Kemal ÇELEN/DHA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2010 00:00
Evde boş oturmak istemeyen kadınlar, aile ekonomisine katkı yapmak için arayışlara girerken turizme yönelerek yeni yeni iş kapıları açmaya başladı.
TARİHİ konakları ve gümüş işlemeciliğiyle ön plana çıkan Ankara’nın tarıma dayalı tarihi ve turistik ilçesi Beypazarı’ndaki girişimci kadınları, katkıda bulundukları yöre ekonomisine yön verir hale geldi.
Bir dönem, yaz-kış demeden ve sosyal güvencesiz tarlada çalışan kadınlar, Doğu ve Güneydoğu’dan ucuz mevsimlik işçilerinin getirilmesi sonucu işsiz kalmaya başladı.
Evde boş oturmak istemeyen kadınlar, aile ekonomisine katkı yapmak için arayışlara girerken turizme yönelerek yeni yeni iş kapıları açmaya başladı. Tarlada üretkenliğiyle bilinen kadınlar, küçük çapta gözleme, yarımca, bazlama, tarhana, erişte, baklava, sarma, etli güveç, içli ekmek gibi üretim yapıp, satışından para kazandı. Giderek işlerini büyüten kadınlar, çok sayıda kadına iş vererek istihdama katkıda bulundu. Yaklaşık 15 yıl önce tarlada işçiyken patronluğa terfi eden kadınlar, ilçe halkı için de iş, aş ve umut kapısı oldu.
Her yerdeler
Beypazarı halkının yıllar önce en önemli gelir kaynağı tarım işçiliğiyken, günümüzde turizm oldu. önceleri evlerinde yaptıkları yöresel ürünleri tezgahlara taşıyan kadınlar, satışından elde ettikleri paralarla işlerini büyütüp, aile ve ilçe ekonomisine yön verir duruma geldiler. Bugün itibariyle Beypazarı’nda turistlere hizmet veren tüm işletmeleriyle alışveriş yapılan dükkanların çoğu kadınlar tarafından yönetiliyor.
İlçe ekonomisine yön verenler arasında bulunan, gözleme ve yarımca üretimi yapan işletme sahibi 39 yaşındaki Rukiye Gökmen, evinde tarhana, makarna, baklava yapıp satışa sunan 35 yaşındaki Nesrin Aksoy ile yöresil gıda üretimi ve satışı yapan 39 yaşındaki Şenay Yılmaz, 33 yaşındaki Emine Açıkgöz, turistik giyim ve hediyelik eşya satıcısı 55 yaşındaki Hatice Çağlayan işlerinden oldukça memnun olduklarını dile getirdi.
Ekmek teknem
FIRIN işletmecisi 60 yaşındaki Ayşe Soylu, yıllar önce kadınların tarlaya gittiğini hatırlatırken, “Tarlaya hiç gitmedim, ev hanımıydım. Ancak bu işe soyunup, ekmek paramızı çıkarmaya başladık” dedi.
Yöresel gıda üretiminde çalışan 53 yaşındaki Havva Metin ise yıllar önce yazın sıcağında, kışın ayazında 35 yıl boyunca tarlaya çalışmaya gittiğini belirtirken, şimdi kızının tezgah başına geçip, işinin patronu olduğunu söyledi. Soylu, “Daha önce tarlaya gidip bir yevmiye kazanırken, işyeri açıp, 10 kişiye iş veriyorum. Burada makarnacısı ayrı, eriştecisi ayrı, baklavacısı ayrı, paketcisi ayrı” dedi.