Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kuzey Irak'ın bağımsızlığıyla ilgili bir adım atmak, Irak'ın toprak bütünlüğünü tehdittir

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2017 13:45

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kuzey Irak'ın bağımsızlığıyla ilgili bir adım atmak, Irak'ın toprak bütünlüğünü tehdittir

Haberin Devamı

Bahar DEMİREL-Nursima KESKİN / ANKARA, (DHA) - CUMHURBAŞKANI ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak'taki bağımsızlık referandumu kararıyla ilgili "Kuzey Irak Yerel Yönetimi'yle ilgili yapılan açıklama, gerçekten bizi derinden üzmüştür. Böyle bir reform arayışı içerisine girmek, Kuzey Irak'ın bağımsızlığıyla ilgili bir adım atmak, Irak'ın toprak bütünlüğünü bir tehdittir ve yanlış bir adımdır. Bu kritik süreçte, böyle bir adım atılması kimsenin yararına değildir" dedi. 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de düzenlenen AK Parti grup toplantısında hitap etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun '7 milyon işsiz' açıklamasını eleştiren Erdoğan, "Ana muhalefetin başındaki zat konuşuyor. Yalan, yanlış. Hala 7 milyon işsiz varmış. Geçen gün Sayın Başbakan'ımız zaten gerekli cevabı verdi. Ayıptır. Senin bir defa kılavuzun karga. Kargaya da hakaret olmasın; ama böyle bir durum var. Türkiye eğer böyle bir konumda olsa şu anda yakaladığı büyümeye bakın. Türkiye, evelallah ufak tefek yurt dışı spekülasyonlara rağmen, o zaman da söyledik, 'Bu tamamen siyasi bir müdahaledir. Bunları aşacağız' dedik. Hedefimiz gelecek 10 yılda 10 bin megabatı güneş, 10 bin megabatı rüzgara dayalı yenilebilir enerji kaynağını harekete geçirmektir. 2002 yılında 195 olan baraj sayımıza bir kısmı enerji ve sulama bir kısmı sadece sulama amaçlı olan 423 yeni tesis ilave ettik. Hidroelektrik santrallerimizin sayısını da 49'dan 540'a çıkardık. Hükümet çalışıyor, koşturuyoruz. Bu barajların bir çoğu teröre rağmen terör bölgelerinde inşa edildi" diye konuştu.

"ANA MUHALEFET BUNDAN RAHATSIZ"
Türkiye'nin savunma sanayiinde ilerlemesinden ana muhalefet partisinin rahatsız olduğunu savunan Erdoğan, "Savunma sanayiinde, yüzde 80 dışa bağımlı bir ülkeden bugün kendi gemisini, kendi silahını, kendi füzesini, tankını, helikopterini yapan bununla yetinmeyip, ürettiklerini yurt dışına ihraç eden bir ülke konumuna geldik; ama ana muhalefet bundan rahatsız. Onu da söyleyeyim. Savunma sanayiinde, sen kalkacaksın, kendi silahlarını üreteceksin. Rahatsız. Hele hele bunun bir de ihracına başlayacaksın, hepten rahatsız. İstediğiniz kadar rahatsız olun. Bunları ithal eden bir Türkiye'den, ihraç eden bir Türkiye'ye geldik. Geleceğiz" dedi. 

"KİRLİ PAZARLIKLARLA İKTİDAR HAYALLERİ KURANLARI SANDIĞA GÖMDÜK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Hak ve özgürlükler konusunda geçmişte telaffuzu dahi imkansız düzenlemeleri cesaretle biz hayata geçirdik. Terör örgütleriyle ve onların gerisindeki güçlerle kararlı bir şekilde mücadele ederek, vatanımıza kem gözlerle bakanların heveslerini kursaklarında bıraktık. Demokrasiye sıkı sıkıya sahip çıkarak, kirli pazarlıklarla iktidar hayalleri kuranları her seferinde Allah'ın izniyle sandığa gömdük. Bu aziz millet bu yolda bizi yalnız bırakmadı. İnanıyorum ki bundan sonra da bırakmayacak"

