Güncelleme Tarihi:
Gizem KARADAĞ/ANKARA, (DHA)- BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, gazilere saldıranların Türk milletinin yüz karası olduğunu belirterek, "Gazilerimize ve ailelerine geçmiş olsun diyorum. Bu saldırıyı yapan saldırganları, vandalları, alçakları lanetliyorum, kınıyorum” dedi.
BBP Genel Merkez binasında haftalık basın toplantında konuşan Destici, hafta sonu ilk Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısını yaptıklarını ve Başkanlık Divanı heyetini belirlediklerini söyledi. Destici, “Büyük Birlik Partisi olarak kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bizim amacımız ve gayemiz milletimize, ülkemize ve devletimize hizmet etmektir. Ölçümüz olan Allah'ın rızasını gözeterek bu yola devam ediyoruz ve sonuna kadar da böyle devam edeceğiz. Ve tabii ki milletin muktedir iktidarını gerçekleştirmek için bu güne kadar hangi çabayı vermişsek, bundan sonra da aynı çabayı vermeye devam edeceğiz” dedi.
GAZİLERE GEÇMİŞ OLSUN DİLEĞİ
Ankara'da trafikte yol verme kavgasında iki gazi ve ailelerine saldıran magandalara sert bir dille tepki gösteren Destici, “Bizim için şehitlik ve gazilik çok önemli. Hem manevi değeri yüksek, hem de şu anda içinde bulunduğumuz terörle mücadele safhasın da gerçekten çok kıymetli olan iki kavram. Bize göre şehitlik bu fani dünyada kazanılabilecek en büyük zaferdir. Gazilik de onunla eşdeğerdir. Çünkü gazilerimiz de şehit olmak için mücadele etmişlerdir. Ve iki Mehmetçiğimizden yada iki polisimizden aynı çatışmada biri şehit olmuştur, biri gazi olmuştur. Gazi olan da şehit olabilirdi. Dolayısıyla gazilerimize böyle bakmak lazım. Böyle değerlendirmek lazım ve bu şekilde şehitlerimize ettiğimiz hürmetin aynısını gösterdiğimiz hassasiyetin aynısını göstermeliyiz. Geçtiğimiz günlerde maalesef Ankaramız da çok üzücü, utanç verici ve hepimizi kahreden bir hadise yaşandı. 2 gazimiz aileleriyle birlikte bir saldırıyla bir darpla karşı karşıya kaldılar. Ben öncelikle gazilerimize ve ailelerine geçmiş olsun diyorum. Bu saldırıyı yapan saldırganları, vandalları, alçakları lanetliyorum, kınıyorum” diye konuştu.
Büyük Birlik Partisi olarak olayın ilk başından itibaren parti hukukçularının olayı takip ettiğini vurgulayan Destici, şöyle devam etti:
“Bu saldırının izah edilecek, açıklanacak bir tarafı yok. Bunun mazereti olmaz. Onun için bu barbarlara, bu vandallara hak ettikleri ceza verilmelidir. Hele ki gazi olduklarını ifade ettikten sonra da saldırıya devam ediliyor gibi bir bilgi var. Bu gerçekse Gazi olduklarını ifade ettikten sonra da eşleri, çocukları bunu söyledikten sonra da bu saldırganlar saldırılarına devam etmişlerse o zaman bize göre terör suçu işlemişlerdir. Cezalarının da buna göre verilmesini ve takipçisi olacağımızı buradan bir kere daha ifade ediyorum. Bu saldırganlar Türk milletinin yüz karasıdır. Bu yüz karalıklarının cezasını da en ağır bir şekilde almalıdırlar. Gazilerimiz bu milletin en değerli insanlarının içerisindedir. En değerli, en mümtaz grubu içerisindedir ve dolayısıyla da saygının da hürmetinde en büyüğünü hak etmişlerdir. Bugüne kadar toplumumuzun tamamına yakını gazilerimize, şehit ailelerimize bu hürmeti göstermişlerdir.”
