadar değerlidir, o zaman verin hain Gülen'i alın telefonunuzu, üstelik tepe tepe kullanın, sabahlara kadar IŞİD'ten FETÖ'ye, PKK'dan YPG'ye kadar önünüze gelen terör örgütüyle konuşun, anlaşın, uzlaşın, özlem giderin. Kontörünüz biterse yüksünmeden, milletvekili maaşımdan fedakârlık yaparak, kişisel harcamalarımdan kısarak, söz veriyorum ben size göndereceğim. Yok, telefonu alamazsınız, hükümet buna aldırış etmezse, hemen yaka silkmeyin, yine sözüm söz olsun, yeni bir telefon alıp kargoya vereceğim ve Rakka'ya göndereceğim. Nasılsa anında elinize geçer, nasılsa hemen size ulaşır.Merak ediyorum, bu kadar mübalağa ve marazi olayların arasındaki hakikat kırıntılarını hangi teleskopla görüp keşfedeceğiz? ABD kararını vermelidir; dost muyuz, düşman mı?Müttefiksek eğer, stratejik ortaksak eğer, herkes bunun gereğini yapacak, sorumluluğunu yerine getirecek ahlak, siyaset ve erdemi derhal göstermelidir.Oyalamaya, oyalanmaya, oyunlara gerek yoktur, vakit de kalmamıştır."