"VESAYETİN SELASINI VERMEK AK PARTİ'YE NASİP OLMUŞTUR"
Türkiye'nin, ne çektiyse siyaset ve toplum mühendislerinden çektiğini söyleyen Erdoğan, "Bu millete en büyük zulmü dilinden 'halk' ve 'halkçılık' kelimelerini eksik etmeyen müstebitler yapmıştır. Değerlerimize, tarihimize, kültürümüze yabancı bir hayat tarzını yıllarca çağdaşlık kılıfı altında milletimize dayatanlar, cumhurla cumhuriyet arasındaki bağı koparmıştır. Bu sahte projeyle ülkenin imkanları bir avuç seçkine peşkeş çekilirken, millet fakirleşmiş, temel insani ihtiyaçlarını karşılamaktan dahi aciz duruma düşmüştür. Ülkemizde vesayetin selasını vermek de onun izinden giden siyaset anlayışını tarihe gömmek de AK Parti'ye nasip olmuştur" dedi. 

"İSTİKLAL CADDESİ'NDE BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TEMSİLCİLERİYLE KOL KOLA YÜRÜYORLAR"
Gezi olaylarıyla hükümetin çevreci olmamakla suçlandığını dile getiren Erdoğan, "Zahirde elit, hakikatte lümpen olan bu çevreler, ellerindeki tüm imkanları bizi karalamak için seferber ettiler. Yol, hastane, okul, cami, hangi hizmeti yapmaya kalktıysak hemen karşımıza dikildiler. Havalimanı, baraj, köprü inşa etmek istediğimizde birden bire çevre hassasiyetleri kabardı. Zannedersin ki çevreci. Biz milyonlarca ağaç dikiyoruz, onlarsa 'Bunlar çevreci değil, çevre düşmanı' hep böyle saldırdı. Bu Geziciler değil mi, 10-12 tane ağacı bir yerden başka yere taşırken, isyan edenler? Çünkü bunlarda ağaç taşıma kültürü de yok. O da ayrı bir beceri. Artık Batı'da bakıyorsun, devasa ağaçları bir yerden bir yere nakledebiliyorlar. Bunlar başka yerde geziyor. Bunlar böyle Gezici. Ama alışacaklar. 4'üncü yılını da kutlasalar, 40'ıncı yılını da kutlasalar yine buna alışacaklar. Bunlar İstiklal Caddesi'nde istiklalimiz ve istikbalimiz için yürümüyorlar. İstiklal Caddesi'nde bölücü terör örgütünün temsilcileriyle el ele, kol kola yürüyorlar. Bunların yaptığı bu" diye konuştu. 

"'DEVRİMCİ ŞİDDET' GÜZELLEMELERİYLE ELİ KANLI TERÖRİSTLERİ GENÇLERİMİZE ROL MODEL OLARAK SUNDULAR"
Lafla barış olmayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Bunlar, terör örgütlerine gösterdikleri sempatinin onda birini kendi insanına göstermediler. Sarıldıkları ideolojilerin içinde şiddet, zulüm ve baskıdan başka bir şey bulamazsınız. Hep bunu yaptılar. Sembolleştirdikleri tarihi şahsiyetlerin geçmişlerine baktığınızda göreceğiniz tek şey var. İsim vermeyeceğim, siz anlarsınız. 'Ölüm tarlaları' ve 'kuru kafa kuleleri'dir. Bunları sembolleştirdiler. Senelerce 'devrimci şiddet' güzellemeleriyle eli kanlı teröristleri gençlerimize rol model olarak sundular. Yaşamak ve yaşatmak yerine ölmek ve öldürmek üzerine mesajlar vererek, körpe zihinleri ifal ettiler. Bakıyorsunuz beyefendi çıkıyor, konuşuyor. 'Barış', 'sevgi' lafla 'Barış', 'sevgi' olur mu? Bal, bal demekle ağız tatlanır mı? Balı yersen ağız tatlanır. Bunların kirli yüzlerinin farklı tonlarına terörle mücadelemizde, Gezi olaylarında, 15 Temmuz darbe girişiminde, son yıllarda yaşadığımız her kritik hadisede bunlara şahit olduk"

