Güncelleme Tarihi:
Başkent Ankara’nın ürünleriyle 41 coğrafi işaret aldığını, 7 tane ürün için de başvuru aşamasında olduğunu söyleyen Coğrafi İşaretler Derneği Genel Sekreteri Kemal Çifçi, “Rafların artık segmente olduğu pazarlama dünyasında coğrafi işaretli ürünlerimiz hem ulusal pazarda hem de uluslararası pazarlarda stratejik üstünlük sağlamaktadır. Sorun bu stratejik üstünlüğü nasıl yönettiğinizde yatmaktadır” diye konuştu. Coğrafi işaretli ürünün üreticisine pazarlama avantajı sağladığına dikkat çeken Çifçi Ankara’nın potansiyelini şöyle değerlendirdi:
41’İ TESCİLLİ 7’Sİ BAŞVURUDA
“Ankara Cumhuriyet’imizin başkenti olmasının yanında aynı zamanda büyük bir tarım ve hayvancılık coğrafyasıdır. Bu tarımsal üretim geleneğini tüm tarihi boyunca görebilirsiniz. Bunun en belirgin örneği ise Ankara keçisidir. Büyük tarımsal ve hayvancılık alanları ile ürün desenlerinde ilçeler arasında bile farklılıklar vardır. Bu farklılıkları Ankara’nın coğrafi işaretli ürünlerinin izini sürdüğünüzde bulabilmek mümkün. Şu ana kadar Ankara’nın 41 tescilli ve 7 tane de başvuru aşamasında olan coğrafi işaretli ürünü var. Bu bağlamda coğrafi işaretli ürünlerimize yapılacak her türlü yatırım bizi dünyanın en zengin ülkeleri kategorisine yükseltecektir. Dikkat edilirse bu kategorideki ülkelerin ciddi tarımsal ve gıda üretiminin yanında uluslararası gıda markaları da var. Bu gerçeği görmek lazım diye düşünüyorum. İlçelerimizdeki üretim Ankara kent ekonomisine direkt katılmaktadır. Bunu da yerel ekonomi için önemli bir destek olarak görmek lazım.
STRATEJİK ÜSTÜNLÜK SAĞLAMAKTA
Örnek olarak yaklaşık 50 bin dekar tarım arazisi olan Ayaş bunun 4 bin dekarında domates üretmektedir. Bu özel domatesi sofralarımızla buluşturmak için kayıtlı 700 çiftçi üretim yaparak hem ilçe ekonomisine hem de bu benzersiz tohumu gelecek kuşaklara aktarmak için alın teri dökmektedir. Bu üretimiyle Ayaş Ankara’yı meşhur domatesiyle kışa hazırlamaktadır. Coğrafi işaretli bir ürün üreticisine pazarlama avantajı sağladığı gibi denk ürünlerde ise farkındalık oluşturmaktadır. Rafların artık segmente olduğu pazarlama dünyasında coğrafi işaretli ürünlerimiz hem ulusal pazarda hem de uluslararası pazarlarda stratejik üstünlük sağlamaktadır. Sorun bu stratejik üstünlüğü nasıl yönettiğinizde yatmaktadır. İletişimin bu kadar yoğun olduğu günümüzde en büyük tehlike ulusal kültürler bir benzeşim sorunu ile karşı karşıyadır. Her şeyin birbirine benzemesi birçok çözülmez sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu açıdan coğrafi işaretli ürünler bizim için bir çıkış noktasıdır. Kadim Anadolu gastronomisinin kayıt altına alınmasından tutun da stratejik tarım ürünlerimizin üretim geleneğini gelecek kuşaklara ancak coğrafi işaretli ürünlerimizle aktarmak mümkün. Bu aktarım aynı zamanda bir tarih bilincinin oluşmasında ve yönetilmesinde önemli bir olgudur.”
MUTFAĞIMIZ KERVANSARAY GASTRONOMİSİ
Ankara’nın gastronomi kültürüne de değinen Kemal Çifçi, “Başkent gastronomisi bana göre bir kervansaray gastronomisidir. İpek Yolu’nu takip ettiğinizde Kayseri hattından başlayacak olursanız bu hat Ankara, Ayaş, Beypazarı, Nallıhan, Göynük, Geyve diye devam eder. Burada dikkat çeken ürün ise Beypazarı kurusudur. Beypazarı kurusuyla bir kervan üç gün yol alır. Peki bu bize neyi çağrıştırır günümüzde tabi ki sporcu ve ekstrem sporcu yiyeceklerini. Düşünün ki Beypazarı kurusundan uluslararası bir marka çıksın Beypazarı sodasıyla birlikte. Onun dışında tabi ki dönerimiz, tavamız ve yanında Çubuk turşumuz var. Genel olarak bir kavşak noktasında olan Ankara, yemeklerini de bu gelenek üstüne kurmuştur. Bugün mutfağımızda Frig, Hitit, Roma, Pers, Selçuklu ve Osmanlı yapım ve pişirim etkilerinin izini sürmek mümkündür. Bu alanda daha fazla akademik ve saha çalışmasına ihtiyaç vardır” dedi.