Güncelleme Tarihi:
ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ege'de yakalanan göçmenler veya Ege adalarına geçmek isterken yakalanan göçmenler, Türkiye tarafından alınacak ancak bu göçmenlerin sayısı kadar göçmen de böyle bir maceraya yürümemiş, uluslararası hukuk kurallarını çiğnememiş ve mülteci hukuku çerçevesinde Avrupa'ya gitmek isteyen göçmenler için aynı sayıda göçmen Avrupa'ya gönderilecek. Dolayısıyla Türkiye içindeki göçmen sayısında bu sebeple herhangi bir artış olmayacak" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile Başbakanlık İzmir Ofisi'nde, Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey (YDİK) Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Davutoğlu, açıklamasında, Yunan mevkidaşı Çipras'ın, Türkiye-Yunanistan 5. YDİK Toplantısı'nı Selanik'te yapma teklifinde bulunduğunu, kendilerinin de bunu memnuniyetle kabul ettiklerini ifade etti.
Türkiye ve Yunanistan'ın, TANAP ve TAP hattıyla Hazar'ı Adriyatik'e bağlayan iki ülke olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu iki projesinin Şahdeniz ve Hazar bağlantısı itibarıyla büyük önem taşıdığını anlattı.
İki ülke arasındaki ticaret hacminin 6 milyar dolara yakın olduğunu, bunu 10 milyar dolara çıkarmak istediklerini dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Yine özellikle karşılıklı yatırımlar bağlamında Yunanlı yatırımcıları, Türkiye'de ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. 7 milyara yakın bir yatırımı var, Yunanistan'ın Türkiye'de. Türk şirketlerini de Yunanistan'a daha fazla yatırımda bulunmaları çağrısında bulunuyoruz buradan, biraz sonra yapacağımız iş forumunda da çağrıda bulunacağız. Bütün bunlar gösteriyor ki Türkiye ile Yunanistan arasında çok geniş iş imkanları var. Ayrıca şirketlerimizin üçüncü ülkelerde yaptığı işbirliğinden de memnunuz. Son olarak Doha’da önemli projede Türk ve Yunan şirketleri birlikte çalıştılar, başarılara imza atıyorlar. Daha çok şirketimizin birlikte çalışmasından memnuniyet duyarız."
-"Ortak tarih yazımı konusunda da çalışmalar yürütüyoruz"
Davutoğlu, iki ülkenin kültür ve eğitimde de ortak çalışmalar yürüttüğüne işaret ederek, "Bütün bu işbirliği alanlarını taçlandıracak şekilde, kültür ve eğitim alanında da iki halkın gelecek nesillerinin geçmiş bazı olumsuz hatıralarla değil geçmişteki olumlu hatıraları gelecek on yıllara, yüzyıllara aktaracak, güzel irtibat kurabilmesi için ders kitaplarımızın gözden geçirilmesi dahil, kültür ve eğitimde ortak perspektifle ortak tarih yazımı konusunda da çalışmalar yürütüyoruz" diye konuştu.
Dün Brüksel'de Yunan Başbakan Çipras ile çok önemli zirveye birlikte katıldıklarını anımsatan Davutoğlu, "Bugünlerde Sayın Çipras ile çok sık görüşüyoruz. 3 ay içinde bu kendisinin Türkiye'ye ikinci ziyareti. Brüksel'de yaptığımız görüşmede de Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerini, göçmen sorununu ele aldık" dedi.
