Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye; sınırlarının yanı başında yaşanan böyle bir rezalete, çarpıklığa ve tehlikeye sessiz kalamaz

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2017 13:35

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye; sınırlarının yanı başında yaşanan böyle bir rezalete, çarpıklığa ve tehlikeye sessiz kalamaz

Haberin Devamı

Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA) - CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Kuzey Irak'ta yapılan referandumla ilgili "Referandumu Kuzey Irak yönetimi gerçekleştiriyor, tek desteği İsrail veriyor, daha sandıklar açılmadan kutlamayı PKK'lılar yapıyorsa orada masumiyet de meşruiyet de yoktur. Türkiye; sınırlarının yanı başında yaşanan böyle bir rezalete, çarpıklığa ve tehlikeye sessiz kalamaz. İsrail bayraklarının orada dalgalanması, sizi kurtarmaz. Ekonomik yaptırımlardan askeri seçeneklere kadar tüm ihtimaller, şu anda masadadır. Hava sahaları, kara, hepsi masadadır. Bütün bu opsiyonlar, şu anda masada görüşülmektedir" dedi. 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni'ne katıldı. Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç da yer aldı. 
Törende hitap eden Erdoğan, 'araştırma üniversitesi' olarak belirlenen 10 üniversiteyle yedek olarak belirlenen üniversiteleri açıkladı. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Araştırma üniversitelerimize, yüksek öğretim alanındaki hedeflerimize ulaşma konusunda çok büyük görevler düştüğünü hatırlatmak istiyorum. Kalite kurulu da oluşturulmuş durumda. Bu kurul sayesinde, ülkemizdeki yüksek öğretim çalışmalarını idari ve mali açıdan bağımsız bir kalite güvence sistemine kavuşturmuş oluyoruz. YÖK'ün, üniversitelerimizi dünyada rekabet edebilir düzeye taşıyacak yenilikler konusundaki çalışmaları yakından takip ediyorum ve kendilerini tebrik ediyorum" diye konuştu. 

"EĞİTİM-ÖĞRETİM VE KÜLTÜRDE ARZU ETTİĞİMİZ GELİŞMEYİ SAĞLAYAMADIK"
Üniversitelerin sorunlarının çözümü için gereken adımları atmaya hazır olduklarını belirten Erdoğan, "Bunun karşılığında üniversitelerimizden tek bir talebimiz var. O da bilim üretmeye hız vermeleri ve ülkemizin kalkınmasına daha fazla katkı sağlamalarıdır. YÖK'ün, üniversitelerimizin bilimsel performanslarını objektif olarak ortaya koymak suretiyle bu konuda hükümeti ve kamuoyunu bilgilendirmesini, çalışmaların daha sağlıklı yürütülmesini sağlayacaktır. Öğretmen kalitesi, meselenin önemli boyutlarından biridir. Bunun yanında müfredattan ders kitaplarına ilk, orta, lise ve yüksek öğretime geçişteki sistemlere kadar eğitim ve öğretimde çözmemiz gereken pek çok sorunumuz bulunuyor. Bu, bir özeleştiridir aynı zamanda. İki alanda arzu ettiğimiz gelişmeyi sağlayamadık. Bunlar; eğitim-öğretim ve kültürdür. Eğitim ve öğretim, nesillerin mimarlığıdır. Eğitim ve öğretim kurumları da nesillerin inşa edildiği yerlerdir. Böylesine önemli bir konuda en küçük ihmale, aksaklığa, yanlışlığa tahammülümüz olamaz" dedi. 

"EĞİTİM-ÖĞRETİMDE İSTEDİĞİMİZ NETİCEYİ ALAMADIKÇA YENİ ARAYIŞLAR İÇİNE GİRİYORUZ"
Son günlerde, kendisine ders kitaplarının içeriği konusunda daha fazla şikayet gelmeye başladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben, bu şikayetleri ilgili arkadaşlarımla başta hükümet yetkililerimiz olmak üzere bunları paylaşıyorum. Demek ki burada bir sıkıntı var. Milli Eğitim Bakanımızla bu meseleyi konuştuk. Gerekli tespitler derhal yapılacak ve tedbirler alınacak; dediler. Eğitim ve öğretimde istediğimiz neticeyi alamadıkça tabii olarak yeni arayışlar içine giriyoruz. Bu da ayrı bir eleştiri konusu oluyor. Sınav sistemlerini defalarca değiştirdiğimiz halde hala öğretmenlerimizi de öğrencilerimizi de velilerimizi de memnun edecek bir sonuca ulaşamadık. Bu sosyolojik bir olaydır. Bunu bu şekilde ele almak mecburiyetindeyiz. Burada bir toplumun inşası söz konusu. Yaptığımız son düzenlemeye rağmen müfredat ve ders kitapları hususunda da istediğimiz neticeyi elde edemediğimiz anlaşılıyor. Ne yapıp, edip eğitim ve öğretim meselesini çözmek mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde 2053 ve 2071 vizyonlarımızın içi boş kalacak" diye konuştu. 

