Güncelleme Tarihi:
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk adliye binası olan ‘Adliye Vekâleti’, konumlandığı Anafartalar Caddesi’nin en görkemli yapılarından. 63 yıl boyunca ‘Ankara Adliyesi’ olarak hizmet veren yapı, dönemin ünlü şahsiyetlerinin yargılamalarına ev sahipliği yaptı. Deniz Gezmiş, Nâzım Hikmet, Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Arif Damar, Yılmaz Güney, Zülfü Livaneli, Süleyman Demirel gibi sanat ve siyaset dünyasının önemli isimlerinin davaları bu binada görüldü.
DURUŞMA SALONLARINDA FİLM GÖSTERİMLERİ
“Yeni Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte çok sayıda kamu binası ihtiyacı doğuyor. Bunlardan bir tanesi de adliye. İçinde bulunduğumuz yapı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk adliye binası. 1925-1926 yılları arasında inşa ediliyor ve 1989 yılına kadar kullanılıyor. Ankara Adliyesi’nin 1989 yılında Sıhhiye’deki yeni adresine taşınma kararı alındıktan sonra bina 2000’li yılların başında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devrediliyor. Yapıldığı dönemde caddenin en güzide yapılarından bir tanesi. En önemli özelliği ise bugün mevcut olmayan kubbesi. Ne zaman kaldırıldığına dair bir bilgimiz yok. Binanın aslına uygun restore edilmesi için gerekli ön hazırlıkları yapıyoruz. Taştan yapılmış, ‘yığma’ diye tabir ettiğimiz bir mimari özelliği var. Adliye iken kullanılan iki duruşma salonu, bugün İl Kültür Turizm Müdürlüğü’müz ve Sinema Genel Müdürlüğü tarafından kullanılıyor. Bu iki salonda zaman zaman tiyatro oyunları ve film gösterimleri düzenliyoruz. Binamız geniş merdivenleri ile ünlü. Her şeyi ile döneminin teknoloji ve yeniliklerine sahip modern bir bina diyebiliriz. Binada otomatik yangın muslukları ve saatler mevcut. Ayrıca her büro ve oda içinde telefon tesisatı olması, o dönem için büyük yenilik.”
ADLİYE MERDİVENLERİ GİBİ
Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi’ne özgü karakteristik özellikler taşıyan bina, dönemin ünlü mimarlarından olan ve Ankara’da birçok eseri bulunan mimar Arif Hikmet Koyunoğlu imzası taşıyor. Üç katlı bina, karşılıklı iki blok üzerine yükseliyor. Bloklar arasındaki bağlantı görkemli merdivenleri ve bina içindeki koridorlardan yapılıyor. Ön cephedeki geniş saçaklar ve üst katın pencere saçaklarına kadar uzanan turkuaz rengi çiniler, binanın süsleyici unsurları olarak göze çarpıyor. Kalın duvarları, ahşap çift kanatlı pencereleri, girişten itibaren iki taraflı geniş merdivenleri ve yüksek tavanları ile dikkati çekiyor. Binanın geniş merdivenleri ise döneminde Ankara’da nam salmış. Öyle ki, Ankara’da geniş bir şeyi tarif etmek için ‘Adliyenin merdivenleri gibi’ tabiri kullanılırmış. Binanın birinci ve ikinci katı, adliye olarak kullanıldığı dönemde Ağır Ceza Mahkemeleri’ne, üçüncü katı ise Ankara Barosu’na ev sahipliği yapıyordu.