AB-Türkiye ilişkilerinde yaptıkları katkıları dolayısıyla Yunanistan'a teşekkür eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Her zaman Türkiye'nin üyeliğini desteklediler. Son dönemde Suriye'den kaynaklanan göçmen krizi konusunda da Türkiye Yunanistan aynı perspektifi paylaşmaktadır. Bu göçmen krizi ne Türkiye’den ne Yunanistan ne AB’den kaynaklandı, aksine Suriye'de barbar rejimin, barbar rejimin zulmünün oluşturduğu boşluktan istifade eden barbar terör örgütlerinin şiddetinden, teröründen kaçan Suriyeli masumlara, Türkiye kapısını açtı. 2,7 milyon Suriyeli ağırlıyoruz. Bu göç esnasında Yunanistan da doğrudan etkilenen ülkeler arasında. Avrupa içinde yaşanan tartışmalarda, Yunanistan ve Türkiye'nin bu yükü iki komşu olarak üstlenmesi yönünde tavır sergileyenlere karşı Türkiye ve Yunanistan zirvede bugün de burada birlikte ortak bir perspektifle cevap veriyor ve bu meselede Türkiye ve Yunanistan'ın ortak perspektifle meseleye yaklaştığını bir kez daha vurguluyoruz."
Dün Brüksel'deki zirveden alınan kararların uygulanmasında, Türkiye ile Yunanistan arasındaki işbirliğinin büyük önem taşıdığına işaret den Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün İçişleri Bakanlarımız arasında imzalanan anlaşma da bu işbirliğinin çerçevesini çiziyor. Önümüzdeki günlerde, haftalarda, aylarda Ege'nin, masumların hayatlarını kaybettiği, bir üzüntü ve dram denizi değil aksine Türkiye ile Yunanistan arasında dostluğun, mutluluğun paylaşıldığı bir deniz olmasını arzu ediyoruz. Bu konuda birlikte çalışmaya devam ediyoruz."
-"Gerek Ege sorunlarında gerek Kıbrıs’ta çözüme çok yakınız"
İki ülke arasındaki ortak meseleleri de ele aldıklarını anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Ege sorunu, Kıbrıs sorunu bağlamında çok dürüstçe, dostça ele aldık. Yine azınlıkların karşılıklı hakları konusunu da çok açık renklilikte paylaştık. Ben bütün istişarelerde Sayın Çipras'ın gösterdiği işbirliği anlayışı dolayısıyla kendisine teşekkür ediyorum. Gerek Ege sorunlarında gerek Kıbrıs’ta çözüme çok yakınız. Birlikte güçlü irade sergileyerek bu on yılların biriktirdiği sorunları aşıp Doğu Akdeniz ve Ege'yi çekim haline getirebiliriz. Biz Doğu Akdeniz'in krizlerle anılan bölge değil Türkiye-Yunanistan işbirliğiyle, ortak çalışma kültürüyle ve ortak gelecek perspektifiyle anılan refah ve huzur bölgesi olmasını arzu ediyoruz."
İzmir'deki Başbakanlık Ofisi'nde de ilk kez yabancı bir ülke başbakanını ağırladıklarını belirten Davutoğlu, "Başbakanlık Ofisini geçen sene açtık. Şu ana kadar herhangi bir muhatabımızı ağırlamamıştık. Bu Başbakanlık İzmir Ofisi’nde ilk ağırladığım misafirin, hemen karşı yakamızdan, Yunanistan'dan dost bir başbakan olması beni çok mutlu etti. Bu vesileyle İzmirlilere misafirperverliklerine teşekkür ediyorum. Bu Başbakanlık Ofisini çok daha sık değerlendireceğiz. Sayın Çipras, Türkiye’ye gelip bu ofisi kullanmak isterse her zaman kullanabilir, değerlendirebilir" ifadesini kullandı.
-Kilis'e yapılan saldırı
Gazetecilerin sorulanı da yanıtlayan Davutoğlu, Kilis'e yapılan roketli saldırıyla ilgili soru üzerine, şunları kaydetti:
"Bugün Kilis'te üzücü olay yaşadık, Kilis'teki sınırımızın öte yakasından DEAŞ tarafından bir roket atışı söz konusu oldu. 2 vatandaşımızı kaybettik, angajman kuralları çerçevesinde misliyle ve daha fazlasıyla mukabele edildi. Sayın Valimizden ve ilgili güvenlik birimlerimizden gerekli bilgileri aldık. Türkiye'ye yönelik her türlü saldırıya en şiddetli şekilde mukabelede bulunması konusunda da zaten TSK'ya verilmiş talimatlarımız var. Bu konuda alınacak her türlü tedbir gözden geçirilmiştir. Zaten hazırlıklarımız vardı. Bu da Suriye'deki ateşkesin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Zaten DEAŞ ateşkes tarafı değildi. DEAŞ ile ılımlı muhalifler arasında çatışmalar söz konusuydu. Bu çerçevede Türkiye'ye yönelik her türlü saldırıya anında mukabelede bulunacaktır."