"AYBÜKE KIZIMIZ İÇİN YÜREĞİ YANMAYAN TAŞ KALPLİLERİN DERTLERİ İNSAN DEĞİLDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Terör örgütüne arka çıkarak, 'katil devlet' bildirileri yayımlayanlar, bugün de nerede ve nasıl öldüğü meçhul bir kadın terörist üzerinden yine aynı oyunu oynuyorlar. Buna karşılık aynı çevrelerin karne günü PKK'lı teröristlerce şehit edilen Aybüke öğretmenle ilgili ciddi bir tavrına, üzüntü beyanına, bir tepkisine şahit oldunuz mu? Terörist cenazesinde birbirilerini ezen sözüm ona milletvekilleri, yazarlar, aydınlar, gazeteciler Aybüke öğretmenimiz için terör örgütünün katlettiği diğer masumlar için kıllarını kıpırdattılar mı? Elbette hayır. Daha hayatının baharında tüm ümitleri ve heyecanıyla birlikte toprağa verilen Aybüke kızımız için yüreği yanmayan taş kalplilerin dertleri kesinlikle insan değildir. İnsan hakları hiç değildir. Bunların tek derdi, terör örgütlerinin kalemşörlüğünü yapmaktır. Bunların tek gayesi, teröristleri ve onların kanlı eylemlerini toplum nezdinde aklamaya çalışmaktır"

"AK PARTİ'NİN EN ÖNEMLİ BAŞARILARINDAN BİRİ MASKELİ BALOYU SONA ERDİRMESİ"
Türkiye'ye ve Türk milletine karşı ihanet içine girenlerin maskelerinin düşürülmeye devam edileceğini belirten Erdoğan, "AK Parti'nin son 14 yıldaki en önemli başarılarından biri de maskeli baloyu sona erdirmesidir. Bitecek bu, bitecek. Burada öyle durmak yok. Ara vermek yok. Şu istasyonda takılalım yok. Bu işi bitireceğiz Allah'ın izniyle. Üzerine üzerine gideceğiz. Bu milletin huzuruna, mutluluğuna kast edenlere bu işin hesabını soracağız. Onun için de bu mücadelede ara vermek yok, devam. Bundan sonra da sıfatı ve konumu ne olursa olsun ülkesine ve milletine karşı ihanet içine girenlerin maskelerini düşürmeye devam edeceğiz" dedi. 

"BİR ÜLKENİN HALKINI HER ALANDA TECRİT ETMEYE KALKMAK İNSANİ DEĞİL"
Katar kriziyle ilgili de açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Bölgemizde Katar'a yönelik mesnetsiz iddialarla başlatılan yaptırımlar kriziyle karşı karşıya kaldık. Türkiye olarak bu meselede, tavrımızı en başından beri net bir şekilde ortaya koyduk. Bölgemizde terör örgütlerine ve onları birer maşa gibi kullanan güçlere karşı birliğe, beraberliğe, dayanışmaya her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Katar'daki gelişmeler, Katar'a ve Katar vatandaşlarına yönelik yaptırımların uzandığı yerlere baktığımızda çok ciddi bir yanlışın içine düşüldüğünü görüyoruz. Bir ülkenin halkını her alanda tecrit etmeye kalkmak, insani değildir. İslami hiç değildir. Bizim dahi kesinlikle tasvip etmediğimiz yöntemlerin, teröre destek ithamıyla bağımsız bir ülkeye karşı uygulanmaya çalışılması kabul edilemez. Üstelik Katar, teröre destek veren değil; tam tersine bölgemizde çok ciddi yıkıma ve acıya yol açan terör örgütü DEAŞ'a karşı Türkiye ile birlikte en kararlı duruşu gösteren ülkedir. Birbirimizi lütfen aldatmayalım" diye konuştu. 

