Çocukları aşağılamak cinayetle eşdeğerdir
Güncelleme Tarihi:
Deniz GÜREL
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2010 00:00
Yaklaşan karne dönemi öncesi aileleri ve öğretmenleri uyaran İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, “Çocukları aşağılamak cinayettir. Anne, baba, öğretmen kimden gelirse gelsin, çocuklarımızı aşağılamak cinayetle eş değer olduğu gibi, onları yargılamak ağır bir suçtur” dedi.
YAKLAŞAN karne dönemi öncesi aileleri ve öğretmenleri uyaran İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, “Çocukları aşağılamak cinayettir. Anne, baba, öğretmen kimden gelirse gelsin, çocuklarımızı aşağılamak cinayetle eş değer olduğu gibi, onları yargılamak ağır bir suçtur” dedi.
İstenmeyen olayların yaşanmaması için başarıyı çocuklar şart koymamak gerektiğini belirten, kıyaslamanın yanlış sonuçlar doğurması durumunda vebalin ailede ve öğretmenlerde olacağını söyleyen Aydoğan şöyle devam etti:
Kıyaslama yapmayın
“Anne baba öğretmen kimden gelirse gelsin, çocukları aşağılamak onların üzerinde son derece olumsuz etki bırakır. Çocukları yargılamak çok ağır bir suçtur. ‘Sen bir şey yapamazsın’ sözü çocuğu yaralar, kıyaslamak ezer. Ruhen çökertir.
Ankara’daki bin 300 rehber öğretmenimizle bir araya geldik. Ailelerin çocuklara yaklaşımı konusunda bir çalışma yaptık. O toplantıda, ‘Çocuklar bizim kara sevdamızdır’ demiştik. Onları her türlü olumsuzluktan korumalıyız. Maalesef anne baba da istemeden çocuğa zarar verebiliyor. Çocukları aşağılamak nereden gelirse gelsin cinayetle eş değerdir.
Vebal sizlerde
Çocuklara olan sevgimizi çoğu zaman bir koşula bağlıyoruz maalesef. ‘İyi karnen varsa, başarılıysan seni severim’ gibi bir anlayışa neden oluyor çocukta. Bunun güvenini aile vermeli. ‘Ben başarsam da, başaramasam da ailem beni kabullenir ve sever’ demeli çocuk. ‘Ailem başarırsam mutlu olur, başaramazsam üzülür’ anlayışında olmalı. Çünkü Üzülmek ya da sevinmek ayrı, çocuğu sevmek ya da sevmemek ayrı. Ailemin sevgisi koşulsudur diyebilmesi lazım çocukların.
Önümüzde karne dönemi var. Eğer istenmeyen olaylar olursa bu işin vebali ailede, öğretmende, yanlış yönlendirmeyi kim yapıyorsa onda. Çocuğun önüne inanılmaz büyük hedefler koyup, ‘Her zaman bir numara, en iyi olacaksın’ tavrı da çocuğu bunalıma sokabilir. Başaramayacağı hedefler koyup baskı altına almak istenmeyen olayların başlangıcına sebep olabilir.”
Ailelere ve öğretmenlere seslenen Aydoğan, “Sevgi ve merhamet anahtar sözcükler. Kariyer ve başarı geçici. Çocuklarımızın sağlığı ve sağlıklı büyüyüp gelişmesi her şeyden daha önemli” dedi.
Vebal yanlış davrananda
Aydoğan, “Önümüzde karne dönemi var. Eğer istenmeyen olaylar olursa bu işin vebali ailede, öğretmende, yanlış yönlendirmeyi kim yapıyorsa onda. Çocuğun önüne inanılmaz büyük hedefler koyup, ‘Her zaman bir numara, en iyi olacaksın’ tavrı da çocuğu bunalıma sokabilir. Başaramayacağı hedefler koyup baskı altına almak istenmeyen olayların başlangıcına sebep olabilir” dedi.
İstenmeyen olayların yaşanmaması için başarıyı çocuklar şart koymamak gerektiğini belirten, kıyaslamanın yanlış sonuçlar doğurması durumunda vebalin ailede ve öğretmenlerde olacağını söyleyen Aydoğan şöyle devam etti:
Kıyaslama yapmayın
“Anne baba öğretmen kimden gelirse gelsin, çocukları aşağılamak onların üzerinde son derece olumsuz etki bırakır. Çocukları yargılamak çok ağır bir suçtur. ‘Sen bir şey yapamazsın’ sözü çocuğu yaralar, kıyaslamak ezer. Ruhen çökertir.
Ankara’daki bin 300 rehber öğretmenimizle bir araya geldik. Ailelerin çocuklara yaklaşımı konusunda bir çalışma yaptık. O toplantıda, ‘Çocuklar bizim kara sevdamızdır’ demiştik. Onları her türlü olumsuzluktan korumalıyız. Maalesef anne baba da istemeden çocuğa zarar verebiliyor. Çocukları aşağılamak nereden gelirse gelsin cinayetle eş değerdir.
Vebal sizlerde
Çocuklara olan sevgimizi çoğu zaman bir koşula bağlıyoruz maalesef. ‘İyi karnen varsa, başarılıysan seni severim’ gibi bir anlayışa neden oluyor çocukta. Bunun güvenini aile vermeli. ‘Ben başarsam da, başaramasam da ailem beni kabullenir ve sever’ demeli çocuk. ‘Ailem başarırsam mutlu olur, başaramazsam üzülür’ anlayışında olmalı. Çünkü Üzülmek ya da sevinmek ayrı, çocuğu sevmek ya da sevmemek ayrı. Ailemin sevgisi koşulsudur diyebilmesi lazım çocukların.
Önümüzde karne dönemi var. Eğer istenmeyen olaylar olursa bu işin vebali ailede, öğretmende, yanlış yönlendirmeyi kim yapıyorsa onda. Çocuğun önüne inanılmaz büyük hedefler koyup, ‘Her zaman bir numara, en iyi olacaksın’ tavrı da çocuğu bunalıma sokabilir. Başaramayacağı hedefler koyup baskı altına almak istenmeyen olayların başlangıcına sebep olabilir.”
Ailelere ve öğretmenlere seslenen Aydoğan, “Sevgi ve merhamet anahtar sözcükler. Kariyer ve başarı geçici. Çocuklarımızın sağlığı ve sağlıklı büyüyüp gelişmesi her şeyden daha önemli” dedi.
Vebal yanlış davrananda
Aydoğan, “Önümüzde karne dönemi var. Eğer istenmeyen olaylar olursa bu işin vebali ailede, öğretmende, yanlış yönlendirmeyi kim yapıyorsa onda. Çocuğun önüne inanılmaz büyük hedefler koyup, ‘Her zaman bir numara, en iyi olacaksın’ tavrı da çocuğu bunalıma sokabilir. Başaramayacağı hedefler koyup baskı altına almak istenmeyen olayların başlangıcına sebep olabilir” dedi.