"EN İYİ OKUL, EVLADIMIZIN EVİNE EN YAKIN OKULDUR"
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sisteminin kaldırılmasına ilişkin daha önce açıkladığı görüşünü hatırlatan Erdoğan, "Çocuklarımızı bu tür sınavların eziyetinden kurtarmakta kararlı olduğumuzu açıklamıştık. Özel nitelikli belli okullar dışında, lise eğitiminde ortalama bir standardı tutturduğumuzda hiçbir öğrencimizin böyle bir arayışı zaten kalmayacaktır. Bunların çıkış yolları, çok ama çok fazla. Öyleyse biz, yavrularımızı sınav noktasındaki bu sıkıntılardan arındırmamız ve kendilerini tamamıyla derslerine ve okullarındaki çalışmalarına yönlendirmemiz lazım. En iyi okul, aslında evladımızın evine en yakın okuldur. Bu, benim şu anda ortaya attığım bir iddiadır" dedi. 

"YAVRULARIMIZI OKULLARIMIZDA BİRER TERÖRİST OLARAK YETİŞTİRİYORLAR"
Türkiye'de, idealist öğretmen noktasında sıkıntı yaşandığını savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Artık bina, derslik ve personel konusunda ciddi bir eksiğimiz aşırı derecede yok. Ancak idealist öğretmen noktasında sıkıntımızın olduğunu söyleyebilirim. Kuralar çekiliyor. Güneydoğu, Doğu buralara gidecek öğretmenlerimiz; bakıyorsunuz hemen gider gibi yapıyor. Ondan sonra tekrar Ankara, İzmir, İstanbul, Orta Anadolu buralara doğru gelmenin yollarını arıyor. Yok eş durumuydu, yok şuydu, yok buydu; ama o gün kura çekildiğinde çıkınca sevinçten sıçrıyor. Ben de diyorum ki burada süre meselesini halletmek suretiyle öğretmenlerimizin kendilerini özellikle bu bölgelerde terör zihniyetiyle idealizmi birleştirmiş olan öğretmenlerin eline bırakmayalım. Çünkü oradaki yavrularımız için malum bölücü terör örgütünün zihniyetiyle zehirlenmiş öğretmenlerimiz yok mu? Var ve onlar bizim yavrularımızı okullarımızda birer terörist olarak yetiştiriyor. Benim şu anda en çok mutlu olduğum, üniversitelerimizde, lise, orta buralarda geçmiş dönemlerde olduğu gibi terörün ciddi manada azaldığıdır. Bizim dönemlerimizle zaten mukayese edilmez. Çok çok düşmüş vaziyette. Neredeyse sıfırlanma noktasına geliyor. Bunu daha ileriye taşımamız lazım. Ben öğretmen adayı olan tüm evlatlarımıza sesleniyorum. Kurada Doğu Anadolu'dan, Doğu Karadeniz'den bir il çıktı. Gitmemek, diye bir şey yok. 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının her yerinde görev yapmaya hazır olan öğretmen, idealist öğretmendir"

"FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ DENİLEN AHLAKSIZLAR DA BUNU YAPTI"
YÖK Başkanı Saraç'ın üniversiteye giriş sınavıyla ilgili açıkladığı yenilikleri değerlendiren Erdoğan, "Yüksek öğretime geçiş sınavı konusunda da öğrencilerimizin işlerini kolaylaştıracak formüller geliştirmemizde fayda var. YÖK Başkanımız, bazı müjdeler verdi. İnşallah bunları daha da kolaylaştırırız ve böylece öğrencilerimiz, üniversiteye geçişte bu kolaylıkla birlikte öyle eskiden olduğu gibi sağdan, soldan, dışarıdan; müfredatı bırakıyor. Müfredatın dışında sorular çıkıyor. Böyle şey olur mu? O FETÖ terör örgütü denilen ahlaksızlar, bunu da yaptılar. Bu ülkede kalktılar, kendilerinin dershanelerinin verdiği sorularla üniversite imtihanı da yaptılar. O kitaplarla maalesef çocuklarımız belli istikametlere yönlendirildi. Artık bunlardan kurtulmaya başladık; fakat tamamıyla kurtulmamızın gereğine inanıyorum. Milli eğitimin müfredatı noktasında, bakanlığımızla YÖK'ün iş birliği büyük önem arz ediyor. Daha sade, daha kolay ulaşılabilir, evlatlarımızın üzerinde daha az baskıya yol açan bir sistemi hep birlikte geliştirmeli ve bir an önce hayata geçirmeliyiz" diye konuştu. 