-"Türkiye içindeki göçmen sayısında herhangi bir artış olmayacak"
Brüksel'de prensipte anlaşmaya varılan taslağa göre, geri kabul formülünün uygulanabilir olup olmadığının sorulması üzerine de Davutoğlu, şunları söyledi:
"Vardığımız mutabakat konusu, bu üzerinde detaylı şekilde çalışılmış plandır. Aldığımız bütün tedbirlere rağmen , 29 Kasım’dan bu yana Türkiye'yi bir transit göç yolu gibi kullanmak isteyen insan kaçakçıları var. Bu insan kaçakçılarının yol açtığı insani trajediler, sahillerimize çocuk bedenleri var. Bunlar karşısında bizim kayıtsız kalmamız mümkün değil. Bu Türkiye'nin, Yunanistan, Avrupa'nın sebep olduğu kriz değil. Ama önümüzde böyle kriz varsa herkes elini taşın altına koymalı. Bunun birinci derece sorumluları Suriye rejimidir, oradaki terör örgütleridir ve son dönemde Rusya'nın artan hava saldırıyla ortaya çıkan tablodur. Ayrıca Suriye’de bağımsız olarak başka ülkelerden bu koridoru kullanmak niyetiyle gelen savaş mağduru olmayan bazı art niyetli guruplar var.
Bunlara karşı dün teklif ettiğimiz çerçeve ve uzun müzakerelerden sonra Avrupa Birliği tarafından da kabul gören çerçeve, bu düzensiz göçü düzenli hale getirebilmek, uluslararası hukuk normlarını oturtabilmek için birlikte çalışma kararı aldık. Ege'de bu anlamda yakalanan göçmenler veya Ege adalarına geçmek isterken yakalanan göçmenler, Türkiye tarafından alınacak ancak bu göçmenlerin sayısı kadar göçmen de böyle bir maceraya yürümemiş, uluslararası hukuk kurallarını çiğnememiş ve mülteci hukuku çerçevesinde Avrupa'ya gitmek isteyen göçmenler için aynı sayıda göçmen Avrupa'ya gönderilecek. Dolayısıyla Türkiye içindeki göçmen sayısında bu sebeple herhangi bir artış olmayacak."
-"Ne kadar alıyorsak o kadar sayıda göçmeni Avrupa'ya göndereceğiz"
"Ne kadar göçmeni alıyorsak o kadar sayıda göçmeni düzenli olarak, ayrı göçmenleri tabi düzenli olarak Avrupa'ya göndereceğiz" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bu konuda Sayın Rutte ile Sayın Merkel ile vardığımız mutabakat var. Bu düzensiz göç engellenince düzenli göç, AB'nin tespit ettiği prensipler çerçevesinde sürmeye devam edecek. Aksi takdirde, bunu yapmamamız durumunda düzensiz göçü teşvik eden tablo ortaya çıkıyor. Esas hedef düzensiz göçü ve bu tür maceracı eğilimleri engellemek, caydırmak, düzenli göçü de kurallarını koyup Avrupa'nın kabul edeceği göçmenleri de bizim kamplardan, Türkiye'deki Suriyelilerden tespit ederek, gönüllü şekilde gitmek istemeyen, zorlayacak değiliz, gönüllü şekilde gitmek isteyenler de normal yollarla gidecekler. Bunun maliyetine bakıldığında geri kabul dolayısıyla zaten bu Türkiye-AB arasındaki Geri Kabul Anlaşması'nın gereğiydi, 1 Haziran'da devreye girecek olan. Bunu öne almış olduk. Bunun karşılığında da AB vize muafiyeti haziran ayında başlayacak. Bu önemli kazanımdır vatandaşlarımız için."
(Sürecek)