Güncelleme Tarihi:
ÇOCUKLUĞU Bursa’da geçen, 23 yaşında yaşadığı kornea rahatsızlığı sonucu görme yetisini tamamen kaybeden Necdet Turhan’ın hayatı, 1987 yılında Ankara Körler Rehabilitasyon Merkezi’ne gelmesiyle bambaşka bir boyut kazandı. Bursa’da okuduğu Akşam Lisesi’ni açıktan bitiren Turhan, Körler Rehabilitasyon Merkezi’nde geçirdiği beş aylık sürecin ardından üniversite sınavlarına hazırlanmaya başladı.
Matematik öğretmeni ablası Nazile Turhan’ın da yardımıyla sınava hazırlanan Turhan, 1989 yılında ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazandı. Yatay geçişle girdiği Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi’ni 1994 yılında şeref öğrencisi derecesiyle bitiren Turhan, kendisini milli atlet olmaya götüren süreci Ankara Hürriyet’e anlattı:
İlk deneyim Ilgaz’da
“Dağa olan tutkum, çocukluk yıllarımda başlamıştı. Uludağ’a alabalık tutmak için giderdik. ODTÜ yıllarımda da ODTÜ Dağcılık ve Kış Sporları Kolu’na girdim. Görme engelli olduğum için ilk başta insanlar şaşırdı. Ama elbirliğiyle sorunları aşama aşama geçtik. Üç yıl boyunca temel bir eğitim aldım. Daha sonra ilk deneyimimi Ilgaz Dağı’nda yaşadım ve burada yürüme tekniğimi buldum. İlk ciddi tırmanışımı da 1993 yılında Beydağları’na gerçekleştirdim. Daha sonra 1994 yılında da Erciyes Zirvesi’ne tırmandım.
5 kıta 5 maraton 5 zirve
2002 yılında ‘5 kıtada 5 maraton, 5 zirve’ projesine karar verdim. Bu kapsamda, beş kıtada maraton koştum. İki kez milli oldum. Maratonlarla birlikte eş zamanlı olarak tırmanışlarım da sürdü. İlk olarak 2002 yılında 5 bin 137 metre olan Ağrı’nın zirvesine ulaştım. Daha sonra 2008 yılında Afrika’nın en yüksek noktası olan 5 bin 195 metre yüksekliğindeki Klimanjaro Dağı’na tırmandım. Son olarak da ODTÜ Dağcılık Kolu antrenörü Nevzat Öntaş, ODTÜ Spor Kulübü antrenörlerinden Haldun Ülkenli, Uluslararası dağ rehberi Mustafa Kalaycı ile uluslararası kaya tırmanıcısı Öztürk Kayıkçı’dan oluşan bir ekiple Fransa zirvemizi gerçekleştirdik.
Sonra iki dağcı düştü
Kayalık etaplar çok tehlikeliydi. Ağustos ayıydı ve biz tırmanırken başlayan yağmur, yükseklere çıktıkça kara dönüştü. Hedefimiz 4 bin 810 metreydi fakat, 3 bin 500 metre noktasındaki kayalık etapdan geri dönmek zorunda kaldık. 3 bin 200 metre yükseklikteki Teterousse Zirvesi’nde bayrağımızı açtık. Biz Türkiye’ye dönerken, ekipten arkadaşlarımız orada kalıp dağı takip ettiler. Maalesef biz ayrıldıktan sonra yabancı iki dağcı düşerek yaşamını yitirmiş.
Bundan sonraki hedefim beş kıta projemi bitirmek için iki kıtada daha tırmanış yapmak. Diğer yandan sponsor desteğine de ihtiyacım var. Benimle ilgili detaylı bilgi edinmek isteyenler de, www.necdetturhan.com adresinden iletişime geçebilirler.
Çan sesini takip ediyorum
TIRMANIŞLAR sırasında önümdeki arkadaşım bir çan tutuyor ve çan sesini takip ediyorum. Çok tehlikeli yerlerde beni yönlendiriyorlar. Eğer, çan sesine iyi konsantre olabilirsem, kafamda kendiliğinden zihin fotoğrafları oluşuyor. Tehlikeyi aşağıya çekmiş oluyorum. Kafamdaki zihin fotoğraflarıyla tırmandığım yeri de hayal ediyorum.
Emek gerekli
NECDET Turhan, her gittiği zirveye yanında mutlaka iki pankart taşıyor. Bu pankartlardan birinde, “Yaşamı sevmek için yürek, başarmak için emek gerek” diğerinde ise “Dağa göz değil, yürek tırmanır” yazıyor.