'ALMANYA' AÇIKLAMASI: HÜKÜMET KURAMAYACAKLAR
Almanya'daki seçim sonuçlarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Almanya'da bir seçim oldu. Bizde de bir referandum oldu. Bu referandum sürecinde Türkiye'ye nasıl saldırdıklarını gördünüz. Şimdi, kendi seçimlerinde bize saldırıyorlar. Seçimin bizimle ne alakası var? Almanya'da yaptığınız seçimde, bizi niye kullanmaya çalışıyorsunuz. Ne oldu? Şimdi hükümet kuramayacaklar, bakın göreceksiniz. Bu da birkaç aylarını alır. En az birkaç aylarını alır. Hollanda, saldırdı, saldırdı; hala hükümet kuramıyor. Niye? Dürüst siyaset, dürüst politika çok önemli. Zannediyorlar ki biz, Türkiye'ye vurursak çok puan alırız. İşte alamıyorsunuz ve alamayacaksınız. Kaybedeceksiniz. Biz, dürüst siyaset yapmaya devam edeceğiz. Zihinlerini ya bir terör örgütünün ya da başka bir gücün emrine vermiş olanlarla ne eğitimi ne adaleti ne de başka bir meseleyi konuşma imkanı bulamazsınız. Elinde sadece çekici olan, her şeyi çivi gibi görür. Niye? Çünkü çekiç, çivi çakmaya yarar. Bunların da ellerinde sadece ihanet çekici olduğu için sürekli Türkiye'ye ve Türk milletine zarar vermek için uğraşıyorlar. Olay bu; ama meydanı bunlara bırakmadık ve bırakmayacağız" dedi. 

ERDOĞAN'DAN BARZANİ'YE: SENİN BAĞIMSIZLIĞINI KİM KABUL EDECEK?
Kuzey Irak'taki 'bağımsızlık referandumu'nun, Irak anayasası bakımından hiçbir hükmü olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Henüz mevcut çatışmaların önü alınamamış, istikrarsızlıklar ortadan kaldırılamamışken, bir süredir yeni bir krizle daha karşı karşıyayız. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, tüm ikazlarımıza, tüm karşı çıkmalarımıza rağmen 'bağımsızlık referandumu'nu yapmakta ısrarcı davrandı. Esasen bu referandumun, mevcut Irak anayasası bakımından hiçbir hükmü yok. İsrail dışında bu girişimi destekleyen hiçbir ülke ve uluslararası kuruluş da yok. Kuzey Irak'ın inanç ve köken bakımından çok renkli bir yapıya sahip ikliminde, tek bir grubun böyle bir teşebbüse girişmesi; yeni çatışmaların ve acıların habercisi olmaktan başka anlam taşımıyor. Şimdi yaptın. Neymiş? Yüzde 90-92 ile onaylanmış. Bunun bir kıymeti harbiyesi var mı? Senin bağımsızlığını kim kabul edecek? İsrail. Dünya, İsrail'den ibaret değil ki. Sen, bir İsrail'le neyi elde edeceksin? Bunlar siyaseti de bilmiyor. Sadece 'Biz yaptık, oldu' demekle olacağını zannediyorlar. Olmayacak, olamaz zaten"

