Güncelleme Tarihi:
* Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 1989’dan beri Ankara’da yaşadığını belirterek, “Başkentin sahip olduğu turizm değerlerini, kültürel değerlerini biraz yetim ve öksüz kalmış gibi hissediyorum” ifadesini kullandı.
* Eyfel Kulesi’nin yılda on milyonlarca turist aldığına dikkat çeken Bakan Tekin, “Ankara’da sahip olduğumuz bir sürü kültüre ve turistik değere rağmen bu potansiyeli yeteri kadar ön plana çıkartamıyoruz” dedi.
* Bakan Tekin, yerel seçim öncesi adaylara da seslendi: “Yerel yönetim adaylarımızdan kayda değer projeler bekliyorum fakat çalakalem projeler değil vizyoner, uzun vadeli projeler olmalı.”
Türkiye’nin ve Ankara’nın turizm alanındaki en önemli buluşmalarından biri olan TravelEXPO 6. Uluslararası Ankara Turizm ve Seyahat Fuarı, dün yoğun bir katılımın ardından son buldu. ATO Congresium’da dört gün süren TravelEXPO’nun son gününe, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de katıldı. Ankara’nın kültürel, tarihi değerlerinin zenginliğinin yeteri kadar ön plana çıkarılamadığını belirten Bakan Yusuf Tekin, Fransa’nın başkenti Paris’teki Eyfel Kulesi’nden örnek vererek, “Eyfel Kulesi yılda on milyonlarca turist alıyor ama biz Ankara’da sahip olduğumuz bir sürü kültüre ve turistik değere rağmen bu potansiyeli yeteri kadar ön plana çıkartamıyoruz” dedi.
Ankara’nın kültürel ve tarihi zenginliğinin daha çok duyurulması ve tanıtılması adına özellikle yerel yöneticilere büyük bir görev düştüğünün altını çizen Bakan Tekin, konuşmasında özetle şunları söyledi:
BİRAZ YETİM VE ÖKSÜZ KALMIŞ GİBİ
“‘Turizmin başkenti Ankara’ diyoruz ama 1989’dan beri Ankara’dayım, başkentin sahip olduğu turizm değerlerini, kültürel değerlerini biraz yetim ve öksüz kalmış gibi hissediyorum. Ankara ile ilgili olarak şu örneği verebilirim. Eyfel Kulesi inşa edilirken karşı çıkan ve sürekli kulenin altında oturan William Morris’e soruyorlar. ‘Madem sevmiyorsun niye altında oturuyorsun?’ O da diyor ki, ‘Bu çirkinliği görmediğim tek yer burası.’ Bu kadar çok eleştirilen bir Eyfel Kulesi yılda on milyonlarca turist alıyor ama biz Ankara’da sahip olduğumuz bir sürü kültüre ve turistik değere rağmen bu potansiyeli yeteri kadar ön plana çıkartamıyoruz. Özellikle bu konuda yerel yönetimlerin biraz daha elini taşın altına koyması gerekiyor.
DÜNYADA VAR AMA ANKARA’DA GÖREMİYORUM
Dünyada birçok şehre gittiğiniz zaman sanatla alakalı sokaklar, mahalleler var ama Ankara’da göremiyorum. Bu konuda yeterince güçlü değiliz. Öte yandan, müfredatlarda bir değişiklik planlıyoruz. Çocuklarımıza, gençlerimize seyahat ve turizm kültürünü aşılamak gerek. Dolayısıyla müfredatların revize edilmesi sürecinde ‘şehir kültürü’, ‘estetik kültürü’, ‘seyahat kültürü’ gibi kavramları dikkate alacağız. Meslek liselerinin tamamını sektörle iş birliği halinde sektöre katkı verecek şekilde revize durumundayız. Turizmle ilgili liselerin tamamını tematik hale getirmeye çaba sarf ediyoruz. Bu anlamda önümüzdeki günlerde sizlerle ‘gastronomi lisesi’ alt başlığıyla bir programı paylaşmış olacağız. Anadolu yemekleri, annelerimizin reçeteleri, Osmanlı mutfağı, Selçuklu mutfağı... Hepsinin içerisinde yer aldığı aynı zamanda bu mutfağın nasıl servis edilmesi gerektiğine dair uygulamalı bilgilerin de yer aldığı bir liseyi sizlerle paylaşmış olacağız. Öte yandan, Ankara Ticaret Odası’yla birlikte ‘tematik meslek lisesi’ hayata geçirmeyi planlıyor ve bunun sektöre katkı sağlayacağını düşünüyoruz.
ADAYLARA VİZYONER PROJELER TAVSİYESİ
Yerel seçimler yaklaşıyor. Ankara’nın tarihi ve kültürel mirasının turizme kazandırılması için yerel yönetim adaylarımızdan kayda değer projeler bekliyorum fakat çalakalem projeler değil vizyoner, uzun vadeli projeler olmalı. Madem Ankara’yı ‘turizmin başkenti’ yapacağız, yerel yöneticilerimizi bu anlamda proje üretmeye davet ediyorum. Yıllardır arzu ettiğim, beklediğim bir nokta daha var. Başkentimizde sanatla ilgili bir mahalle, bir sokak hayata geçirilebilir mi? Kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerimiz, el sanatlarımız var. Hep hayal ediyorum... Örneğin, Cebeci’de dört katlı bir apartmanın altında bulunan bu ve kaybolmaya yüz tutmuş sanatları icra edenlerin bulunduğu alanlar bir sanat sokağına dönüştürülebilir. Hem ahilik kültürünün yaşatıldığı hem de turizm değerlerimizin yansıtıldığı böyle yerler hayata geçirilebilir.”