"YPG'YE VERİLEN SİLAHLARIN ÜLKEME TEHDİT OLUŞTURMADIĞINI KİM GARANTİ EDECEK?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "İftira kampanyalarıyla Katar'ı adeta bir suçlu gibi göstermenin bölgeye hiçbir faydası yoktur. PKK'nın yavruları olan PYD'ye ve YPG'ye sahip çıkanlar, bu verdikleri kararlarla bedeli ödenmeyecek yanlış adımlar atıyorlar. YPG de PYD de bunların her ikisi de PKK'nın düşük çocuklarıdır. Bunu böyle biliniz. Bunu biz ilgili her yere aynen söyledik. Yanlış yapıyorsunuz, dedik. Bunlarla sizin beraber olmanız hele hele Amerika'ya hiç yakışmaz; dedik. Bir ülkeyi terör örgütlerine maddi yardımda bulunmakla suçlayacaksınız; ama öbür taraftan kalkıp, PYD'ye, YPG'ye tonlarca silah aktaracaksınız. Bu neyle izah edeceğiz? Bunlar bilinmiyor mu? Her şey ortada. Şu anda YPG'ye verilen silahların, benim ülkeme tehdit oluşturmadığını bana kim garanti edecek?"

"SUUDİ ARABİSTAN KRALI, KÖRFEZ'İN BÜYÜĞÜ OLARAK BU İŞİ ÇÖZMELİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suudi Arabistan Kralı, Körfez'in büyüğü olarak bu işi çözmelidir. Bu iş için atılması gereken adımlara öncülük etmelidir, diye özellikle düşünüyorum. Fransa Cumhurbaşkanı ve Katar Emiri ile telekonferans yoluyla bugün üçlü görüşme yapacağız" dedi. 

"KUZEY IRAK'IN BAĞIMSIZLIĞIYLA İLGİLİ ADIM ATMAK, IRAK'IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE TEHDİT"
Kuzey Irak'taki bağımsızlık referandumu kararının yanlış olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Özellikle Irak'taki Kuzey Irak yerel yönetimiyle ilgili yapılan açıklama, gerçekten bizi derinden üzmüştür. Böyle bir reform arayışı içerisine girmek, Kuzey Irak'ın bağımsızlığıyla ilgili bir adım atmak, Irak'ın toprak bütünlüğünü bir tehdittir ve yanlış bir adımdır. Temenni ederim ki yapılacak işler, istişare yoluyla yapılsın. Bu bölgede, Kuzey Irak yerel yönetimi yalnız değildir ve Kuzey Irak yerel yönetimiyle birlikte Musul'da Araplar, Kerkük'te Türkmenler hep birlikte yaşıyor. Biz, bir barış içerisinde, özellikle bu bölgede bütün bu adımların atılmasını ve Irak'ın bütünlüğünü hep savunduk ve savunmaya da devam ediyor. Biz, bunlar savunurken, maalesef zaman zaman orada ipin ucunun kaçtığını gördük. Bu, bizi üzmüştür ve Dışişleri'miz zaten bu konuyla ilgili açıklamaları da yapmıştır. Bu kritik süreçte, böyle bir adım atılması kimsenin yararına değildir"

"İÇ TÜZÜK ÇIKANA KADAR TATİL OLMAMALI, BU İŞ BİTMELİ"
İç tüzük çalışmaları üzerinden Meclis'in çalışmalar bitene kadar çalışmasını talep eden Erdoğan, "Şu anda AK Parti ve MHP, el ele verirler ve iç tüzüğü hayırlısıyla bitirip, parlamentomuzun daha işlevi güçlü hale gelmesini sağlarlar. Mevcut iç tüzük bitmiştir, tükenmiştir. Bununla parlamento çalışmaz, çalıştırılmaz; bunu görüyoruz. Süratle bunu artık bitirmemiz lazım. Hiç bu işi geciktirmeyelim. Bu konuda hemen atılacak son adımları da atalım. İç tüzüğü halledelim. Bu hafta sonu nasıl ki tatil yok diyorlarsa, iç tüzük çıkana kadar tatil olmamalı ve bu iş bitmeli. İsterseniz demokratik bir işlev yaparız. 'Kabul edenler, etmeyenler deriz'. Kabul edilmiştir" diye konuştu. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!