Haşim KILIÇ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2020 09:32
Senforock, Funniest Maestro, The Funtime of the Opera gibi projelerle senfonik müziği farklı müzik alanlarıyla buluşturan besteci Musa Göçmen, mart ayı başında kendi ismiyle Çayyolu’nda sadece senfonik müzik için tasarlanan bir sahne kurdu. Ankara’daki çoğu sahnenin çok amaçlı olduğunu ve bu nedenle akustik sorunları olduğunu belirten Göçmen, bu anlamda yeni kurdukları sahnenin Başkent’teki önemli bir açığı kapatacağını ifade etti. Ünlü besteci ve şef, yeni sahne heyecanını ve salgın sürecini anlattı.
Çayyolu’nda yeni bir sahne açtınız, hemen ardına salgın süreci başladı. Nasıl bir süreç oldu sizin için?
Yaklaşık 20 yıldır devam eden, ülkemizin en uzun soluklu özel orkestra girişimlerinden biri olan senfoni orkestramızın bir evi olsun istedik. Açılışın hemen ardından salgın süreci başlayınca biraz üzücü oldu. Ama bu işler zaten uzun soluklu projelerdir. Hızla normalleşme sürecinin ardından seyircilerimizi misafir etmeye hazır olacağız.
Yeni kurduğunuz sahneden biraz bahsedebilir misiniz?
Ankara’da birçok sahne var ama bunlar hep çok amaçlı sahneler. Sadece konser amacı ile yapılmadığından akustik anlamda birçoğu konser yapmaya pek müsait değil. “Musa Göçmen Senfoni Orkestrası Konser Salonu” bu anlamda Ankara’da önemli bir açığı kapatmaya hizmet edecek.
TÜM MÜZİSYENLERİN KULLANIMINA AÇIKNeden böyle bir sahne kurmayı istediniz, Ankara kültür hayatına katkısı ne olacak?Bu salon ticari bir alan olarak tasarlanmadı. Tüm müzisyenlerin kullanımına açık bir yapımız var. Projeleri değerlendirip sahnelenmesi için destek olmak istiyoruz. Salonumuzu salgın sonrası normalleşme sürecinde kullanılmak üzere, 350 olan koltuk kapasitesinin yarısı sökülerek koltuklar arası 2 metre mesafe ile hizmet verecek bir yapıya dönüştürdük. Bu anlamda bilim kurulu, gerekli izinleri açıkladığında güvenle konser izleyebileceğiniz bir mekân olarak normalleşme sürecinde hizmetinizde olacak.
Bu süreç sizin yaratıcılık yönünüzü nasıl etkiledi, kapanıp yeni eserler üretme fırsatı ya da motivasyonu bulabildiniz mi?Evde kalma süreci aslında akıllı bir planlama ile bende üretim ve çalışma zamanı olarak çok faydalı geçti. Eserler hazır ve heyecanla sahnelenmeyi bekliyor. Ama her şeyin ötesinde birkaç yıldır üzerinde çalıştığım “Ben Benim En Büyük Düşmanımsın” isimli kitabımı tamamladım. Yakında raflardaki yerini alacak. Ama beklenenin aksine müzik ile ilgili değil. Bir kişisel düş kurma ve gerçekleştirme kitabı.
ULUSLARARASI ORKESTRA KURUYORUM
Sürece dair bir eser yapmayı düşünüyor musunuz?Bu süreçte evlerden birçok müzisyenin katılımı ile ortak kayıtlar gerçekleştirdik. Şimdi bu sürecin devamı olarak uluslararası bir orkestra kuruyorum. Bu insanlar bir araya gelmeden tamamen video katılımı ile eserleri seslendirecek. Dünyanın dört bir yanından katılımlı bir orkestra. “International Virtual Symphonic Orchestra” adı altında faaliyetlerde bulunacak.
Günleriniz nasıl geçiyor, gün içinde neler yapıyorsunuz?Bahçe işlerini seviyorum. Zamanım elverdiği ölçüde bahçeyim. Tabii ki inanılmaz bir konser trafiğinden sonra ailem ile bir arada uzun zamanlar geçirmek müthiş bir doping oldu benim için. Müzikal hazırlıkları sürüyor.
YENİ BAŞLANGIÇ ZAMANISizce bu günler en verimli şekilde nasıl geçirilir?Belki de hayatımızda hiçbir zaman bu kadar kendimize ayırabileceğimiz vaktimiz olmayacak. Düşünmek, düşlemek ve gerçekleştirmek için büyük fırsat olarak görüyorum. Durup hayatlarımıza dönüp bakma şansını iyi değerlendirmeliyiz. Bu yeni dönem hayallerimizin peşinden gitmek için bize bir başlangıç sunuyor. Şimdi enerjimizi toplayıp düşlerimizin hayata geçmesini sağlayabileceğimiz bir başlangıç için ayağa kalkma zamanı.
DURMAZ DEDİĞİMİZ HER ŞEY DURDUBu süreç hafızanızda nasıl yer edinecek, size ne öğretti?
Her şeyin durabileceğini anladığımız bir zamandı. Bu telaş çağının ne kadar da gereksiz bir ivme ile hareket ettiğini bize gösterdi. Durmaz dediğimiz her şey durdu. Gördük ki bu süreç içinde en değerli şey sosyal hayatımız, sanat ve dostlukmuş. Hayat hızlanır yine bu güzellikleri yıpratmaya başlarsa geri dönüp ders alabileceğimiz anılarımız oldu hepimizin.
SAHNEDE OLMAK EN BÜYÜK DİLEĞİM
Şu an olmak istediğiniz bir yer var mı? Bu süreç sona erdiğinde ilk olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Tabii ki şu an sahnede olmak en büyük dileğim. Senforock, Funniest Maestro, The Funtime of the Opera ve Şifa ile yeniden buluşmayı çok istiyorum. Yeni projelerimiz de bu süreçte hazır. İlk gösterimleri için büyük heyecan duyuyorum. Özellikle “İstanbul Müzikali” bu sezonun en iddialı yapımlarından biri olarak sizlerle olacak.