YENİ SINAV SİSTEMİNİ DEĞERLENDİRDİ
Yeni sınav ve eğitim sistemindeki gelişmeleri de değerlendiren Destici, “Bu değişikliklere baktığımız zaman eskisiyle, yenisiyle değerlendirdiğimizde, mükemmelin yakalanamadığını görmekteyiz. Eski sistemde mükemmel değildi, yeni sistem de mükemmel değil. Yeni sistemler iyi de değil. Doğruları var, hatalı tarafları var, eksik tarafları var, eksik olmayan tarafları var. Burada önemli olan eğitim sistemimizin baştan aşağı bir reforma ihtiyacı olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız” dedi.
Eğitim sisteminin kökten ele alınması gerektiğini belirten Destici, “Müfredatından okullarına, öğretmen yetiştirmesinden, sınav sistemine, ders kitaplarından, örgün eğitimine, yaygın eğitimine ve öğretimine kadar her yönüyle değerlendirilmeli. Siz istediğiniz kadar sınavları değiştirin netice alamazsınız. Sisteminiz ve müfredatınız iyi değilse, iyi öğretmen yetiştiremiyorsanız, hala öğretmen açığınız varsa eğitimde sıfır çekmeye devam ederiz” dedi.
Yeni sınav ve eğitim sisteminin acele bir şekilde yapıldığını belirten Destici şöyle konuştu:
“Milli Eğitim'in başında bulunanlar ‘Nitelikli Okul’ cümlesini nasıl kullanabilir ki? Yüzde 8 nitelikli dediğiniz anda geriye kalan yüzde 92 için niteliksiz kelimesi ağzınızdan çıkması da otomatikman bu böyle anlaşılır ve böyle değerlendirilir. Kurulacak cümlelerin, doğruca yazılacağı bir zaman bile olmamış. Yani nitelikli, okul niteliksiz okul yerine sınavla öğrenci olacak okullar. Ya da sınavsız öğrenci alacak okullar dense siz o zaman geriye kalan yüzde 92’yi incitmemiş olursunuz. Ama siz yüzde 8 nitelikli okullar sınavla alacak dediniz de otomatikman geriye kalan yüzde 92’yi niteliksiz ilan etmiş olursunuz. Bunu söylemezseniz de bu böyle anlaşılır ki bu böyle anlaşılmıştır ve şimdiden toplum ve öğrenciler arasında konuşulmaya başlamıştır. Yarın sınavlar yapılır, okullar açılınca öğrenciler birbirine, kardeş kardeşi, komşu komşu çocuğunu sen nitelikli okula gidiyorsun ben niteliksiz okula, sen niteliksiz okulun öğrencisinin benimle konuşma gibi birtakım öğrenciler arasında güveni de zedeleyecek konuşmalara, şakalaşmalara ve tartışmalara da meydan verecektir.”
Destici, “Sınavın yeni adı liselere giriş sınavı olmuştur. Yani yıllar sonra tekrar LGS’ye dönülmüştür. Üniversiteye giriş sınavına baktığımız zaman yine ne kadar acele olduğu işte önce tarih soruları çıkarılmıştır daha sonra tekrar konmuştur ve din kültürü soruları çıkartılmıştır tekrar konma çabaları vardır” dedi.
Eğitimin kısa zaman da acele düzenlemelerle yönetilebilecek, iyileştirilecek bir alan olmadığına dikkati çeken Destici, “Eğitim geniş, her kesimin, tüm tarafların katılacağı ve üzerinde belki aylarca bir uğraş verildikten sonra bir takım reformların, düzenlemelerin yapılabileceği bir alandır. Bunu bu şekilde yapmadığımız sürece, biz eğitimde sıkıntı çekmeye devam ederiz ve eğitimde geri kaldığımız sürece sıfır çekmeye devam ettiğimiz sürece de diğer alanlarda da geri kalmışlığımız devam eder” dedi. Eğitimde ilerlenemezse yerli arabanın yapılamayacağını vurgulayan Destici, “Atılım güzeldir, teşvik güzeldir. Bunu destekliyoruz ama eğitimi düzeltmedikten sonra siz yaptığınız arabanın motorunu dışarıdan alacaksanız o zaman bunun neresi yerli araba olacaktır, bunun da takdirini kamuoyuna bırakırız” dedi.