"VANAYI KAPADIĞIMIZ ANDA İŞ BİTTİ"
Türkiye'nin, IKBY'ye uygulayacağı yaptırımlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Biz, yaptırımlarımızı uygulamaya başladığımız andan itibaren zaten ortada kalacaksın. Bir vanayı kapadığımız anda iş, bitti. Bütün geliri meliri hepsi ortadan kalkıyor. TIR'lar Kuzey Irak'a çalışmadığı anda bunlar, yiyecek, giyecek bulamayacaklar. Öyle bir duruma gelecek. Niye? Mecburuz, yaptırım. O zaman bunlara İsrail nereden, neyi, nasıl gönderecek? Buyursun, göndersin. Amerika'da bir görüşmemiz oldu. Netanyahu'yla münasebetleri sordular. Ben de kendilerine dedim ki 'Her şeyden önce bir münasebetin kurulabilmesi için Türkiye ile ortak paydada buluşmak lazım. Önce kendilerine söyleyin. Nereden çıktı bu Kuzey Irak Yerel Yönetimi'nin şu anda attığı adımı desteklemek? İsrail'den başka destekleyen var mı? Bunu, kendilerine söyleyin. Önce bunu gözden geçirsinler. Bunu gözden geçirmedikçe atacağımız birçok adımı da İsrail ile bundan sonra atamayız'. Türkiye'yi bölgede, oyun kurucu olarak görmeyenlerle bizim adım atmamız mümkün değil. Türkiye, bu bölgede oyun kurucudur. Türkiye'nin, İran'ın, Irak merkezi hükümetinin yani çevresindeki tüm ülkelerin karşı olduğu bir bağımsızlık girişiminin fiilen mümkün olması ve orada yaşayanları mutlu etmesi düşünülemez"

"ETNİK GRUPLARIN VARLIKLARINDAN SÖZ ETMEK, 'KÜRT DÜŞMANLIĞI' DEĞİL"
'Bu sabah, güzel bir istihbarat geldi' diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bir şoföre sormuş, Kuzey Iraklı. 'Ne yaptın, ne oy verdin?'. "'Evet' oyu verdim". 'Peki, bağımsızlığınız tanınmazsa ne olacak?'. 'Çoluğumu, çocuğumu alacağım; Türkiye'ye gideceğim' demiş. İşin mantığı yok. Memurunun maaşını ödeyemiyorsun. Memurunun maaşını öde, diye kredi veriyoruz. Sen kalkıp, böyle bir adımı atarken, 'soralım' demiyorsun. Türkiye, tabii ki buradaki süreci yorumlayıp, ona göre adım atacaktır. Açıkçası biz son ana kadar Barzani'nin böyle bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk. Demek ki yanılmışız. İlişkilerimizin tarihteki en iyi seviyesinde olduğu bir dönemde, önceden hiçbir danışma ve görüşme yapılmadan alınan bu karar, açıkçası ülkemize de ihanettir. Bu mesele, Barzani tarafının iddia ettiği gibi 'Kürtlerin hakkı' meselesi değildir. Sen orada zaten huzur içinde yaşıyordun. Eyalet devleti olarak sürdürüyordun. Aynı şekilde sürdür. Ne gerek var bu tür yollara girmene? Kuzey Irak'taki diğer etnik grupların varlıklarından ve haklarından söz etmek, 'Kürt düşmanlığı' değil. Binlerce yıllık hakikati dile getirmektir. Bu girişim, onların haklarının gaspı anlamına gelmektedir" diye konuştu. 

"İSRAİL BAYRAKLARININ ORADA DALGALANMASI, SİZİ KURTARMAZ"
Referandumu meşru kabul etmenin mümkün olmadığını yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Kimse kimseyi kandırmasın. Referandumu Kuzey Irak yönetimi gerçekleştiriyor, tek desteği İsrail veriyor, daha sandıklar açılmadan kutlamayı PKK'lılar yapıyorsa orada masumiyet de meşruiyet de yoktur. Bu, böyle bilinsin. Nasıl ve hangi şartlarda fiiliyata geçirildiği meçhul olan bu referandumla ilgili açıklanan katılım oranı da çıkan sonuçlar da şaibelidir. Çünkü yapılan iş, şaibeli. Bu referandumu meşru kabul etmek, mümkün değildir. Irak coğrafyası, önümüzdeki dönemde en az DEAŞ tehdidi kadar hatta ondan çok daha fazla yıkıcı ve acı sonuçları olacak olayların içine itilmeye çalışılmaktadır. Türkiye sınırlarının yanı başında yaşanan böyle bir rezalete, çarpıklığa ve tehlikeye sessiz kalamaz. Buradan Irak'taki tüm aklıselim kardeşlerimize sesleniyoruz. Gelin, bu oyuna düşmeyin. Gelin, kendinizi kullandırtmayın. Bugün sizi kışkırtanlar, yarın çekip, gidecekler unutmayın. İsrail bayraklarının orada dalgalanması, sizi kurtarmaz. Ekonomik yaptırımlardan askeri seçeneklere kadar tüm ihtimaller, şu anda masadadır. Hava sahaları, kara, hepsi masadadır. Bütün bu opsiyonlar, şu anda masada görüşülmektedir. Ümit ediyorum ki bunların hiçbirine gerek kalmadan Kuzey Irak yönetimi, aklını başına alır ve bu sonu karanlık olan maceradan vazgeçer"

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!