CSO ADA Ankara’da İspanyol rüzgârı

Valeria Castro... ‘Biyoteknoloji’ bölümünden mezun olmanın eşiğindeyken, hayat planlarının laboratuvarlardan çok sahneye yakın olduğunu düşündü ve kendini çok sevdiği müziğe adadı. 24 Mart’ta ilk albümü ‘con cariño y con cuidado’yu yayınlayan ve bu akşam CSO ADA Ankara’da ilk kez Türk dinleyicilerle buluşmaya hazırlanan İspanyol şarkıcı ile hem albümünü hem müziğe olan tutkusunu hem de Ankara konserini konuştuk.

* Yeni jenerasyonda genç kuşağın en sevilen isimlerinden biri oldunuz ve kısa bir süre önce de ilk albümünüzü yayınladınız. Erken yaşta gelen bu başarıyı neye borçlusunuz?

Çok teşekkür ederim. 6 yaşında piyano çalarak müziğe başladım ve hayatımın her zaman en önemli parçası müzik oldu. Samimi, sahici ve içimden gelen doğduğum toprakların melodilerini müziğime yansıtmam sanırım şarkılarımın çok sevilmesini sağladı. Sadece bir yorumcu olarak değil şarkı yazarı ve besteci olarak da dinleyenlere her zaman yeni şeyler sunmaya çalışıyorum. Sahici olan gözden kaçmıyor. Müziğe çok küçük yaşlarda başlamanın avantajını kullanıyorum sanırım.

* Yola erkenden çıktınız yani?

Kesinlikle. Kariyerimin ilk adımlarını genç yaşta atmak ve tüm enerjimi müziğe vermek benim için olabilecek en güzel şey.

* Müziğiniz, kültürünüzden de izler taşıyor diyebilir miyiz?

Kesinlikle. İspanya’daki Kanarya Adası’nın bir parçası olan La Palma Adası’nda doğup büyüdüm ve müziğime biraz da yaşadığım toprakları katmaya çalışıyorum. En iyi bildiğim şey kendi müziklerimiz. Her ne kadar çağın getirdiği farklı tınıları göz ardı etmesem de müzikal anlamda yaşadığım coğrafyanın müziğini de yansıtmaya çalışıyorum. Latin folk ve pop müziği arasında bir karışım yaptığımı söyleyebilirim.

* İlk albümünüz ‘con cariño y con cuidado’ için neler söylersiniz?

Benim için çok heyecanlı bir dönem. Albümü geçtiğimiz ay yayınladım. Dinleyiciler tarafından çok ilgi gördü ve sevildi. Şu an dünyanın birçok yerinde ardı ardına konserler veriyorum. Bir yıllık bir çalışmanın ürünü. Santa Marta ve Daniel Me Estas Matando gibi klasik Latin tınılarını modern müzikle birleştiren iki Latin grupla birlikte çalıştım. Kafamdaki müziği ve sesi albüme yansıtabildiğim için çok mutluyum.

PİYANO ÇALMAK VE ŞARKI SÖYLEMEK KÜÇÜK YAŞLARDAN BERİ HAYATIMDAYDI

* Küçük yaşlardan bu yana müzik eğitimi alıyorsunuz ancak üniversitede farklı bir alanda eğitim gördünüz. Bu süreç nasıl gelişti?

Evet, üniversitede Biyoteknoloji alanında eğitim gördüm, hatta artık eğitimimi sonlandırıyorum. Piyano çalmak ve şarkı söylemek küçük yaşlardan beri hayatımdaydı ve üniversiteden sonra da müzikten başka bir şey yapamayacağımı anladım.

* Siz kimleri dinlemekten keyif alırsınız?

Silvia Perez Cruz, Silvana Estrada, Jorge Drexler ve Natalia Lafourcade gibi Latin sanatçıları çok seviyorum.

UMARIM İLK VE TEK KONSER OLMAZ

* Ankara konseriniz hakkında bize biraz daha bilgi verebilir misiniz? Bu sizin Türkiye’deki ilk konseriniz olacak. Türkiye’deki müzikseverlere bir mesajınız var mı?

Yeni bir ülke ve bu yeni turnenin ilk konseri olması nedeniyle bu konser benim için son derece heyecan verici. Umarım bu ilk ve tek konser olmaz, her yıl tekrar tekrar gelebilirim. Türk müziği ile tanışmayı da heyecanla bekliyorum.