TARIM VE HAYVANCILIK KONULARI
Türkiye’nin tarım ve hayvancılık alanında tarımsal ve hayvansal ürünlerde kendi kendine yeten bir ülkeyken bugün en fazla ithal yapan ülkeler arasına girdiğini belirten Destici, “Sayın Bakanın ‘milletimize ucuz et yedireceğim’ çabalarını takdir ediyoruz. Ama taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini de hepimiz biliyoruz ve kendimiz üretmek zorundayız. Kendimiz üretmediğimiz sürece belli sürelerde bu tür tedbirler alınabilir, ucuz et satışları yapılabilir ama bunun kalıcı bir tarafı olmaz. Kendimiz üreteceğiz. Üretimi desteklememiz teşvik etmemiz gerekir. Bu ucuz et satışını sadece iki market zincirine verilmiş olması da tartışma konusudur. Niye hiçbir işi düzgün yapamıyoruz ki? İsteyen her market alsın ve satsın. Niye böyle bir sınırlamaya gidiliyor? Neticede bunu devlet satmıyor mu? Devletin kurumları satmıyor mu? Hangi market istiyorsa, zincir marketlerde gider alır ve satar. Devlette kendi bir toptan satış merkezi oluşturur, hangi market satmak isterse oradan alır, satar” dedi.
SURİYELİ İMAMLAR
Diyanet İşleri Başkanlığının, 100 Suriyeli imam alma konusunu da değerlendiren Destici, “İş imam, din, Diyanet olunca tartışma büyüyor. İşte 100 tane Suriyeli imamın alınması. Bu niye tartışılıyor ki? Eğer ülkemizde 3 milyon tane Suriyeli mülteci varsa elbette ki ona imam da, öğretmende, doktor da vereceksiniz. Bunların hepsini karşılayacaksınız. Bunun tartışmanın abesle iştigal olduğunu buradan ifade etmek istiyorum ve uygulamanın sonuç olarak doğru olduğunu ifade ediyorum” diye konuştu.
UYUM YASALARI
Uyum yasaları ile ilgili açıklamalarda bulunan Destici, “Özellikle siyasi partiler yasası ve seçim kanununda yapılacak değişikliklerin demokratikleştirerek yapılmasını istiyoruz. Siyasi partiler yasası ile ilgili halen siyasi partiler yasası içindeki anti-demokratik maddelerin değiştirilmesi demokratikleştirilmesi, örneğin Parti üyeliklerinden çıkarmanın ya da il ve ilçe teşkilatlarının fethedilmesinin zorlaştırılması gibi ya da hala mevcut Siyasi Partiler Yasasında işte parti mensupları toplu olarak dini merasime katılamaz diyor. Aslında siyasi parti yasasına göre suçtur. 16 Nisan referandumunda birlikte artık yürütme meclis dışından seçileceği için yönetimde istikrar yeni sistemde tamamıyla sağlanmış olacak. Dünya’nın hiçbir tarafında uygulanmayan yüzde 10 seçim barajının kaldırılması, seçimlerde işbirliklerinin yasal hale getirilmesi, milletvekili dağılımının ve milletvekili seçim sisteminin değiştirilmesi bunların başında geliyor” şeklinde konuştu.
YILDIRIM’IN ABD ZİYARETİ
Başbakan Binali Yıldırımın ABD ziyaretlerini de değerlendiren Destici, “Başbakanın Amerika Birleşik Devletleri ziyaretini önemsiyoruz ve inşallah bizim devletimiz tarafından tezlerimizin kabul edilmesi anlamında başarılı geçmesini temenni ediyoruz. Amerika Birleşik Devletleriyle şu anda ciddi problemlerimiz var. Bunların başında da bize göre en önemlisi Amerika Birleşik Devletleri'nin Suriye'nin kuzeyinde PYD ve YPG ile yaptığı işbirliği ve Irak’ın kuzeyinde de Centcom aracılığıyla terör örgütüne açıktan verdiği destek başında geliyor” diye konuştu.
FOTOĞRAFLI